Cemal Nar

Cemal Nar

Yeni Bir İhanet ve Darbe Sebebi

Yeni Bir İhanet ve Darbe Sebebi

Türkiye’de “irtica”  bu zamana kadar darbelere hep birinci sebep olarak gösterilmiştir. O gerekçe gösterilerek darbe yapılmıştır.

Diğer iki sebep daha vardır konuşulan, “terör” ve bölücülük” ile “ekonominin kötüye gitmesi, ülkenin yönetilemez hale gelmesi” gibi. Ama onlar hep geri planda kalmıştır.

Bugün bu darbe çeşitlerine birisi daha eklenmiştir, “paralel yapı” darbesi.

Şimdi bunları kısaca görelim.

Ekonominin kötüye gitmesi darbe sebebi olabilir mi?

Hayır!

Çünkü para, sermaye, üretim ve ihracat pek komuttan anlamaz. Asker “enflasyon düş” diye komut verse de, ekonomi onu dinlemez. Ekonominin darbeye etkisi, olsa olsa darbe yapanların ülkeyi soyanların emrinde olması gerçeğidir maalesef. Darbe öncesi ve sonrası sanayici, iş adamı, banka ve finans sektörü, medya, darbeci komutanlar iş birliği ile para ve sermaye transferleri, sonuçta darbe yapanların görünen görünmeyen bütçeleri, işin mali yönünü açıkça ortaya serer.

Bölücülük de bu ülkede darbe sebebi olamaz. Bu sun’î bir kavgadır. Sistemin ihtiyaç anında kullanmayı düşündüğü bir projedir bu. Milletin, milleti oluşturan halkların böyle bir derdi yoktur. Müslümanlar kardeştir ve asla ırkçı olamazlar. Sistem ve sahiplerinin ırkçılığı ancak kendilerini bağlar ve kendilerine zarar verir. Biraz da millete zarar vererek onların canını yakabilirler, ama işte o kadar. Yapay sorunlar ülkeyi bulandırabilir, ama bu halkın dinden gelen birlik ve sağduyusunu asla yok edemez. Nitekim barış süreci bunun sömut örneğidir çok şükür.

Geriye bir irtica kalmıştır bahane olarak ve biz bunu defaatle yaşadık maalesef. En son 28 Şubat Post Modern Darbesi’nin bağrımıza sapladığı paslı hançerin yarası daha geçmedi. O da irtica kılıklı “ülkeyi yağmalama, soyup soğana çevirme” macerasından başka bir şey değildi ne yazık ki. Böyle olmasına rağmen anamızı ağlatmadı da değil yani. Ama bugün foyaları meydana çıkmış ve rezil olmuşlardır. Bir daha denemeye yüzleri olsa bile mecalleri kalmamıştır çok şükür.

“Bir daha darbe olmaz” kanaati yavaş yavaş yerleşirken, birden yep yeni ve bambaşka bir darbe türü ile karşılaştık; “Paralel Yapı Darbesi”. Bir başka adıyla “Dost Modern Darbe”.

Düne kadar “şeriat” talepleri darbe sebebi sayılırken, bu sefer “şeriatçı” bildiğimiz insanlar, bu zamana kadar darbe yapan güçlerle birleştiler ve “dindar”, muhafazakar” bir hükümete karşı darbe yapmaya kalkıştılar.

Bu hem görülmedik bir darbe çeşidi idi, hem de “dinci” diye bilinenler ile “dinciliği” tehlike, hatta tehdit görenlerin müşterek çalıştığı bir darbe çeşidiydi.

Burada bir hata vardı elbette. İki zıddın birleşmesi akıl mantık dışı bir şeydi. Hiç şüphesiz taraflardan biri kendine ihanet içindeydi.

Acaba “kendine ihanet eden” taraf bir kısım “dinciler” miydi, yoksa onları birinci dereceden tehdit ve tehlike görenler miydi?

Sorunun cevabı belli ama nedenlerinin iyi tahlil edilmesi gerek.

Evet, düne kadar din için çalışan bir grup insan, şimdi neden kendilerine ve davalarına ihanet ederek içerdeki karanlık yapı ve dışardaki İsrail ve ABD içindeki İslam düşmanları ile işbirliği yaparak bu ülkenin yıllarca kendilerine destek veren dindar insanlarına karşı darbe teşebbüsüne girişiyordu?

Tahlil, terkip ve hükmümüzü gelecek yazılara havale etmek zorundayız maalesef. Bu da bir çeşit sabır eğitimi değil mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi