D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Esas Mesele: Ahlâk!

Esas Mesele: Ahlâk!

Yirminci yüzyılımızın en büyük düşünürü Nureddin Topçu’yu, 40 yıl önce kaybetmiştik. Teknolojinin başdöndürücü bir hızla geliştiği, pozitivizmi dayanak yapan batı sermayesinin geri kalan dünyayı sömürgeleştirdiği bir dönemde

Türkiye’nin asıl meselesinin ahlâk olduğunu bir çok yazısında ifade eder. 

Burada “ahlâk nedir”i konuşmayacağız, “ne değildir”in örnekleri üzerinde duracağız…

Türkiye uzun süren bir terör saldırısını göğüsleyerek yoluna devam etmenin sancılarını yaşıyor. 1980’lerde başlayan, 1990’larda nisbeten durağanlaşan ve fakat istikrarlı bir iktidar yapısı oluşunca yeniden saldırganlaşan bölücü terör, önce barış ve çözüm süreci ile etkisizleştirilmek istendi. Bunun tek taraflı uygulamalardan öteye gitmediği kısa sürede ortaya çıktı. Devlet kimlikle bağlantılı bütün konularda atılması gereken adımları attı. Fakat karşılığında silahlı unsurlar ülkeyi terk etmediği gibi, dağlardan şehirlere doğru yayıldı. Son seçimleri de ciddi şekilde etkilediğini bölgeyi iyi bilen müşahitler doğruluyor. 

Türkiye’nin önünde iki yol var: Ya görmezden gelme siyasetine devam ederek bölgenin terör örgütüne tamamen teslimini kabul etmek, ya da bu gidişe dur deyip bölgeyi teröristlerden temizleyerek vatandaşın huzur ve sükununu sağlamak ve böylece ekonomik gelişme için şartları hazırlamak. 

Terör örgütünün bunu istemediği açıkça görülüyor. Hatta bölgeye devlet yatırımlarını engellemek için çok sayıda silahlı eylem yaptığını ve daha ötesi, barış sürecini bu yüzden bitirdiğini ilan ettiğini Mısır’daki sağır sultan dahi biliyor…

Şimdi bu şartlar muvacehesinde, terör örgütünün hem yurtdışındaki karargâh ve kamplarına, hem de yurt içindeki barınak ve sığınaklarına karşı yürütülen baskın harekatı sonrasında yeni bir durum hasıl oldu. Bu beklenmeyen baskından sonra, barış sürecine dönüş taleplerinde ciddi bir artış görülüyor. 

Daha önce burnundan kıl aldırmayan terör uzantısı unsurlar âcil barıştan söz ediyorlar, önde gelen yöneticileri yelkenleri bir hayli indirmiş durumda. Eski Diyarbakır belediye başkanı, şimdi milletvekili, bir gazeteci ile görüşüyor, devletin de kontrolden çıktığını ima ediyor ve “böyle giderse sonucun iki taraf için de kötü olacağını” söylüyor. Hiçbir hukuk tanımayan terör örgütü ile devletin hukuk içinde yürütülen önleme çalışmalarını aynı kefeye koymak ahlaksızlığında bulunuyor. 

Bu cenahtan barış talepleri yükselirken hep “iki taraf”tan söz ediliyor…” “İki taraf da elini tetikten çeksin!”
Kim bu “iki taraf”? 

Bir taraf belli. Eğer ahlâkî bir endişeniz varsa, terör örgütünün eylemlerinden vazgeçmesi çağrısı yapmanız gerekir.

Terörist saldırılar ve eylemler durursa ve buna rağmen devletin güçleri hukuku aşan uygulamalar içinde olursa, o zaman “diğer taraf” söz konusu olabilir. 

Şu anda “elini tetikten çek” çağrısının yapılacağı yer şüpheye mahal bırakmayacak şekilde bellidir. 

Konuyu artık elektronik olarak yayınlanan Radikal’de ele alan bir zamanların ünlü gazetecisi, ahlâkiliğin nasıl gözardı edilebileceğinin altın örneklerini veriyor. Onun yazısını okuduğunuz zaman, güneydoğuda işlerin yolunda olduğunu, her gün terör saldırılarının vuku bulmadığını, yolların kesilmediğini, araçların yakılmadığını, hendeklerin kazılmadığını, mayın veya patlayıcıların yollara döşenmediğini sanabilirsiniz. 

Bu durumda Devlet lüzumsuz yere güç gösterisine girişiyor, bazı il ve ilçelerde yok yere sokağa çıkma yasağı ilan ediyor. Karınca dahi ezmeyen teröristleri durdurmak isteyen devlet güçlerinin müdahalelerinin sonucunda ne olduğunu “Yeni Türkiye’de katliam korkuları” başlığı altında yer alan şu satırlardan okuyabilirsiniz:

“Varto’da sokağa çıkma yasağı ilân edilmişti. İlçenin PKK güçlerinin eline geçtiği, girişine hendekler kazıldığı, kuşatmaya alındığı haberleri geldi. Sonra asker girdi. Şimdi sokaklarda ceset parçaları haberleri geliyor.”

Bu cümleler teröristlerin eylemlerini ahlâksızca görmezden gelmenin hayasız bir saldırıya dönüştüğünün en açık delilidir. 

İnsanda ahlâkiliği ayağa kaldıran vicdandır. 

Vicdansızdan ahlâk beklemek safdillik olur! 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
D.Mehmet Doğan Arşivi