Feyzullah Birışık

Feyzullah Birışık

Çeçen Cihadında İnen Rahman Ayetleri

Çeçen Cihadında İnen Rahman Ayetleri

Abdullah Azzam’ın bir kitabında Allah’ın, savaşan mücahidlere olan inanılmaz yardımını ve şehidlerin kerametlerini okuduğumda olmaz böyle şey deyip kitabı fırlatıp attığımı daha dün gibi hatırlıyorum. ‘Keramet’ ve ‘Abdullah Azzam’ hakkındaki bilgi eksikliğimden kaynaklanan bir durumdu tabii…

Şehidlerden ve kerametlerden bahsedilen yazıları ilmine itimat ettiğim bir arkadaşıma sorduğumda Abdullah Azzam’ın güvenilir bir âlim ve mücahid olduğunu, kerametin de hak olduğunu söylemesiyle Abdullah Azzam’a olan kızgınlığım yerini müthiş bir hayranlığa bıraktı…

Yerli ve yabancı karşılaştığım tüm mücahidleri Allah için çok sevmiştim. Çünkü onlar Allah’a olan sevgilerini ispat etmişlerdi. Çünkü aşk, ispat ister… Mücahidlere genelde şu soruları yöneltirdim; cihada çıkmaya hangi duygularla karar verdiniz? Ailenizi nasıl ikna ettiniz? Allah’ın gözle görülür yardımlarına-kerametlerine şahit oldunuz mu?

İlk iki soruya aldığım cevabı sonraki haftalarda sizlerle paylaşacağım inşaallah. Şimdilik onlardan işittiğim birkaç kerameti sizlere anlatayım;

Ürdünlü Ebu Halit anlatıyor;

1999 Ağustos ayında Çeçenistan’dan Dağıstan’a girişimizin 3. Gününde Arap kardeşlerimizden bir mücahid ağır yaralanmıştı. Sürekli kelime-i şehadet getiren kardeşe ; ‘ acı hissediyor musun?’ diye sorduğumda tebessüm edip göğe bakarak; Hayır… Hiçbir acı hissetmiyorum. Ama çok güzel mekânlar görüyorum’ dedi ve hemen arkasından şehid oldu. İnşaallah şehiddir.

Omzundan yaralanan bir emiri sedyeyle dağdan indiren bir çeçen mücahid anlatıyor;

Ebu Amr çok iyi ve takvalı bir komutandı… Çok cesurdu… Kanas silahıyla sağ omzundan yaralanmıştı. Kurşun genişçe bir delik açmıştı omzunda. Hemen sedyeye yatırdık ve tedavisini yapmak için dağdan aşağı indirirken Ebu Amr göğe bakarak defalarca el salladı… Sonra bize dönerek;

‘Ebu Bekir’i evlendirmeye götürüyorlar… Ebu Bekir sizlere eliyle Allah’a ısmarladık diyor ‘dedi… Ebu Bekir çıkan çatışmada şehid düşmüştü… Göğe baktığımızda bulutlardan başka bir şey görmüyorduk oysaki… Ama Allah-u Teâlâ emirimize o kerameti tattırmıştı…

Çeçen mücahide bu Ömer anlatıyor;

Ebu Ebu mus’ab et-Tebüki ilmi ve ahlakıyla örnek bir şahsiyetti. Kimseyi kırmaz ve kızgınlığını belli etmezdi. Cematle namaz kıldırırken cemaatin tamamına yakını ağlardı. Çok etkili bir sesi vardı. O imamlık yaptığında herkes mendilini hazırlardı. Bambaşka âleme giderdik onun arkasında namaz kılarken.

Dağıstan’a girişimizin onuncu gününde yoğun bombardımana tutulduk… Ebu Mus’ab sürekli dua ediyordu. Hemen yanımıza düşen bir bombadan gelen şarapnel parçası Ebu Mus’ab’ın kalbine isabet etmişti… Alel acele dağdan indirip köye getirdik. Ebu Mus’ab’ın şuuru yerindeydi… Bizden telsizi istedi ve komutanlardan hattab- Ebu Hâkim- Ebu Cafer- Ebu Velid ve diğer komutanlara;

‘Allah bana cennetimi gösterdi. Allah-u Âlem şehid olacağım. Hepiniz hakkınızı helal edin. Sizleri Allah için çok seviyorum. İnşaallah cennette görüşürüz ‘ dedi ve yarım saat kadar sonra şehid oldu. Allah şehadetini kabul etsin.

Mısır’lı mücahid Ebu katade anlatıyor;

Grozni kuşatmasında en az 3500 mücahid sıkışıp kalmıştık. Ruslar havaya iz mermileriyle gösteri ateşi yapıyorlardı. Çoğumuz birbirlerimizle helalleştik… Yardımlarını esirgemeyen Allah daracık bir yol nasip etmiş ve o güzergâhta yaklaşık 600 şehid vererek çıkmıştık. Kuşatmayı yararken yolun sağında ve solunda boyunları ve parmakları kesilmiş özel omon birliklerini gördük. Sırayla dizilmişlerdi. Kuşatmadan kurtulduktan sonra birbirimize sorduk; Bu Rus omon birliklerini kim öldürdü?

Zaten saniyelerle yarışıyoruz… Öldürmek isteseydik en fazla kafalarına bir kurşun sıkardık. Hem boyunları koparılmış hem de parmakları doğranmış. Bir de yan yana dizilmiş. Bunun için iyi bir vakit lazımdı… İçimizden hiçbiri tek kurşun bile sıkmamıştı. Hafız olan bir kardeşimiz; ‘ Vallahi bu Allah’ın yardımı! Vallahi bu meleklerin işi! Diyerek şu ayeti okudu;

‘’ Hani Rabbin meleklere: ‘’ Muhakkak ben sizinle beraberim; haydi iman edenlere destek olun; ben kâfirlerin yüreğine korku salacağım; vurun boyunlarına! Vurun onların bütün parmaklarına! Diye vahyediyordu.’’(Enfal-12)

Allah-u ekber! Allah-u ekber Allah-u ekber!

Allah, kendi yoluna çıkanları yolda bırakmaz ve desteğini esirgemez. Yeter ki O’na güvenelim… Rabbim bizlere kefensiz defnolunmayı nasip etsin. Âmin…

Haftaya Cuma görüşmek üzere…


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Feyzullah Birışık Arşivi