Haşmet Babaoğlu

Haşmet Babaoğlu

Kuşlar...

Kuşlar...

Kışın ortasında azıcık güneş açtı ya, yine o güzelim kuş cıvıltılarıyla güne başlar olduk.
Fakat baktım da, balkona irili ufaklı kuşlar için koyduğum farklı yemlere dokunan olmamış.
Oysa daha geçen yıl mısırları, ekmek parçalarını, yemleri hapur hupur götürürlerdi.
Artık eminim; bu şehrin kuşlarıyla insanları arasındaki bağ koptu. 
Ağaçların bile en tepedeki dallarına konuyor, sanki aşağılara inmekten korkuyorlar. 
Cebinde sapanla dolaşan çocukların çağında bile insandan bu kadar korkmaz, bu kadar kaçmazdı kuşlar.
Böyle böyle zihnimizden de silinip gidiyorlar. Muğlak, yekpare ve uzak bir terim olarak "kuş" diye bir şey kalıyor geriye.
Kuş seslerini seven ama kuşları sevmeyen; hatta bilmeyen bir toplum olmak acıklı değil mi?
Birkaç yıl önce BBC kuş sesleri yayınlayan bir radyo kanalı açmıştı da, bir anda on binlerce dinleyici toplamıştı. Radyoyu dinleyenleri farklı kuşların farklı sesleri üzerine bir merak sarmıştı.
Bizde olur mu? Sanmam.
Çünkü dikkatimizi vermek, yoğunlaşmak noktasında çok zorlanıyoruz. Huzursuz, hiperaktif, zihni dağınık insanlar olup çıktık. 

***
İşin aslı şu; bakmıyoruz kuşlara... 
Ama onlar bize bakıyorlar ve anlıyorlar anlayacaklarını. 
Geçen gün tesadüf eseri ilginç bir makaleyle karşılaştım. Ethologlar (hayvan davranışlarını inceleyen bilim dalı) şehir kargalarının insanlarla çok yoğun bir göz teması kurduklarını ve sık karşılaştıkları insanlara ilişkin bir tür "hafıza" biriktirdiklerini iddia ediyorlardı.
İster istemez, geçmişte birbirimize kargaların "zekâ"sı üzerine gerçek hayattan hikâyeler anlattığımızı hatırladım.
Şimdi gençlere "karga çok muzip bir hayvandır" deyince, uyduruyorum sanıyorlar.
Martılara simit atma romantizmi(!) de olmasa, kuşların hayatımızdaki yeri şiirler, şarkılardan ibaret kalacak. 
***
Farkında mısınız?..
Kuşlarla ilgili mecazlarımız, kelimelerimiz, güzel cümlelerimiz bile daraldı, gitgide basmakalıplaştı.
Varsa yoksa, "kanatlanmak" ve "özgürlük" hissiyatı.
Halbuki, bir de İsmail Ankaravi hazretlerinin inananların kalbindeki sükûneti Peygamber'i dinleyenlerin hali üzerinden şu tasvirine bir bakın: "Hani başında bir kuş olur da, uçmasın diye canın titrer; yerinden kımıldamaz, o kuş havalanmasın istersin!"

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Haşmet Babaoğlu Arşivi