Cihangir İşbilir

Cihangir İşbilir

Putin’in Hibrid Savaşları

Putin’in Hibrid Savaşları

Bugünlerde en çok “Putin ne yapmaya çalışıyor?” sorusunun cevabı aranıyor. Liderler, akademisyenler ve gazetecilerin merak ettikleri konuların başında Putin’in kafasından geçenler geliyor. Bu bağlamda, Anton Barbashin ve Hannah Thoburn ortak imzasıyla geçen sene Mart ayında Foreign Affairs dergisinde çıkan, “Alexander Dugin ve Putin’in Kırım’ı ilhakının arkasındaki felsefe”  başlıklı makaleyi bugünlerde yeniden dikkatle okumakta fayda var. 1999’dan beri Rus Parlamentosu (Duma) başkanına strateji ve jeopolitik konularında başdanışmanlık yapan ve dokuz dil bilen Dugin’in “Rus Jeopolitiği - Avrasyacı Yaklaşım” kitabını (Küre Yay.) okumadan Putin’in kafasından geçenleri anlamak çok da mümkün değil. 

Geçtiğimiz Nisan ayında Rus televizyonunda yayınlanan ve Putin’in 15 yıllık liderliğini konu alan 150 dakikalık belgeselde, Putin’in sadece ülkeyi yöneten bir başkan veya siyasi bir lider değil, ‘Rusya’nın dirilişi’ni gerçekleştirecek manevî bir şahsiyet olduğuna vurgu yapılırken, Beyaz Rus filozof Ivan Ilyin’e atıfta bulunulması Anton Barbashin ve Hannah Thoburn’u harekete geçirmiş ve “Putin’in Filozofu: Ivan Ilyin ve Moskova İktidarı’nın İdeolojisi”  başlıklı yeni bir makale yazıp geçen ay Foreign Affairs dergisinde yayınlatmışlar. Bu makaleyi de okuma sepetine ekleyelim derim.

Oysa bizim burnumuzun dibindeki Rusya’yı ve bölgenin geleceğinde etkili olacak birkaç kişiden birisi olan Putin’i herhangi bir Batılı veya Doğulu entelektüel ve gazeteciden daha yakından tanımamız ve daha çok araştırmamız lazım. Rusya’nın manevralarını analiz etmeye ve önceden tahmin etmeye yarayacak muhtelif senaryolar üretmekten ziyade, olup bitenleri üstünkörü yorumlayıp refleks göstermeye yetecek kadar bir entelektüel zemin var şu an Türkiye’de.

SETA’nın bu hafta içinde yukardaki makalelerin müellifi Amerikalı araştırmacı Hannah Thoburn imzalı, 85 sayfalık “Rusya Siyaseti’ni Anlama Kılavuzu”nu yayınlaması bu kurak entelektüel zemini bir nebze hareketlendirebilir.  

Ukrayna’da zorda kalan Rusya, Suriye operasyonlarıyla sadece gündemi işgal etmekle kalmadı, Arap dünyasını Mısır, BAE ve Ürdün’ü yanına çekerek karıştırdığı gibi, ABD ve İsrail’le koordineli; İran, Irak ve Çin destekli askeri saldırılarıyla Suriye denklemini altüst etti. Rusya’nın bu manevralarının arkaplanını anlamak için başta dikkat çekilen araştırmalar incelenmekle birlikte Rusya’nın kabul ettiği askeri doktrinlere ve yeni savaş startejilerine de dikkatle bakmakta fayda var. 

Putin’in 26 Aralık 2014’te imzaladığı ve savunma ile birlikte saldırganlık vurgularının da bulunduğu askerî doktrin, geçmişteki doktrinlere kıyasla, Rusya’nın tehdit algılarının ve atacağı adımların çeşitlendiğini ve sahasının genişlediğini gösteriyor. NATO’nun doğuya doğru genişlemesi, Polonya ve Romanya gibi ülkelerde füze savunma sistemleri kurma teşebbüsleri ve muhtemel renkli devrim çalışmaları Rusya’nın temel tehdit algılarını oluşturuyor. Geçmişteki doktrinlerden daha sert ve kapsamlı olan son doktrinde şu an Suriye’de sonuçları görülen ‘küresel terörizmle mücadele’ konusuna da temas ediliyor ve özellikle ‘radikal dinci terör’ tehlikesine vurgu yapılıyor. Putin’in ABD’nin askeri varlığının bölgeden çekilmesinin oluşturacağı vakumun telafi edilmesi mantığı üzerine kurulu müdahalelerini, Suriye operasyonlarını değerlendirdiği son toplantıda ‘önleyici girişim’ olarak tanımlamasının altını çizelim. Ukrayna krizi sebebiyle maruz kaldığı yaptırımların bedeli 40 milyar doları bulsa da ordunun modernizasyonu ve savunma harcamaları için bütçede 50 milyar dolar ayırması yine bu doktrinin sonucu.  

Kısaca dikkat çektiğimiz Putin felsefesi ve Rusya askeri doktrininin yanı sıra Rusya’nın asıl gücü ve gizemi 2008’den beri hızlanan kamu diplomasisi faaliyetlerinden ve savaş araçlarının ve tekniklerinin kombinasyonu olan ‘hibrid savaş usulleri’nin Ukrayna krizinden itibaren yoğun olarak kullanmaya başlamasından kaynaklanıyor. 

Bu teknik ve usulleri de pazar günü değerlendirelim… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Cihangir İşbilir Arşivi