Feyzullah Birışık

Feyzullah Birışık

En Temiz Ayak İzi

En Temiz Ayak İzi

Bizlere Allah’ı (c.c) tanıtan ve nasıl yaşamamız gerektiğini bildiren, içimizde Allah’ı(c.c) en çok seven, Allah’a (c.c) en çok saygı duyan, insanların cennete girmesi için en çok didinen, içimizdeki en cesur, en merhametli ve yarın mahşerde sıkıntı yaşamamamız için şefaat hakkını kullanmak isteyen büyük önderimiz Allah Resulü (a.s)’ a ne kadar teşekkür etsek azdır…
İnsan bazen keşke diyor… Keşke iki dakikalığına görebilseydim diyor… Ama ne mümkün! Geldi, görevini zor şartlarda en güzel bir şekilde yaptı ve Rabbinin yanına gitti. Kırk yaşında almış olduğu peygamberlik görevini altmış üç yaşında tamamladı… Yirmi üç yıla neler sığdırdı neler! Ve o peygamberlik görevi kendisinden sonra hiç kimseye verilmedi…
Yirmi üç yılık ömrü incelendiğinde insanın hayran kalmaması elde bile değil… Hangisinden bahsedeyim ki? Cenneti garanti altında olmasına rağmen ayakları şişene kadar kıldığı gece namazından mı, sahabelerin kalbine nakış nakış işlediği Allah sevgisi ve tevekkülünden mi? Hangisini anlatayım?
Dudağınızı uçuklatacak bir örnek vereyim mi? Bakın bakalım tevekkül ya da aza kanaat nasılmış!
‘’ Bir erkek ve karısı aşırı fakir düşmüşlerdi. Erkek hanımına: Şüphesiz Resulullah (a.s) muhtaç olan kimselere bir şeyler verir. Gidip onun elinin atındaki maldan bize bir şeyler vermesini istesek mi acaba, dedi. Kadın kocasına: Sen Allah’ı Resulüne şikâyet mi etmek istiyorsun, dedi. Bunun üzerine kadın da sabretti adam da sabretti…’’ Allah-u ekber! Allah-u ekber Allah-u ekber!
Kadındaki imana bakın! … Kocasına; ‘’git çalış ve eve bir şeyler getir’’ diye isyan etmiyor! Ya da ; ‘’ Hadi git iste ‘’ de demiyor. Ki istemesi haram da değil… Geceyi tok geçirmenin vereceği rahatlığı bilmiyor da değil! Belliki bu hanım sahabi dersini iyi almış! Belliki bu hanım sahabiye ders veren öğretmen işini çok iyi yapmış…
_ Muhammed Kutub’un ‘ Nasıl Davet Edelim?’ isimli eserinin 167. sayfasında okuduğum bu yazı beni çok düşündürdü… Peygamberimizle nasıl tanıştılar? Nasıl bu imana sahip oldular? İlk nereden derslerine başladılar? Cahili bir hayattan nasıl sıyrılıp ta bindörtyüz küsür sene sonra bile kendilerinden bahsettiriyorlar? İnsanın ; ‘’keşke onları da görebilseydim’’ diyesi geliyor inanın…
Aynı Allah! Aynı peygamber! Aynı Kur’an, Aynı nefis ve aynı şeytan! … Adımız Ömer de olsa, Sümeyye de olsa Bilal da olsa milyon sene de geçse, tarih o Bilallardan, Ömerlerden ve Sümeyyelerden bahsedecek…
Diyorum ki; onlar gibi olamasak ta onlar gibi olmaya çalışmak mümkün. Yeter ki Aynı peygambere iman edelim!
Son cümlem ‘’nasıl yani!’’ aynı peygambere inanmıyor muyuz?’’ dedirtebilir… Kızmayın ama ‘ inandığımız peygamberin adı aynı olabilir… Aynı çağda yaşamış da olabilir… Ama adımını izlediğimiz- ya da izlediğimizi zannettiğimiz- iz sanki O’na (a.s) ait değil diye düşünüyorum. Sanırım yanılmıyorum, çünkü bazılarımız sadece Resulullah (a.s) ‘ın kılık kıyafetiyle ilgilendi- örnek almaya çalıştı- , bazılarımız savaşçı yönünü örnek almaya çalıştı, bazılarımız O’nu (a.s) örnek almak ne mümkün diyerek kutsadı, bazılarımız da ; ‘canım sana kurban olsun ‘ diyerek sözde sevgilerini ifade ettiler…
Hayatı karış karış takip edilip en ince ayrıntısına kadar yazılmasına rağmen, birçoğumuzun evinde hadis kitapları bulunmasına rağmen, artık nerede hata yaptıysak bir türlü adımlarımız adımlarına denk gelmedi…
O’na (a.s) ait zannettiğimiz onlarca ayak izi…

Allah’u teala Kur’anı kerimde sık sık peygamberimizden bahsedip örnek alın demesine rağmen, kitap dünyasında onlarca siyer kitapları olmasına rağmen hala peygamberimizi örnek almıyorsak bunun bazı sebepleri olmalı…
Bize ne oldu da cennet kılavuzumuzun hayatını önemsemedik! Bize ne oldu da, yaşantımıza hayatından kesitler taşıyamadık!? Niçin yapılacak-araştırılacak- önemli işler listemizin ilk üçünde onun adı yer almadı? Yoksa cennetle mi müjdelendik? Ya da hâşâ! Gereksiz bir emirle mi karşı karşıyayız… Allah-u Teâlâ boşuna mı onu (s.a) örnek alın dedi?
Şuna kesinlikle inanıyorum ki, bu ilgisizliğimiz peygamberimizi sevmediğimizden kaynaklanmıyor… Bu sorunumuzun başka nedenleri olmalı…
Bir yerde hata yaptık… Büyük bir hatadan bahsediyorum… Zaman geçirmeden hatayı tespit edip tedaviye başlamamız lazım…
Önümüzde ayak ölçülerimizle birebir ölçüşen, net,berrak ve cennet kapısına kadar yalpalamadan giden bir ayak izi var… Adım adım izlememiz duasıyla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Feyzullah Birışık Arşivi