17 Aralık operasyonunun ardından bürokrasideki tasfiyeler sürerken medyada da enformasyon savaşları yaşanıyor.

Zaman gazetesine bakarsanız kamu kurumlarında tasfiye en alt seviyedeki memurlara kadar inmiş durumda.

Ancak önceki akşam Polis radyosunda dinlediğim bir parça, durumun cemaatin yansıttığı kadar da vahim olmadığını ortaya koyuyor.

Benim de çok sevdiğim, dinlemekten zevk aldığım, İSKİ’den kötü kokuların geldiği, İstanbul’un çöp dağları ile anıldığı günlerde piyasaya çıkan ve o günler için oldukça anlamlı olan bu parçayı bu günlerde Polis radyosunda dinlemek, moda tabirle oldukça “manidar”dı. 

Ne varmış canım bu şarkıda, demeyin. Sözlerini okuyun, anlayacaksınız.

Dinleyiverin Gari

Paralar oldu yeşil mani

Tanımıyor engel mâni

Yok insafı, imanı

Bol keriz bol enayi

Gemisini kurtaran

Fedakâr ve cefakâr

Kaptanın yüzdüğü deniz

Biziz abicim biziz

Yüzdürmeyin gari

Dul hakkı yetim hakkı

Palavradır palavra

Niyazidir şehitler

Sızlamaz mı o kemikler

İnilerler gari

Yeşili inekler yedi

Hazineyi yamyamlar

Memleketin içine

Ediverdiler gari

Ne şiş yansın ne kebap

Diye diye olduk harap

Kalmadı başka örecek çorap

Ya rab bizim başlara

Akıl veriver gari

Şimdi eller havada

Oylar yandı tavada

Yok eksilme cakada

Cek caklı vaatlere

Tok karnımız gari

Kıl olmadan dinleyiverin gari

Hayret bir şey oluvermeyin gari

Zilleri takıverip oynayıverin gari

***

Önceki gün akşam Samanyolu’nun aynı anda iki kanalında Fethullah Gülen’in hayatına ilişkin yayınlar vardı. 

Kendi yaptıkları anketi “Hükümete destek azaldı” başlıkları altında ve “Ne kadar da başarılı işler yapıyoruz” babında manşetten görenler, (nihayet) kendi zeminlerinin de kaymakta olduğunu fark etmiş olacaklar ki bir itibar kampanyası başlatma gereği duymuşlar, diye düşündüm.