Zaman çok hızlı geçiyor... Takvim yaprakları ikişer üçer yuvalarını terk ediyorlar... İlk bahar arada kaynadı gibi birşey sanki... Baharlık elbiselerimizi neredeyse kullanamaz olduk... Daha dün, şeker verip yanağından öptüğümüz çocuklar evlenme çağına geldi...

Ve gün gelecek bir bakmışız ki ölüm meleğiyle burun buruna gelmişiz...!

Ondan sonra sınırsız bir hayata hayırlı yolculuklar!

Ölüm meleği,

Ölüm sekeratı,

Ruhun bedenden çıkması,

Ve ruhun yolculuğu,

Kabre nokta atışı,

Ve kabir sualleri,

Doğru cevap ya da kem kümlü cevap,

Serinlik ya da kabir sıkıştırması,

Ve kıyamet,

Mahşeri kalabalık,

Birbirlerinden kaçışmalar,

Pişmanlıklar,

Defter nereden gelecek belli değil,

Yıllarca bekleyiş,

Ve tek tek Allah’ın huzuruna alınmalar,

Müjde ya da cehennem...

Evet...

Dedim ya zaman hızlı akıyor...

Bu satırların okunma süresi belkide 2-3 dakika bile değil...

İşte zaman böylesine hızlı akıyor...

Ve insan düşünüyor...!

Önce geçmiş günahları daha sonra ertelediği ibadetleri aklına geliyor...

Bari kalan ömrümü bereketlendireyim diyor ve geçmiş günahları için tevbe ederek yerinden kalkıyor ve ölünceye kadar oturmuyor...!