Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

PKK niçin yaşatılıyor?

PKK niçin yaşatılıyor?

İstihbaratçı yaklaşımı, terör örgütlerinin varlığını dış desteğe bağlar. Belirleyici bir irade olmaksızın, hiçbir örgüt (buna kaçakçılık örgütleri de dâhildir) yaşayamaz. 

Terör, kısaca “terörist” diye adlandırdığımız kişilerin (grupların) başvurduğu bir “kendini ifade etme yöntemi”, bir siyasal mesaj aracıdır ve çoğunlukla “öldürmeyi, korkutmayı, yıldırmayı, tavizler koparmayı” hedeflemektedir ama sadece bu mudur?

Daha önce de yazmıştım; “PKK niçin silah bırakmaz, PKK niçin tasfiye edilmez?” sorusunun cevabı olarak. İkinci baskı olacak ama hatırlatmanın tam zamanıdır: 

Terör, evet, kimilerine göre bir kendini ifade etme yöntemidir ama aynı zamanda çalışanları, finansörleri ve patronajı olan ciddi bir sektördür...

Bir ticari faaliyettir aynı zamanda...

Üstelik bu enstrümanı kullanan/kullanabilen odaklar (güçler, örgütler, devletler) açısından getirisi oldukça yüksek bir ticari faaliyet...

Biz sığ ve rasyonel (çoğu zaman da duygusal) aklımızla, terör örgütlerinin, “tek başına” ve “yalıtılmış” yapılar olduğunu düşünürüz. Oysa bu tür örgütlerin tek başına yaşama şansları yoktur. Her zaman bir muharrik güce, bir iç ve dış desteğe, bir manipülasyon iklimine ihtiyaç duyarlar ve esasında ayakta kalmaları buna bağlıdır.

Hiçbir terör örgütü, merkezî ve düzenleyici iradeden (yani sistemden, yani Amerika’dan, yani İsrail’den, yani sistemi dönüştürme gücü olan Çin ve Rusya’dan) bağımsız değildir. Sistem, bu örgütlerin her zaman bir adım önündedir ve sadece yönlendirici rol ifa etmektedir.

Bir de kural vardır:

Terör üreten yapılar, imkan dahilinde olduğu halde, hemen ortadan kaldırılmaz, ticari bir enstrüman olarak saklı tutulur. İşletme mantığı burada da geçerlidir: Kâr getirdiği sürece ayakta tutulur, “zarar” etmeye başladığı zaman kapatılır: “Kızıl Tugaylar” ve “17 Kasım” örneklerinde olduğu gibi...

Rahmetli Mahir Kaynak“Terör konusundaki temel yanılgı, terör örgütlerinin devletlerden bağımsız, onların dışında ve karşısındaki birtakım örgütlenmeler olduğunun kabul edilmesidir” diyordu, “Oysa çok güçlü ve profesyonel devlet yapılanmalarının karşısında, bir avuç insanın sınırlı kaynaklarla kurdukları örgütlerin yaşama şansı hiç yoktur. İşin gerçeği terör örgütlerinin devletler ve onların organları tarafından kullanılmasıdır. Yani terörist meşru yapının karşısında değil onun emrinde ve hizmetindeki olan yapılardır. Terör, toplumu ve ülkeyi yönetenleri belli bir yöne sevk etmek için yapılan eylemlerdir ve eylem buna göre kurgulanır.”

Terör, sadece ticarî bir enstrüman da değildir.

Bir düşünce sistematiğidir, bir “felsefe”dir aynı zamanda.

İşini bilen büyük devletler, geçmişte, bu felsefeyi ihraç ederek çok büyük paralar kazandılar.

Dolayısıyla, kazanç getirdiği sürece PKK ayakta tutulacaktır.

Sadece savaşarak (militanları bire kadar kırarak) bir örgütü yok edemezsiniz.

Evvelemirde yapılması gerekli şey, terörü meşrulaştıran (terörü sonuç alıcı bir enstrüman olarak gören) “siyasal iklim”i ortadan kaldırmaktır.

Daha doğrusu şu:

Erdoğan’dan kurtulmayı “iç savaş” şartına bağlayan Nebbaşlar var olduğu sürece, PKK da var olacaktır.

Be utanmaz arlanmaz adam

Mühimmat taşırken yakalanan HDP milletvekiline laf etme.

PKK’ya silah sevkıyatını organize ederken basılan HDP milletvekiline “Bir dakika, ne oluyoruz” deme...

Gazeteleri hedef gösteren Eş Başkanlara sesini çıkarma...

PKK’nın bizleri tükürüğüyle boğacağını söyleyen terbiyesiz adama “Bu nasıl söz? Sen bir milletvekilisin!” diye itiraz etme...

Bu kadar terör saldırısı... Bu kadar şehit haberi... Bu kadar pusu... Bu kadar kalleş mayın...

Hiçbirini gereğince kınama, bir AK Parti milletvekili “Hürriyet gazetesi teröristleri kolluyor” dedi diye kıyametleri kopar ve saatlerce canlı yayın yap.

Efendim, göstericiler cam kırmış...

Star gazetesine bomba konulduğunda ağzını açmadın.

Star gazetesinin patronu terörist kurşunlarına hedef olduğunda oralı olmadın...

Bir kınama, bir ayıplama, bir üzüntü ifadesi, bir geçmiş olsun dileği... Hak getire! Bir de utanmadan “Niye kimse ölmüyor? Bunlar hep mizansen” diye yazılar yazdın.

Şimdi kalkmış “Göstericiler cam kırdı” diye feveran ediyorsun.

Ne utanmaz arlanmaz adamsın sen!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Ahmet Kekeç Arşivi