Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Hizmet!

Hizmet!

Kime? Neye? Önce “Cemaat”ti.. Her ne kadar cemaat aynı zamanda “topluluk” veya “toplum” demekse de, “dinî bir fiil için, daha çok da namaz için bir araya gelen topluluk” anlamı ağır basar. Bu da yetmez, “dinî topluluk, grup” anlamı yaygındır. Nakşi cemaati, Nur cemaati v.b.

İşin başında dinî heyecan ve renk hâkimdi elbette. Zamanla dünyanın rengi öne geçti. “Diyaloga ömür ada”nınca, bildiğimiz cemaat vasfı aşındı.

Çok duyduk: “Teşhis edilmemek için cumaya bile gitmiyoruz!”

Gâvura gâvur dememek ilke oldu!

İsrail’e çanak açmak vazife!

Mavi Marmara şehidlerinin âhı yeter!

O zaman ne oldu? “Camia” oldu.

Onun da anlamı aynı gibi: Topluluk, cemiyet... Fakat dini bir arkaplandan yoksun, renksiz bir kelime.

Camia…

Bu da kesmedi. “Hizmet”te karar kılındı.

Malûm, hizmet bir sektördür!

Bu sektöre girince, iş değişir. Talepler hizmeti belirler.

Ortada bir fiil var. Hukuk kılıfı giydirilmiş. Her biri ayrı dosya olacak olaylar ve kişiler bir çuvala doldurularak adliyenin içine sokuluyor...

Zamanlamayı bir kenara bırakıyoruz elbette. Yolsuzlukla mücadele her zaman olabilir. Fakat zamandaki toptancılığa ne demeli?

Bu tamam. Sonra da hizmet erleri, ve elbette hizmet alımcıları başlıyorlar endahta!

“Hükümet gitmeli! Zaten seçimlerde boyunun ölçüsünü alacak!”

O zaman “Hizmet’in kalkışmasını hisseden hükümet tedbir için dershanelere el attı” diyebilir miyiz?

Demekten başka yol yok!

Hükümet olmadan, seçim zahmeti çekmeden iktidar olmak!

Hizmet bu mu?

Devlet kurumlarında eleman olmak, yükselmek “hizmet”i bir zümreye münhasır hale gelmişti neredeyse.

Bir çok yetenekli, dürüst (ve işsiz) gençten dinledik: “Bize geçit vermiyorlar. Bütün kadroları kendilerine münhasır kılmışlar.”

Neydi o, devletin yayın kurumu bir gazete ve televizyonun çöp sepetine dönüşmüştü. Zaman zaman dalga boyları, frekansları karışıyordu adeta!

“Hoca Efendi”… Cemaatin unvanı idi. Camia olunca bu unvan iğreti durmaya başladı. Şimdi Bay Gülen, Sayın Gülen demek gerekiyor.

Sayın Gülen, kendi ikrarına göre, bir devlet büyüğünü bir günahtan alıkoyduğunu anlatıyor. Bir kadınla beraber olmaması yolunda, Ankara’daki adamlarından biri vasıtasıyla uyarıda bulunmuş. Böylece, kasete mevzu fiil hayata geçmemiş.

Tamam. Örnek bir davranış.

Binlerce kilometre ötede Türkiye’de olup bitenlerin bilgisine hakkıyla vakıf. Kimin kiminle ne zaman ne yapacağı bilgisi buna dahil.

Neden bu örnek davranış, rüşvet ve yolsuzluk mevzuunda esirgendi?

Günah olan sadece gayri meşru cima mı?

Ya rüşvet?

Hizmette sınır olur mu?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Asım Yenihaber Arşivi