D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Şerefsiz Oda(k)!

Şerefsiz Oda(k)!

Türkiye’nin fikir zeminine ayar verme iktidarını giderek kaybeden odaklar, türlü lâf cambazlıkları ile sağa sola çamur atarak varlıklarını ispata çalışıyorlar. 

Onlardan her türlü pislik beklenir... PKK’lılar gibi kadın kılığına dahi girerler... Bir kadın kılıklı, çamur atma mevsimini açtı, bilinen, tanınan, benimsenen birçok ismi “Para için konuşuyorlar!” yaftasıyla kendince teşhir etti.

İyi ki, “Kitapları da para için yazıyorlar” demedi!

Biz konuşmacı, hatip filan değiliz. İşimiz, mesleğimiz belli. İlk kitabımız 1975’te yayınlandı: Batılılaşma İhaneti...(Neyse ki bunu biliyor, kadın kılıklı) İlk kitabımızın bu sene kırkıncı yılı...

Yayınlandığı gün, bugünü haber veren bir kitap. Tabuları yerle bir etti, zor zamanda söylenemeyeni söyledi, dokunulmazlara dokundu, putları kırdı. Okuyanlarda bir zihin inkılâbı meydana getirdi. O günden bugüne yüzbinlerce basıldı, hâlâ da basılmaya devam ediyor. 

Bu kadın kılıklı öyle echel ki, tek kitap yazmakla kaldığımızı söylüyor. 

Elhamdülillah kırk yıldır her türlü iş güç ve gaileye rağmen otuza yakın kitabımız yayınlandı, her biri düşünce dünyamızda adeta çığır açtı. Tarih ve Toplum-Toplum yapımızın tarihi oluşumu, Dil Kültür Yabancılaşma, Halka Karşı Demokrasi, Türkiye’de Darbeler Müdahaleler ve Siyasî Sistem, Kültürel Savaş ve Savaş Kültürü, İletişim veya Dehşet Çağı, Bir Savaş Sonrası İdeolojisi: Kemalizm, Türkendülüsiye-Hilâl Operasyonu, Mağlubiyet İdeolojisinin Sonu, Son Darbe Ergenekon; geçen sene Türkiye Cumhuriyeti Tarihine Giriş ve son olarak Ömrüm Ankara-Bir Ankara Şehrengizi...

Zihnimizi dumura uğratan Dil devrimine itirazımızı, büyük emek ve zahmetle hazırladığımız Büyük Türkçe Sözlükle ortaya koyduk. Bizi 10-15 bin kelimelik sözlüklere mahkûm etmek isteyenlere, dilde tahrifat yapanlara, kültürel soykırımcılara itirazımızı da Yüzyılın Soykırımı, Bir Lügat Bulamadım ve Devlet Sözlük Yazar mı? kitaplarımızda ilan ettik. 

Türkistan Türkiye Gergefinde İran ve Türk Kimliğinin Coğrafyaları isimli eserlerimiz coğrafyalar aşan medeniyet terkibimizi yeni bir bakışla ele alınıyor.  

Evet; Türkiye Yazarar Birliği’nin kuruluşundan itibaren büyük yazarlarımızı anmak için ciddi çabalar sarfettik. Bunların içinde Mehmed Âkif müstesna bir isim olarak topluma ve gençlimize bilhassa tanıtmayı vazife eddettiğimiz gerçek bir büyük şahsiyet. 

Mehmed Âkif’le ilgili iki kitabımız var: Camideki Şair Mehmed Âkif ve İslâm Şairi İstiklâl Şairi. Her ikisi de ahlâk ve iman âbidesi büyük şairimizi doğru bilgilerle, eserleri ile ilgili kapsamlı yorumlarla tanıtıyor. Ayrıca Yazarlar Birliği’nin Mehmed Âkif Araştırmaları Merkezi olarak 8 bilgi şöleni yaptık, altısının kitapları yayınlandı, ikisi de baskıda. İki yüzden fazla (yerli-yabancı) ilim ve fikir adamının bildirileri ile kapsamlı bir Mehmed Âkif külliyatı meydana getirdik. 

Çok sayıda konferans teklifi almamıza rağmen, çok azına cevap vermeye vaktimiz olur. Bu bazen ayda bir, bazen iki, ama yıl boyunca 5-6’yı geçmez. Hiç bir zaman profesyonel konuşmacı olmadık. Son bir ay içinde Bingöl Üniversitesi ile Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nde konuştum. Hakikat gözeten biri bu iki kurumumuzu arayarak, nasıl bir ücret aldığımı (almadığımı) kolaylıkla öğrenebilir. Hatta birisinin gidiş masrafını tahsil mümkün olmadı. Çankırı Karatekin Üniveritesi’nde konuşacağım. Şimdiden araştırmaya başlasınlar...

Konferans vermenin, memleketimizin insanına, gençlerine doğrudan hitab etmenin kötü bir tarafı olduğunu sanmıyorum. Üstad Necip Fazıl, ülkemizin neredeyse bütün şehirlerine hatta bazı kasabalarına giderek meşhur konferanslarını irad etmişti. 

Konferans için çağrılan bir kişiye telif ücreti verilmesinin de hakkaniyet icabı olduğu fikrindeyim. Fakat bunu ileri dereceye vardıranlar olduğunu biliyorum ve bunların kim olduğunu benim kadar karanlık oda(k)ların da bildiğini fakat onları sözkonusu etmekten imtina ettiklerini de biliyorum. 

Neden peki? İsteniyor ki, kendilerine mübah olan, bize günah sayılsın. Milletin kafası karışsın, sağduyu sahibi ilim, fikir adamı ve yazarlarımızın halkımızla, gençlerimizle bir ve beraber olmasının önüne geçilsin. 

Kadın kılıklı müfteri, eğer gerçekten resminde görüldüğü gibiyse, telif ücreti, onun bir günlük kozmetik ve süslenme masraflarına bile yetmez!

Devlette çeşitli işlerde çalıştım, fakat memur olmadım! Sigorta emeklisi olarak mütevazı bir maaşım var. Geçimimi kalemimle sağlıyorum, elhamdülillah alnım ak!

Gelelim Melih efendi bahsine!

Hakkında yazdıklarımız bir Ankaralı olarak içimiz yandığındandır. Bunlar sabah akşam müzmin başkana söverler, ama bir şekilde onları memnun ettiği için en kötü icraatları konusunda dahi seslerini keserler. 

Kendisinden bir talebimiz olmuşsa bunu ispat etmesi için hodri meydan demiştik. O günden bu güne tıs çıkmadı. Eğer ispat edemezsen müfterisin ve .......sin demiştik. Aynı şeyi bu kadın veya kadın görünümlü şahsa da söylüyoruz!

Başka söze ne hacet?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
D.Mehmet Doğan Arşivi