Bir varmış bir yokmuş… Evvel zaman içinde Ebu Yusuf isimli bir genç varmış… Bu genç, Allah ve resulünü kendi nefsi dâhil her şeyden çok severmiş… Bu sevgisini de Allah ile paylaşmış… Allah da bu sevginin bir iddia olduğunu ve bu iddianın ispat edilmesi gerektiğini tövbe suresi 24.ayette bildirmiş…

Ebu Yusuf isimli bu genç, Tevbe-24’deki mesajı alır almaz Afganistan beldesine yolculuk yapmış… Dünyanın birçok beldesinden Afgan dağlarına gelenleri görünce demek ki sadece ben Allah’ı her şeyden çok seven değilmişim…” demiş.

Afgan dağlarında bulunmakla ölümün erkenden gelmeyeceğine, dağlardan inince de ömrünün uzamayacağına iman eden Ebu Yusuf, büyük bir imanla oracıkta sabretmiş… Gün gelmiş bir bakmış ki dünyanın öbür ucundan ABD markalı askerler Ebu Yusufu öldürmeye gelmiş…

Ebu yusuf’un Amerikalı askerlerle bir alıp veremediği yokmuş oysaki… Acaba Amerikalılar Ebu Yusufa neden düşmanlık beslemiş? Ebu Yusuf dakikalarca düşündükten sonra;

“Benim Müslüman olmam, bu insanların bana düşmanlık beslemesi için yeterli bir sebep!” demiş ve yeryüzünde Allah’ın sözlerinin hakim olması için en iyi silahları öğrenip düşman sorusunu çözmeye başlamış…!

Ve iyi bir kanas eğitimini koymuş cebine ve memleketine gelmiş… Aradan biraz zaman geçmiş ve Suriyede başka bir cihad soruları sorulmaya başlamış… Eğitimini alan Ebu Yusuf cihad sorularını çözmek için basmış Suriyeye gitmiş…!

‘Bildiğini öğretmeden şehadet olmaz!’ Diyerekten kısa bir zamanda mektebini açmış ve öğrenciler yetiştirmiş… Çocuk katilleri olan Esad’ın köleleri, tek tek alınlarından Ebu Yusuf imzalı demir metaldan nasiplenince Ebu Yusuf’un şöhreti okyanusların da ötesine kadar gitmiş…!

Uluslararası arenada şöhrete ulaşan Ebu Yusuf, düşmanlarını kendi kaderinin taşeronları olarak görünce, korkmanın anlamsız olduğu kanaatine varmış ve hiç istifini bozmadan öğrenci yetiştirmeye devam etmiş…

Esad’ın köleleri Ebu Yusuf avına çıkmışlarsa da bunda başarılı olamamışlar… Çünkü Ebu Yusuf o tarihe kadar asla ölmeyecekti…!

Ve büyük gün gelmiş…!
Firdevsin bekleme salonunda çadır kuran Ebu Yusuf için düğün hazırlıkları başlamış…
Sahile yaklaşan bir gemi…

Suud, iran ve ABD bütçeli düğünün anahtarı denizden fırlatıldığında Ebu Yusuf’un ruhu zaten Allah’ın katındaydı (uyku halinde ruh bedenden çıkar)…

Ve gece…
Firdevs taşeronu olan ABD Firdevs cennetinin anahtarını Ebu Yusuf ve arkadaşlarına göndermiş oldu…
Hem de;
Tam Allah’ın dilediği saatte…
Tam Allah’ın dilediği bir yere…
Ve tam da Allah’ın dilediği bir şekilde…
Şehadetin mübarek olsun Ebu Yusuf…(İnşaallah şehiddir.)
Seninle tanışmasam da inan seni Allah için çok sevdim…