Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Yumruğu kim attı?

Yumruğu kim attı?

Bu CHP acayip bir parti. Elbette yöneticileri de öyle. Malûm Kemal Kılıçdaroğlu’na bir saldırı teşebbüsü oldu. Çok da ciddiye alınacak bir hadise değil. Fakat, epey işe yaradı. Seçimden sonra söyleyecek sözü kalmayan Kılıçdaroğlu birden mazlum konumuna düştü. Popülaritesi fevkalade yükseldi.

Göz önündeki bir siyasi lidere saldırmak akıllı insanın yapacağı bir iş değil. Zaten saldırganın da akılla pek arası olmadığı anlaşılıyor. Öyle veya böyle, Alperen Ocaklarından olduğunu söylemiş veya söyletmişler. Hem ciddiye alınmaz, hem de Ocak yetkilileri açıklama yaptı. Bizimle alâkası yok diye…

Ama CHP’nin zehir hafiyesi Gürsel Tekin baktım ağzını doldura doldura konuşuyor. Belli ki mühim bir şey söylüyor: “Saldırgan AK Partili!”

Evet, CHP AK Parti’den bir yumruk yedi. Bu doğru. Asla şüphe götürmeyecek bir yumruk hem de.

Öyle ısıran bir yumruk değil, okkalı cinsinden. Ama o seçim yumruğu idi. Demek ki Gürsel Tekin’in şuur altına işlemiş. Hemen bağlantı kuruyor.

Asıl konumuz Gürsel Tekin değil.

Seçimde en ağır AK Parti yumruklarından birini yiyen yüksek perdeden atıcı biri de soluğu Ankara’da almış. Hani şu meşhur Sarıgül!

Açık farkla kaybettikten sonra nasıl bir pişkinlik yaptığını hatırlıyor musunuz?

“Bütün oylar yeniden sayılsın!”

Yani?

Sarıgül kazanana kadar say babam say!

Bu sayım kıyamete kadar bitmez!

Bakın o ne demiş:  “Dünyanın hiçbir noktasında kaba kuvvetle fikirler susturulamaz. Biz bütün Türkiye’de barışın, demokrasinin, bireylerin özgür olmasını arzu ediyoruz. O nedenle dünkü olayı bir kez daha kınıyorum.”

Ben de önce bu Türkçe fukarası lider adayını kınıyorum. “Türkiye’de barışın, demokrasinin özgür olması” ne demek?

Türkçe özüründen başka bir şey değil. Mustafa Sarıgül için bu vak’a bir fırsat, o fırsatı değerlendirip Ankara’ya gelmiş, kendini göstermiş.

Söylediği lafa bakın: “İstanbul’da tabii arzu ederdik ki seçimler daha demokratik ortamda yapılsın.”

Daha demokratik ortam nasıl olabilir?

Her hal ü kârda Sarıgül’ün kazanacağı bir ortam demek bu!

Şimdi bu son menfur vak’a üzerine Cumhurbaşkanı, Başbakan dahil herkes kınama mesajları yayınladı.

Doğrusu bu. Bu demokratik ortamı zehirleyen bir harekettir. Kime saldırılırsa saldırılsın.

Ya geçen aylarda Başbakan yardımcısı Bekir Bozdağ’a saldırıldığında ne olmuştu?

Hani “incinsen de incitme” diyarı Hacıbektaş’ta alevi hoşgörüsü içinde yüzerken yapılan saldırıdan söz ediyoruz.

Saldırıdan sonra saldırganı hararetle tebrik eden kimdi? Hatırlayamadıysanız, bir hatırlatalım: CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran! Namı diğer orantısız Umut! Hani şu başbakan seçimi göremeyecek diyen sapısilik kâhin!

Türkiye’de nefret medyasının başını çeken Sözcü’ye baktım, meğer saldırı Kılıçdaroğlu’na değil, demokrasiyeymiş!

Demokrasi iktidarla muhalefeti bir arada barındıran rejimdir. Muhalefete saldırı olunca demokrasiye saldırı, iktidara saldırı olunca, hak edilmiş bir yumruk!

Siz neyin, kimin sözcüsüsünüz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Asım Yenihaber Arşivi