Cemal Nar

Cemal Nar

Kan Apo İçin mi Akıyor?

Kan Apo İçin mi Akıyor?

Zaten biliyorduk, şimdi kendileri açıktan söylüyorlar. Evet, bu kanlı terör örgütü PKK ile Kürt halkının hakları ve menfaatleri arasında hiçbir bağ yoktur. Yıllardır bu masalı anlattılar durdular. Belki Kürt halkının haklarını duyurdular, o kadar.

Bunun için kan dökmek meşru mudur? Kürt halkına bir sordunuz mu, böyle olsun istedi mi sizden? İçine sindi mi bu terör Kürtlerin?

Elbette hayır.

Türkler ve Kürtler, dün Kemalizm karşısında ne durumda iseler, PKK karşısında da aynıdırlar. İkisi de aynı bela.

Mazlum Kürt halkı, Batıcı ve din düşmanı zalim bir sistem elinde yıllardır Türklerin de mazlumiyetini görüyor, biliyordu. Bu ülkenin ortak derdi İslamsızlık idi. İslam olsa, herkesin hakkı iyi kötü cebindeydi.

Nihayet bu ülkede muhafazakar bir hükümet kuruldu. İmam Hatipli dindar bir Başbakan geldi. Aşama aşama herkesin, bu arada Kürtlerin de haklarının çoğunu verdi. Artık herkes dilini rahatça her yerde konuşuyor, yazıyor, yazılı, sözlü veya görsel yayın yapıyor. Eksik de olsa Kürtçe eğitim yapıyor. Değişen yer isimlerinin aslına çevrilmesinin önü açıldı. Devlet bir zamanlar yaptığı yanlışlardan özür diledi. İnkar ve asimilasyondan vazgeçti. Başka haklar da sıradadır. Bir bir verilecektir elbette.

Neden hemen şimdi verilmiyor?

Çünkü mevcut Anayasa engeldir buna. O hakların çoğu yeni bir Anayasayı gerektiriyor. İktidar da bunu bekliyor.

Bütün bunlardan Kürtler memnun. Ama PKK değil. Aksine o üzülüyor.

Neden?

Kan dökme bahaneleri bir bir ellerinden alınıyor da ondan.

Artık varlık bahaneleri bitti. Artık onlara düşen, kendilerini ve silahları adalete teslim etmektir. Ya da yurt dışına gitmek.

Ama onlar ne yapıyor?

Her an yeni şartlar öne sürüyorlar barış yapmamak için. İstedikleri şartlar yerine gelse, “tamam” demiyorlar. Hemen yeni şartlar koşuyorlar. Şimdi de yeni şartlar geliyor; Apo ile görüşülecekmiş, onun cezaevi şartları iyileştirilecekmiş, Mandela gibi olmalıymış…

Yani, “bırakın da dışarda yaşasın, Kürt halkını Marksist Leninist, din düşmanı ve kafir yapma çalışmalarına devam etsin” demeye getiriyorlar.

İşte HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Brüksel'de PKK'nın çatı örgütü KCK'nın Yürütme Konseyi üyesi Zübeyir Aydar ve Kongra-Gel Eş Başkanı Remzi Kartal ile görüşmüş. Görüşmede KCK'nın tavrını ve taleplerini Demirtaş'a ileten Aydar ve Kartal'ın, Abdullah Öcalan ile görüşülmeden karar alınamayacağı ve onun cezaevi şartlarının değişmesi gerektiğini dile getirdiği belirtilmiş.

İşte Kandil'de Fırat Haber Ajansına konuşan KCK Yürütme Konseyi üyesi Murat Karayılan, Öcalan'ın cezaevi şartlarının değiştirilmesi ve Mandela gibi müzakere koşullarının yaratılması gerektiğini belirtmiş ve şöyle demiş:

"Dolmabahçe'de yayınlanan 10 maddelik mutabakat çerçevesinde İzleme Heyeti'nin gözetiminde müzakere süreci başlatılmasını istiyoruz. Bu şekilde her iki tarafın tahkim edilmiş bir ateşkes üzerinde anlaşmasıyla köklü bir biçimde ellerin tetikten çekilmesi sağlanabilir. Yoksa ciddi ve tutarlı bir yaklaşım olmadan, kayıtlara ve kararlara dayanmayan, keyfi uygulamalarla süreci ele alan bir takım sözler veya yaklaşımlarla artık biz sürecin gelişeceğine asla inanamayız.”( https://www.habervaktim.com/haber/428045/ateskes-icin-ocalani-one-surduler.html)

Sanki size inanan var…

Mevcut barışı uykuda yatan polisleri öldürerek kim bozdu ey katiller?

Ey Kürt kardeşlerim! Bu Müslüman kanına doymayan dış güçlerin maşası taşeron kanlı terör örgütü sizin haklarınız için değil, görüyorsunuz ki bir suçlu, bir cani olan Apo için savaşıyor. Aslında o da bir söylem, o da bir bahane. Artık taşeronluğu ayan beyan belli. Efendilerinin kiralık katilleri…

Öyleyse, Allah’a ve ahirete iman eden her Müslüman başta PKK olmak üzere cümle kafirlerden teberrî ederek uzaklaşmalı, Allah için din kardeşleriyle birlik ve dayanışma içine girmeli, İslam’ın bayraklarını her yerde dalgalandırmak için çalışmalıdır. Böyle yaparsanız, bu PKK belasını siz bitirmiş olursunuz. En fazla da siz kazançlı çıkarsınız.

Komünist PKK, “artık Kürtleri din ile kandıramazsınız” diyerek sizin İslam’dan uzaklaştığınızı söylüyor.

Öyle olmadığını gösterme zamanı değil midir?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi