D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

“Sayın” göbek adı mı?

“Sayın” göbek adı mı?

“Kürt siyasetçi” yaftasıyla tanınan şöhretli isimlerin mantıkla aralarının iyi olduğunu söylemek mümkün değil. Mesela, Meclis’i bırakıp Ağrı’ya gideni, açıklama yapmış. “(Terör örgütü) bu toprakların çocuğu, uzaydan mı geldi?” buyurmuş. Bu toprakların çocuğu diye herkesi bağrımıza mı basmamız gerekiyor? 

Adam bu topraklarda yetişmiş, eşini, çocuklarını hunharca öldürmüş, idam kalktığı için müebbet hüküm giymiş... “Madem bu topraklara mahsussun, gel çocuklarımı sana emanet edeyim” mi diyeceğiz? 

Bu siyasetçi makulesi, hâlâ 1970’lerin “devrimci” jargonu ile idare ediyor. Aradan yarım asır geçtiğinin, Sovyet sisteminin çöktüğünün, Stalinizmin çok daha önce yerle yeksan olduğunun farkında değiller âdeta. 

Mantıksızlığı mantık seviyesine yükselttikleri gibi, ahlâksızlığı ahlâk edinmek yine bu çevrelerin işi.  

Ahlâkın en basit ilkesi sana yapılmasını istemediğini başkasına yapmamaktır. Bunlar tersini ahlâk sanıyorlar. Ankara’da birisi geliyor, il başkanlığında bir yöneticiyi bıçaklıyor. Hemen bas bas bağırıyorlar: Başbakan yaptırdı! 

Efendi, Kobani bahanesiyle taraftarlarını sokağa döküyor, 50 kişi öldürülüyor, failleri “ajitatörler” oluyor. 

Bu bencilliği aşmadan, bu etnik masumiyet zırhının hamakatini görmeden gerçek siyaset yapılamaz. 

Şimdi bir isim var ki, bu cenahtan herkes, o ismin başına “sayın” kelimesini ekliyor. 

Sayın Türkçe’nin muteber kelimelerinden değil. Yıllarca önce Atilla İlhan’ın bir konferansında dinleyicilerden biri “sayın” kelimesi ile başlayan bir soru sormaya kalkışmıştı... Atilla İlhan “sayın”ı şiddetle reddedip bu CHP  kelimesini tanımadığını belirttiydi. 

Birisi için “sayın bilmem ne” dediğiniz andan itibaren, herkes için bu unvanı kullanmanız gerekir. Kılıçdaroğlu da sayındır, Bahçeli de, Başbakan da. Meğer ki, sayın bu zatın göbek adı filan olmasın!

Sen her şeye etnik bakacaksan, o zaman diğerlerinin de etnik bakmasını kabulleneceksin. Mesela, Türklerin Irak’ta Kerkük için, Suriye’de Türkmen Dağı için harekete geçmesini olağan karşılayacaksın. Hani bir büyükşehir başkanı bayan, bir subaya “senin devletin söz verdi” demişti ya, işte o devlet, ordusunu Kerkük’e yollasa ne yaparsın?

Ağrı’nın karın ağrısı başkanın tekliflerine yine de farklı bir nazarla bakalım. Belki de olumlu bir noktaya varırız. Bugüne kadar terörle birlikte anılan örgüt mensupları ile işbirliği imkânlarını araştıralım. Mesela, onları korucu kadrosuna almak iyi bir çözüm olabilir!

“Yok öyle olmaz!” derseniz, başka tekliflerimiz var: Kimlik kontrolünü onlara yaptıralım. Fakat batı Anadolu’da!

Ya da, özerklik için habire hendek kazanları istihkâm bölüklerinde görevlendirelim. Ona da “hayır” derseniz, daha sivil bir çözüm teklifim var: Karayolları bir hayli tünel inşaatı yaptırıyor. Bu acar delikanlılardan tünel inşaatlarında faydalanalım!

“Bu mevzu mizah kaldırmaz” diyenlere söyleyeceğim şu: Bu zevatın siyaset dediği şeyi ciddiye almanın başka bir yolu yok!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
D.Mehmet Doğan Arşivi