Kerime Yıldız

Kerime Yıldız

Ortaya Karışık Beyin Salatası

Ortaya Karışık Beyin Salatası

Sözcü gazetesinin, beyin resminin altındaki “Oy kullanmaya giderken yanınıza almayı unutmayınız.” manşetine kızanlar oldu. Ben hiç kızmadım. Çünkü sandığa, beynimle değil, yüreğimle gittim. İçimizdeki beyinsizlerin işlediği günahlardan ülkem zarar görmesin diye. 

Dün sabah hemen, Sözcü gazetesinin internet sitesine girdim. Yılmaz Özdil, Bekir Coşkun, Uğur Dündar, Soner Yalçın, Emin Çölaşan ortada yok. Beyinlerinden vurulmuşa döndüler anlaşılan. 

“Bu satırları, çevresi tümüyle polislerce çevrilmiş bir binâdan yazıyorum. Binânın önünde bir TOMA bekliyor. Sokağın girişleri ise barikatlarla kapatılmış durumda… Birkaç cadde ötede, geçen hafta iktidar baskısıyla yönetimi ve yayın çizgisi değiştirilmiş iki gazete ve iki televizyon binası var.” 

Can Dündar’ın seçim ertesi yazdığı köşe yazısı böyle başlıyor. Bu cümleleri okuyunca ne anlarsınız?

Can Dündar’ın çalıştığı gazete, polislerce işgâl edilmiş; işgâli protesto edeceklere su sıkmak için bekleyen TOMA var. Can Dündar’a yardım gelmesin veya kaçamasın diye polis yolları kapatmış. 

Oysa gerçek nasıl? Buyurun, 30 Ekim 2015 târihli Hürriyet gazetesinden okuyun:

“Cumhuriyet gazetesinin İstanbul Şişli’de bulunan merkez binâsının önünde, dün akşam 19.30 sıralarında iki TOMA ve bariyerlerle önlem alındı… Cumhuriyet gazetesine yönelik bir saldırı ihbarı alındığının dün akşam üzeri İstanbul Emniyet Müdürlüğü yetkililerince iletildiği belirtilen açıklamada, bu çerçevede gazete binasında ve çevresinde emniyet görevlileri tarafından güvenlik önlemleri alındığı kaydedildi.”

Yâni, polis, Can Dündar’ın canını korumak için orada bekliyor. Dündar’ın beyni, ya hâlâ Gezi Parkı’nda ya da seçim sonuçlarını alınca sulandı.

Araştırmalara göre insan midesinde, ikinci bir beyin varmış. Verilen kararları etkiliyormuş. Araştırmaya ne gerek var? Atalarımız meseleyi çözmüş zâten. Mideden konuşmak, işkembeden atmak deyimleri boşu boşuna ortaya çıkmış değil. Seçim akşamı yüzde elliyi görünce zeytin dalına yapışan Ertuğrul Özkök’ü görünce beyninin midesinde olduğuna inandım.

Seçim ertesi, MHP’nin durumu ile ilgili beyin fırtınası yapan çok güzel yazılar okudum. Umarım, beyin takımından başka kimseyi dinlemeyen parti yönetimi de okumuştur. 

HDP’ye oy verecek kadar beyni yıkanmışlara ve beynini Kandil’e ipotek etmişlere ise diyecek lafım yok. 

Seçim sonuçları açıklanınca Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ilk konuşmayı Ankara’da değil, Konya’da yapmasını ve tevâzudan bahsetmesini çok önemsiyorum. Konya, Selçuklu’nın başkenti. Mevlânâ diyârı. “Mâdem iktidar Osmanlı diyor, biz de Selçuklu’yu öne çıkaralım.” diye neredeyse Osmanlı düşmanlığına giden bir milliyetçi yaklaşımla ilgili değil, demek istediğim. Selçuklu da bizim Osmanlı da. Birbirinden ayrı değil; birbirinin devâmı. Yine de Selçuklu’nun sâdeliği ve tevâzusu bir başka.

Gladyatör filminin muhteşem bir final sahnesi vardı. Kumandan Maximus ölünce, Romalı Prenses senatörlere dönerek, “Roma’nın iyi bir adamın ölümünü hak ettiğine bizi inandırın. Onu onurlandırın.” diyordu.

7 Haziran’dan beri 167 şehid verdik. 167 onurlu adam, bu ülke için öldüler. 

Sevgili Başbakanım!

“Şehidlerimizi onurlandırın.” gibi bir cümle kuracak değilim. Onlar, zâten bu vatan için onurlarıyla öldüler. Siz, Büyük Türkiye’ye yakışan işler yaparak onların boşuna ölmediğine inandığınızı bize gösterin. Bizi ve kendinizi onurlandırın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kerime Yıldız Arşivi