Halil Mert

Halil Mert

YENİ DÖNEMİN ADI HUZUR OLSUN

YENİ DÖNEMİN ADI HUZUR OLSUN

Ülkem ve İnsanlarım birilerinin hedefi ve düşmanı. Yeni bir şey değil bu elbette.. 1400 yıllık ezeli düşmanlığın tarafıdır İslam. İslam Cephesinin tarih içinde Türk Milleti çoklukla Cephe Komutanı’dır. Komutanı olmadığı dönemlerde ise, Uç Beyi’dir, Sancaktardır. Özel Komando Birliği’dir. Hâsılı en az bin yıldır azgın ve barbar Haçlı Batının ve tarihsel Siyonizmin asıl hedefidir.

 

Batının açık düşmanlığının yanında; Bir yanda Tevrat’tan beddualar eden, CIA kontrolünde, FBI’nın korumasında ABD’de yaşayan bir vaiz, diğer yanda, Bölücü, Marksist, Kemalist, Ulusalcı seküler blok. Gücünü hep koruyan sinsi Masonluk ve uzanımları. Dış güçlerin bir kısmına nüfuz ettiği, Sünni, Alevi, Şii fark etmiyor İslami nitelikli unsurlar. Peki, bu gurupların toplumda karşılığı var mı? Kısıtlı ama ülkemde en küçük bir sarsıntı çıksın bu unsurlar adeta hortluyor. Bir de “Aptal dostum olacağına akıllı düşmanım olsun.” atasözünde karşılığını bulan APTAL, BENCİL, ŞIMARIK ve MENFAATÇİ DOSTLAR’ı ya da SÖZDE BİZDEN GÖRÜNEN KESİMLERİ ekleyin bunlara..

Ülkemiz gerildi gerçekten. Bunca algı operasyonuna, kafa karışıklığına, Psikolojik Taarruza ve Harekâta bu toplum iyi dayanıyor ve dayandı. 1 Kasım Seçimleri’nde Allah’ın yardımı, milletimizin gösterdiği feraset bize bir sonucu gösterdi. Milletimize sonuna kadar güveneceğiz.

 

%50 sağduyuya ve beraberliğe oy verdi, kalan %50 ne olacak peki?

İşte asıl buna kafa yormalıyız. Ülkem ne kadar çoklukla tekyürek olursa geleceğimizden o kadar emin olacağız.

Halkın karşısında o kadar çok tuzak var ki! Malum 10 Kasım geçti. Birileri eski Türkiye özlemi ile bir şeyleri halkın gündemine taşımaya çalışıyor. Bakıyorsunuz, karşısında birileri de 1923’ten sonra ülkede yapılan kötülükleri gündeme taşıyor. Artık en az %50 meseleye vakıf. Ülkenin müspet zemininin samimi solculara ve sosyal demokratlara, ihanete asla bulaşamayacak Ulusalcı kesimlere, kendilerine destek olmayan Ülkücülere, Ali’siz Alevilik kıskacına sokulmaya çalışılan Aleviler’e, bölücülük girdabına sokulan Kürtler’e, dış güçlerin bir şekilde güdümünde hareket eden bir kısım Sünni tarikat ve yapılara ulaşmak, derdini anlatmak ve davasını benimsetmek gibi temel bir derdi olmalıdır. Ülkede sürekli gündem oluşturmaya çalışan, gerçekte halkta karşılığı olmayan kesimlerin kışkırtmalarına alet olunmamalıdır.

200 entel (halkın tabiri böyle) imza atmış. Neye? Efendim Hükümet Cumhurbaşkanımızın kontrol ve baskısına karşı çıkmalıymış. Siz kimsiniz peki? Hükümet edenlere oy mu verdiniz? Ülkeme hayrınız mı var? Şimdi gölge ediyorsunuz. Tabii artık müspet zemin mücadele edeceğiz ve cevap vereceğiz diye bunları gündeme taşımamalıdır. Muhatap alındığında ya da cevap verildiğinde, ya da haber yapıldıklarında otomatik olarak normalde sokakta kimsenin tanımadığı ya da ciddiye almadığı adamları ellerinizle değerli ve önemli hale getiriyorsunuz.

Yeni dönem “Toplumun tüm kesimlerine Nasıl ulaşırız?”ın hesabı yapılmalıdır.

Çözüm Sürecinin güvenlik zaafiyeti gideriliyor. Şimdi diğer zafiyete geldi sıra. Bölgedeki Muhataplar. Evet, hepimiz Kürtlerin temsilcisi PKK değildir dedik, ama yine tek muhatap PKK oldu. HÜDA-PAR yalvarırcasına bunu gündeme getirdi.

Cumhurbaşkanımızın bölgenin kanaat önderlerini davet etmesi çok önemli.

Bölgede sadece Kürtler mi yaşıyor peki? Hayır! Şimdi hemen aklınıza, Ermeni, Arap, Süryani vb. gelecek. Peki, Türkler yaşamıyor mu? Türkler, ülkemin asıl kurucusu kabul edilen Müslümanların en büyük unsuru değil mi? Kimse bu ülkenin önce Türk Açılımına ihtiyacı olduğunu dile getirmiyor. Bölgede görünen sorunlar için muhataplar sadece orada yaşayanlar mı? Bölgeden yıllardır devlet yanlısı Türkler, Araplar ve Kürtler Batı İllerimize göçüyor. Bunların toprakları ve ataevleri bölgede. Bunlara çözüm sorulmayacak mı? Peki, ülkeye en çok vergiyi veren, insan yetiştiren, çalışan batı illerimizde yaşayan nasırlı ellere sorulmayacak mı? Sorun ülkenin tamamının sorunudur.

Huzurun adı birlik ve beraberliktir. Bu da meselelere vakıf, sorunlarımızı dert etmiş çevrelerin omzuna Milli ve İslami bir yüktür. Daha iyi bilenin, meselelere vakıf olanların diğerlerine önce ulaşmak, sonra anlatıp şuurlandırmak gibi bir sorumluluğu vardır. Geçmişin düşmanlıklarını, adaletsizliklerini sürekli gündeme getirmeye gerek var mı? şu anda karşımıza çıkan geleceğin fitne ve düşmanlıkları için mücadele eden ihanet kadroları sizce daha büyük husumet kesimleri değil mi?

Halkımıza emperyalizmi doğru tanımlar, tahribatlarını ve hedeflerini anlatabilir, ülke içindeki ihanet ve işbirlikçi çevrelerini anlatabilirsek inanıyorum en az %85 birlik ve mutabakat sağlanır. 2023, 2053, 2071 hedeflerimiz riske atılmamalıdır. Herkes sorumluluklarının idrakinde ve bilincinde davranmalıdır.

Cumhurbaşkanımız, fedakârca, çalışkanlık ve yiğitlikle mücadele etmektedir. Etrafında bir araya gelinmesi sadece bizim için değil, çevre coğrafya için de çok önemlidir. Ümitle geleceğe yürürken, hata yapılmaması gerekir. Birlik ve beraberliğimiz, huzurlu ve güçlü Türkiye hedefine doğru sevgi ile yürünmelidir. Art niyetli ve bölücü unsurlara hele de teröre asla müsamaha gösterilmemelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Mert Arşivi