Huylu huyundan vazgeçmez hesabı Hürriyet yine Hürriyetliğini yaptı. ‘Terörist Listesinde Bir Gazeteci’ başlıklı yazımda Hürriyet’in geçmişte kalan bir ‘marifetine’ değinmiştim. Mısırlı Refet Yahya’nın hikayesine temas etmiştim. Adam Kaide suçlaması üzerinden mesleki bir linç durumuyla karşı karşıya kalmıştı. Belki şimdi bile hasarlarını atlatabilmiş değil. 

2013 yılı Arap dünyasında darbeler yılı oldu. Gezi olayları veya Geziciler üzerinden Türkiye’de de aynısı denenmek istendi. Türkiye darbe süreci veya istikrarsızlık ortamına sürüklenmek istendi. Arapların dediği gibi bu durum, tesadüfle izah edilemeyecek; ‘sabkı ısrar’ diye ifade edilen önceden tasarlanmış sistematik bir kampanyadır.

Mısır’da zaman darbe için sıfır saati olarak belirlenen 30 Hazirana doğru akarken (2013) Yemen’de iktidar partisinin yayın organı ‘mutemer.net ‘ sitesinde garip bir haberle karşılaştım. Bir başlık dikkat çekiciydi: Üçünden birden kurtulalım. ‘Üçünü birden gönderelim veya devirelim’ anlamdaki başlık dikkatimi çekti ve haberi okudum. İhvan mensubu olarak görülen Mürsi, Gannuşi ile birlikte dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan da ihvan mensubu kategorisine sokularak bir taşla üç kuş vurulmak isteniyordu. Üç lider hedef tahtasına konmuş ve kurgulanan toplumsal olaylarla birlikte alaşağı edilmesi isteniyordu. Haberin linklerini takip ettiğimde karşıma Mısır’da yayınlanan Vefd gazetesi çıktı. Vefd gazetesi ise 30 Haziran’da orduya pas vermek için hazırlanan bindirilmiş kıtaların organize edildiği Vefd Partisinin yayın organı idi.

Bu kampanyada sembol üç kişi hedef alınıyordu. Erdoğan, Gannuşi ve Muhammed Mürsi. Durumdan vazife çıkarması için Sisi ve ordusuna verilen kitle pasından sonra 3 Temmuz (2013) tarihinde mahut darbe gerçekleştirilmiş oldu. Ardından Gannuşi ve Nahda hareketi kıskaca alındı ve kadük bırakıldı. Türkiye’nin çevresi boşaltıldı. Lakin Kral Abdullah’ın ölümünden sonra yeni rejim ayağına ateş ettiğinin farkına vararak çark etti. Nitekim bu çark durumuyla birlikte Türkiye’nin politikalarının isabeti, doğruluğu test edilmiş ve sağlaması yapılmış oldu.

Mısır’da yargı alet edilerek Müslüman Kardeşler ve Mürsi yönetimi üyelerine yönelik olarak idam furyası açılmış ve Hamas ile haberleşme iddiası (tehabur) ve Netron Hapishanesi davası üzerinden Muhammed Mürsi’ye ilk idam cezası verilmiş ve onay için karar Müftülüğe gönderilmiştir. İşte burada Hürriyet’in bir marifeti daha ortaya çıkmıştır. Buradan da Gezici-Temerrütçü dayanışmasının devam ettiği anlaşılmıştır. Darbenin altyapısını hazırlamak sivillere ve basına düşmektedir. Bu sivil hazırlık kırılgan bir yapı olan Mısır’da başarılı bir sonuç verirken Türkiye’de tutmamıştır. Tutmasa da karşıt güçlerin emelleri sona ermemiştir.

***

Hürriyet internet sitesinde idam cezalarının verilmesinin akabinde garip bir haber yer almıştır. ‘Yüzde 52 ile seçilen cumhurbaşkanına idam’ başlığı Mısır’a uyarlanacağı gibi Türkiye’ye de uyarlanabilir. ‘Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla’ türünden. Bu havadan nem kapmak değildir. Zira kaderin bir cilvesi hem Muhammed Mürsi hem de Recep Tayyip Erdoğan yüzde 52 ile doğrudan halkın oylarıyla seçilmişlerdir. Bu başlık her ikisine de uyarlanabilir. Gerçi idam cezası Mürsi’ye verilmiştir ama yüzde 52 Erdoğan’a da intibak etmektedir.  Elbette Hürriyet ekibi bunu kastetmediklerini söyleyebilirler. Bununla birlikte ortada da bir karine var. Dünyanın şokta olduğu ifadesi ise bir süsleme sanatıdır. Yoksa gerçekte dünyanın şokta olduğu falan yok. Şokta olsa Rabia ve Nahda olayları sırasında şoka girer ve bir daha çıkamazdı. Suriye’de ise henüz şoka girememiştir.

1980’li yıllarda İsmet Özel bir makalesinde ilginç bir başlık kullanmıştı. Başlık şudur: Bize yüzde 6’lı derler. Şimdi yüzde 6 oranı yüzde 52’ye çıkmış oldu belki de bir gün yüzde 100 olur. Elbette bu gönülden geçen bir temenni. Önemli olan ihtilaf değil ihtilafların veya anlaşmazlıkların idare edilebilir olması ve niza ve kavgaya yol açmamasıdır. Başbakan Ahmet Davudoğlu da Bursa’da düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada bu meseleye temas etmiştir. Davudoğlu bu sataşmaya şöyle karşılık vermiştir:” "Türkiye'de şu anda Doğan medyasının internet sayfası üzücü ve acı olduğu için doğrudan veriyorum, söylüyorum. Manşeti; 'Yüzde 52 ile oy alan Mursi idama mahkum oldu.” Ne demek istiyorlar! Eğer kastettikleri Türkiye'de yüzde 52 ile Başbakan olan Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan ise bu ülkede bir daha hiçbir başbakan ve cumhurbaşkanı idam sehpasına götürülemeyecek. Demokrasiyi koruyacağız. " Muhafazakar cenaptan gelen siyasetçilere sürekli olarak, ‘ sonları Adnan Menderes gibi olacak’ deseler de Menderes çizgisi sürekli olarak halkın teveccühüne mazhar olurken kendileri ebter olarak bir varlık gösteremiyor. Meyveli ağaç taşlanırken meyvesiz ağaç kıskançlık hakkını kullanmaktadır. Meyveli ağaç taşlanır.