Kavmini öne sürmeyi doğru bulmadığı halde, Balkan harbinin acıları içinde “Ben ki Arnavudum” diyen Mehmed Âkif, Arnavutları felakete sürükleyen ırkçı elebaşıları hakkında bugün de ağır bir küfür olan “kaltaban” sıfatını kullanır. 

Safahat’ın 3. kitabı Hakkın Sesleri’nde Balkan acıları bütün çıplaklığı ile dile getirilir. Atalarının can ektiği topraklar gitmiştir. Baba yurdunun kaybı onu yakıp kavurmaktadır:

Üç beyinsiz kafanın derdine, üç milyon halk,

Bak nasıl doğranıyor? Kalk, baba, kabrinden kalk! 

Arnavutluk yanıyor… Hem bu sefer pek müdhiş

Bu kaybın müsebbipleri hakkında da şunu söyler:

Baba! En sevgili annen, o senin öz vatanın

Olacak mıydı feda hırsına üç kaltabanın?

Mehmed Âkif’in döneminin meşhur sözlüğü Kamus-ı Türkî’de bu kelime şöyle anlamlandırılıyor: Pezevenk, deyyus, namussuz, rezil…

Şairin kızgınlığı bir sonraki şiir kitabında da devam eder. Fatih Kürsüsü’nde şiirinde Arnavutluk’u isyana kaldırarak felakete sürükleyenlerden “üç buçuk zibidi” olarak söz eder…

Bugün Arnavutluk diye müstakil bir devlet var…Nasıl müstakil, nereye kadar müstakil, kimden müstakil? 

Peki Arnavutların hepsi bu devletin vatandaşı mı? 

Kosova var Arnavutların çoğunlukta olduğu, henüz Birleşmiş Milletler’de tanınma sınırının üstüne çıkamamış… Makedonya’nın yarı nüfusu Arnavut…Ayrıca Yunanistan’da, Sırbistan’da da Arnavutlar var…

“Yer yüzünde Arnavutluk’un ve Arnavutların bir hükmü yok” desek çok yanlış bir şey söylemiş olmayız. 

Bunu neye göre söylüyoruz? Osmanlı devrinde Arnavutların bütün diğer Müslüman kavimler gibi nasıl güçlü bir temsil içinde olduklarını göz önünde bulundurarak konuşuyoruz. 

İsmail Hami Danişmend, Osmanlı tarihinde otuzdan fazla Arnavut asıllı sadrazam olduğunu yazıyor… Diğer üst görevler de ona göre… Türk asıllılardan sonra en çok Arnavutların yüksek görevlerde bulunduğu anlaşılıyor. Bu, dünya siyasetine yön veren çok sayıda şahsiyet demek. 

Şimdinin Arnavutluk yöneticileri Arnavutluk siyasetine yön verebiliyor olabilirler mi?  

Şimdinin Arnavutları yaşadıkları ülkelerde Osmanlı dönemindeki kadar refah ve huzur içinde mi?

Şu sıralar ülkemizin bir bölgesinde kaltabanlar iş üzerinde…Yüzlerce yıllık beraberliği olan iki halkı ayırmak için şeytani planları yürürlüğe sokmak istiyorlar. Bunu yaparkan en büyük zararı “Kürt” halkına veriyorlar. Halkın ekmeğine kan doğrayan bu kaltabanlar şiddeti meşrulaştırmanın yollarını arıyorlar. Elbette bu yolda bazı hamileri olabilir, ABD’den Rusya’ya kadar…

Bu kaltabanlara karşı halkın sağduyusundan başka dayanağımız yok. Bu ana kadar halk, bunların peşine düşmedi. Düşerse ne olacağını ferasetiyle gördü. Fakat Mehmed Âkif’le aynı zeminde durduğu iddiasında olan bazı zevatın halkın feraseti yerine bu kaltabanların kuyruğunda yürümeye devam etmeleri anlaşılır gibi değil!