Turgay Yener

Turgay Yener

Uyanık sosyoloğun 11 Eylül’ü

Uyanık sosyoloğun 11 Eylül’ü

Asli işi sosyoloji...

Bir nevi toplum mühendisi...

Bin yıllık geleneği, değerleri olan bir milletin yeniden biçimlendirilmesi onun asıl gayesi..

Bu görev onun için mitolojik bir kutsallık taşıyor, tarihsel mi desek,

Hani pek sevdiği Yunan mitolojisi gibi bir şey

Eğer becerip değiştirebilirse böylelikle yıllardır hep özlemini duyduğu ideallere ulaşabilecek.

Uyanıklığını ve mesleğini konuşturup hemen başlıyor göreve

Burada;

“411 el kaosa kalktı”

“28 Şubat bin yıl sürecek”

“Topyekün savaş”

“Artık muhtar bile olamaz”

“Yalan rüzgarı”

“Paşa paşa imzaladı”

gibi manşetlerini, bin bir türlü yalanlarını, karartmalarını, perdelemelerini sıralasam yerimiz kifayet etmez.
Ancak sosyoloğumuzun öyle bir uyanıklığı var ki onu es geçemeyeceğim;

önce zeminini hazırlayan uyanık sosyologumuz bakın ne yazmıştı:

“…İçinde vicdan olan insanlar, şu ölümcül çetelenin farkında. Bugüne kadar... Evet bugüne kadar bu ülkede kimse 'dinci' olduğu için öldürülmedi. Ama 'dinsiz' diye öldürülen veya kendine 'dinci' diyen insanlar tarafından katledilen çok insanımız var.

Bu ülkede kimse 'oruç tutuyor' diye rahatsız edilmedi, saldırıya uğramadı, öldürülmedi. Ama Anadolu'nun şu veya bu kasabasında 'oruç tutmuyor' diye saldırıya uğramak neredeyse sıradan polis olayı haline geldi.
Bu ülkede 'Neden namaz kılıyorsun' diye kimse kimsenin yakasına yapışmadı. Ama Anadolu'nun şu veya bu kasabasında, şehrinde namaz kılmayan insanlara en azından yan gözle bakıldığını biliyoruz.

Bu ülkenin sokaklarında hiçbir kızı, kadını 'Neden türban takıyorsun' diyen fanatiklerin tacizine, saldırısına uğramadı. Ama mini etek giyen kızları o kadar rahat olamadı. Bırakın sokaktaki fanatiği, meczubu, kendini bilmez bazı polislerden mini etek giyiyor diye dayak yiyen kızlarımızla ilgili haberleri hep birlikte okuduk.”

Büyük gayeye matuf satırların ana fikrini Danıştay cinayetinden yola çıkarak sosyologluğunu konuşturup teşhisi koyuyor.

Nasılsa model de hazır, fazla uğraşmasına da gerek yok!

Manşeti patlatıyor:

“Cumhuriyet'in 11 Eylül'ü”

Bu manşetin altında yatan iddia gayet uyanıkça!

Kurnazca!

Sosyoloğumuz aklı sıra uyanıklık yapıp ABD'de ikiz kulelere olan saldırılar dünya kamuoyunda nasıl bir etki yapmışsa, Danıştay'a yapılan saldırı da Türkiye'de aynı etkiyi yapacaktır diye kurnazlık yapıyor.

11 Eylül saldırıları ile birlikte Amerika’nın özel çabalarıyla Müslümanlar terörist gibi gösterilip ülkeleri işgal edilmiş, yurtları talan edilip enerji kaynakları sömürülmüştü... Danıştay'a saldırının da ülkemiz üzerinde aynı sonuçları doğuracağına inanıyordu uyanık sosyoloğumuz...

Ve ekliyordu:

“…önümüzdeki bilgiler bir fanatiğin türban kararını protesto için bu cinayeti işlediğini gösteriyordu.

Ama hükümete yakın kaynaklar, bu işin altından "ulusalcı" bir komplonun çıkabileceği yorumunu yapıyordu.

Hatta katilin Sedat Peker ve Veli Küçük'le ilişkisinin bulunduğu istihbaratı veriliyordu.”

Demesinin üzerinden çok zaman geçmeden hepimizin malumu, kahraman bir savcı çıkıp ipliklerini pazara döktükten sonra sosyologumuz benzerlik kurmada belki bir yerde haklı çıktı.

İkiz kulelere yapılan saldırılar, Müslümanları terörist göstermek için Müslümanların yaptığını ileri süren ABD’nin kendisinin yaptırdığı iddiaları hala konuşuluyor.

Aynı şekilde Danıştay saldırısını, “Müslümanlar adam öldürüyor” desinler diye Ergenekoncuların Danıştay’a saldırı düzenletip yargıç öldürtmeleri ise iddiadan öte kanıtlanmış bir gerçek.

Evet benzerlik ve fark bu!

Henüz İkiz kulelere yapılan saldırıyı ABD’nin yaptırdığı tescillenmedi ama Türkiye’de Danıştay’a yapılan saldırıyı Ergenekoncuların yaptırdığı tescillendi.

Bir de tüm bu olanların üstüne;

Vakit gazetesinin ortaya çıkardığı “kaçak yalı ve iskele” hadisesi var ki; sosyoloğumuz “dava açacağını” söylemişti.

Şimdilerde “mabedim”diye bahsettiği iskelesini ceza yememek için sessiz sedasız yıkmış!

üzüldüm desem yalan olur!

Ne yalan söyleyeyim, üzülmedim!

Kahır ettim…

Sen bu hallere düşecek adam mıydın?

Ne diyelim kendi düşen ağlamazmış!…

Acaba bundan sonra, bir mertlik gösterip ‘Paşa paşa’ özür diler mi?

Yoksa diplerde dolaşmaya devam mı eder?

Bekleyip göreceğiz…



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Turgay Yener Arşivi