Türkiye'de son üç yılda şiddetini artıran, neredeyse ölüm kalım savaşına dönüşen bir kavga var. Bu kavgayı bir iç iktidar mücadelesi olarak görebilirsiniz. Bir değişim mücadelesi olarak görebilirsiniz. Bir ideolojik ayrışma olarak görebilirsiniz. Bir değişim mücadelesi olarak görebilirsiniz. Bir ideolojik ayrışma olarak görebilirsiniz. Birkimlik, tarih hesaplaşması olarak görebilirsiniz. Türkiye'nindarbeler tarihiyle bağlantılı olarak yorumlayabilirsiniz. AK Parti ile diğerlerinin hesaplaşması olarak görebilirsiniz.
Çünkü bu ihtimallerin hepsinin bir alıcısı var, bir taraftarı var. Hepsinin bir ölçüde doğru tarafları var. Ama hiçbiri kavganın tamamını, esasını anlatmıyor. Hiçbiri aslında ne tür bir mücadele verildiğini tam olarak tanımlamıyor. Hiçbiri, ülkenin ve milletin nasıl bir sırat köprüsünden geçtiğinin, ne tür saldırılar altında olduğunun çerçevesini çizmiyor.
Tarih değiştiren, harita değiştiren
Geçmişe bakıyorum. Bölge ülkelerin tarihine, siyasi tarihteki büyük dönüşümlere ve kırılmalara, Osmanlı ve Türkiye'nin geçirdiği evrelere bakıyorum. Tarih değiştiren, harita değiştiren, rejim değiştiren esaslı dönüşümlere bakıyorum.
Olağan bir süreç yaşanmadığını, büyük dönüşümlerden birini yaşadığımızı, bunun Türkiye veya bölge ile sınırlı olmadığını ve olmayacağını, Türkiye'nin olağan siyasi tarihinin çok ötesinde etkileri olan ve olacak bir mücadelenin yürütüldüğünü görüyorum.
Statüko değiştiriliyor. Devlet değiştiriliyor. Rejim normalleştiriliyor.Millet kendi hafızasına dönüyor, tarih normalleşiyor, güç kendi havzasına yöneliyor, yerlileşiyor, bize ait bir kimlikle şekil alıyor. Yüz yıl sonra ilk kez dediğimiz şey işte bu.
Esir bir yüzyılın, kayıp bir yüzyılın sonrasında ilk kez kendiduruşumuzu, sözümüzü, yolumuzu, hayallerimizikeşfediyoruz. Bir karar görüyoruz, azim görüyoruz, coşku görüyoruz, kendimize ve geleceğe dönük bir açlık, susuzluk görüyoruz.
O yol göstericilerin dönemi kapandı
Artık ısmarlama sözlerden, yol haritalarından, devlet duruşundan, güç ve iktidar dizaynından medet ummuyoruz.Ismarlama barıştan da savaştan da kaçınıyoruz. Artık o yabancı sözler, o yabancı başkentler, o yabancı güç yapılanmaları, o yabancıpolitik kimlikler bize bir şey ifade etmiyor.
Siyasi alanda, sermaye alanında, entelektüel alanda onlar adına yol göstericilerin ömrü bitti. Onların beslendiği kaynakların hiçbir projesi, sözü ve gücü buralarda toplumsal taban bulamıyor, alıcı bulamıyor.
Dikkat ederseniz, o başkentlerin temsilcileri, o dışarıdan müdahaleciler birer birer toplumun gözünden düşüyor, itibar sarsılması yaşıyor, etkinlikleri sönüyor, kaybolup gidiyorlar. Bir zamanların güçlü yazarları, politikacıları, işadamları şimdi ortalarda görünmüyor. Bunu, bu kayboluşu, kaybedişi sadece siyasi iktidarın müdahalesi ile pazarlayarak, neden kaybettiklerini gizlemeye çalışıyorlar.
O dokunulmazlar, o kibir abideleri..
O dokunulmazlıkların neden yok olduğunu, o kibir abidelerininneden beş paralık söz üretemediğini sorgulamadan, bir gerçeği sadece iktidara muhalif olmakla kamufle etmek mümkün değildir.Onlar kaybetti, güçleri yoktu, yetkinlikleri yoktu, becerileri ve iyi niyetleri yoktu. Başkalarının gücünü kullandılar, onları sattılar, onlar üzerinden tehditler ve şantajlar savurdular.
Bu tehditlere yıllardır hepimiz boyun eğdik. Siyasetçiler, işadamları, dini cemaatler bunlar üzerinden sindirildi. Onların sözcülüğünü yapanlar bu yolla ülkeyi sindirdi, milleti sindirdi. Bu sindirme ağırlıklı olarak yüz yıldır devam ediyordu ve Türkiye içindekiiktidar aparatları üzerinden yürütülüyordu.
Bugün ilk kez düzenleri bozuluyor. Boşa düştüler. Tehditleri kimseyi korkutamaz oldu. Ülke ilk kez bunların zulmünden, esaretinden kurtulmak için bir fırsat yakaladı. Millet ilk kez bunların zihinsel operasyonlarından kurtulup kendi yolunu çizmeye, bir şeyleri görmeye başladı. Bu bir uyanıştı, ayağa kalkıştı, kendine gelmeydi.
Bizden bin yılın intikamını aldılar
Aslında bir devrim yaşanıyordu. Tarihimizde birçok kez yaşadığımız o tedrici dönüşümlerden birini daha yaşıyorduk. Dünyanın gidişatına, coğrafyanın haline, tarihin dönüşüne bakarak çok büyük bir devrimsel dönüşüme başlamıştık. İşte kavga burada patladı. Ya ölecek, yok olacak, tarihe gömülecek ya da yeniden ve çok daha güçlü biçimde varolacak ve tarih yapıcı rolümüzü devam ettirecektik.
Anadolu'ya gelmemiz böyle bir şeydi. Abbasilerin son döneminde Müslüman dünyaya güç vermemiz böyle bir şeydi. Haçlı Savaşları'na direnmemiz böyle bir şeydi. Moğol istilasını etkisizleştirmemiz böyle bir şeydi. Birinci Dünya Savaşı'nda bizden tam bin yıllık bir intikam alındı.
Haçlıların intikamı, Balkanlar'ın intikamı, Viyana'nın intikamı, Akdeniz'i Müslüman gölü haline getirmenin intikamı, Anadolu'ya yerleşmenin intikamı alındı. Hazar'danAvrupa içlerine, Atlas Okyanusu'ndan Hint Okyanusu'na yayılanyeryüzünün merkezine hükmetmenin bütün acısı tek bir savaşlaçıkartıldı.
Yapayalnızdık..
Yapayalnızdık, yenildik, kaybettik, Anadolu'dan başka sığınacak yerimiz kalmadı.
Biz de öyle yaptık.
Şimdi ellerinden gelse Anadolu'dan da kovacaklar. Bugün ellerindeTürkiye haritalarıyla dolaşmalarının nedeni bu. Terör üzerinden“işgal” girişiminin sebebi bu. Gezi olayları üzerinden yürütülen darbe planlarının sebebi bu. 17 Aralık'la Türkiye'yi rehin almaya dönük projenin de arkasında onlar var.
Türkiye işte bunlarla yüzleşiyor, bu büyük saldırılara göğüs germeye çalışıyor, bir yokuluş projesine meydan okuyarak karşı koyuyor. Ama kavganın bu yönünü gizliyorlar. Dar, mahalle kavgası gibi, iç siyasi mücadele gibi göstermeye çalışıyorlar. Böylece hedef aldıkları kişileri yalnızlaştırmaya, itibarsızlaştırmaya uğraşıyorlar.
Kavgayı gerçek boyutu ile tartışsalar, ona göre pozisyon alsalar rezilolacaklar. Ülke düşmanlığı, millet düşmanlığı, tarih düşmanlığı ortaya çıkacak ve kendilerinin sadece çokuluslu bir müdahalenin iç aparatları olduğu ortaya çıkacak.
“Karşı Devrim” planı uygulanıyor
Türkiye, bin yıllık siyasi tarihin intikamının bıraktığı enkazdan yeniden diriliyor, kendine geliyor, yerlileşiyor. Bu, bir devrimdir. Devrimin öncülerini, destekçilerini tasfiye etmek istemelerinin sebebi bu. Ona, o akla, o mücadeleye destek veren milleti bile cezalandırmaya çalışıyorlar.
Ve devrime karşı “Karşı Devrim” planı uygulanıyor.
2003'ten beri uyguladıkları her darbe girişimi, Gezi terörü üzerinden ülkeyi iç savaşa ve mezhep kavgasına sürükleme hesapları, 17 Aralık darbe girişimi üzerinden Paralel yapılanmayı sahneye sürmeleri hep bu “Karşı Devrim” projesinin aşamalarıdır. Bu, gerçekten de çokuluslu bir müdahale, saldırıdır. Türkiye'nin bin yıllık mücadele kültürü üzerinden yeniden varolmasını engelleme çabasıdır. Bu senaryoda rol üstlenenler ihanet içindedirler, o derin tarihin yanlış tarafındadırlar.
28 Şubat'tan çok farklı
Büyük dönüşümü hedefine varamadan bitirmek, sabote etmek için 28 Şubat benzeri bir müdahale yapıldı. Paralel örgüt müdahalesi böyle bir şey işte. PKK ile Paraleli aynı cephede birleştiren şey bu işte. Ancak 28 Şubat, ülkenin İslamlaşmasını durdurmaya, yenidenvesayet zeminine çekmeye yönelikti. Daha sonra bütün dünyada uygulanacak İslam'la savaşın başlangıç projesiydi.
O da çokuluslu bir projeydi ama bu seferki doğrudan Türkiye'yi yok etmeye dönük bir çalışma. Ülkeyi diz çöktürmeye, onu tamamen bitirmeye dönüktür. Onlara göre ülke bu aşamadan sonraparçalanacak, küçültülecektir. Son sığınak Anadolu için yeni haritaların elden ele dolaşmasının sebebi budur. On yıllardır besledikleri savaş aparatlarını sahneye sürmelerinin nedeni budur.
Onları rezil bir son bekliyor
Ama “Karşı Devrim” projesini rezil bir son bekliyor. Bu toprağın insanları, bu tür dönüşümlerde hiçbir zaman başarısız olmadı. Onlarca devletin yok etmeye çalıştığı dönemlerde bile birçıkış yolu buldu ve sonuca ulaştı. Yine öyle olacak. Devrim devam edecek. Türkiye'nin büyük yürüyüşü, onların planlarının tam tersiistikamette zafere ulaşacak. O harita taslakları ellerinde kalacak.
Onlarca yıldır birer iç işgalci gibi ülkeye yön verenlerin birer birer devreden çıkmasının hazımsızlığını küçümsemeyin. Kötülük kabiliyetleri ve tecrübeleri çok güçlüdür. Çünkü bir dış müdahaleye karşı direniyoruz. Biz direndikçe, onlar tasfiye oluyor.Güvenlikten siyasete, ekonomiden medyaya kadar birçok alanda nasıl tasfiye olduklarına bir bakın.
Bize yüreğini satmamış, bu büyük mücadeleyi hiçbir şeyle kirletmeyecek, bu toprakların hamuruyla yoğrulmuş adamlar, kadınlar, gençler lazım. Tarih yapıcılar, kendi haritalarıyla yollarına devam edecek. Bugün o çokuluslu müdahale adına Türkiye'ye saldıranlar fert fert, örgüt örgüt, cemaat cemaat, yok olup gidecekler.
- Acı tablo! Son 28 yılın en kötü F.Bahçe'siÇerçesov: Fenerbahçe büyük takımSlimani 42 topun hiçbirine vuramadı!Beyaz Saray Sözcüsü sorguya alındı!Rusya'dan şaşırtan Venezuela kararı!Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşuyorABD resmen duyurdu! Esed'e Fırat'ın doğusu mesajıSoylu sert çıktı: O adamın suratında meymenet yokDünyayı sarsan açıklama! Savaş çok yakınBBP'den önemli seçim kararı!
- Bir Ayet
- Bir Hadis
- Namaz Vakitleri
- Hava Durumu
- Günün AyetiAllah’a ibadet edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.(Nisa, 4/36)
- İslâm beş (temel) üzerine kurulmuştur: Allah’tan başka ilah olamadığına ve Muhammed (s.a.s)’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna şahitlik etmek, ...(Al-Bukhari, “İman”, 2; Muslim, “İman”, 21)
- için namaz vakitleri
İmsak 06:23 Güneş 07:48 Öğle 13:23 İkindi 16:19 Akşam 18:48 Yatsı 20:08 - 7°C Adana
- 2°C Adıyaman
- -1°C Afyon
- -13°C Ağrı
- 1°C Amasya
- 1°C Ankara
- 7°C Antalya
- 0°C Artvin
- 7°C Aydın
- 1°C Balıkesir
- BIST: 102.715 0.57
- Altın: 224,720 0.35
- Dolar: 5,2843 -0.35
- Euro: 5,9542 -0.49
Devrim ve ‘Karşı Devrim’: Kim kimi tasfiye edecek?

İbrahim Karagül / Yeni Şafak
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar
Yazarın Diğer Yazıları
- Erdoğan-Putin zirvesi düğüm çözer23 Ocak 2019 Çarşamba 08:20
- Bolton, o harita bu ülkeye sökmez09 Ocak 2019 Çarşamba 08:08
- “Düşman cephesi”nden ateş ediyorsunuz, sizi görüyoruz!18 Aralık 2018 Salı 09:07
- Ekonomik terör üzerinden siyasi linç girişimi yapılıyor.03 Ekim 2018 Çarşamba 06:22
- Fırat’ın doğusuna müdahale: İçeride örtülü muhalefet planı...25 Eylül 2018 Salı 09:43
- Malazgirt’te açılan kapı:27 Ağustos 2018 Pazartesi 09:10
- Erdoğan’ın meydan okuması. Bize yüzyılın cesareti lazım...15 Ağustos 2018 Çarşamba 09:22
- Yeni hedef “Yerli Üst Akıl”dır. Geri dönüş intihar olacaktır...01 Ağustos 2018 Çarşamba 09:26
- Son bin yılın 3. dalgası: Hareket noktamız budur..11 Temmuz 2018 Çarşamba 09:11
- Biz çökünce coğrafya çöker, biz yükselince dünya sarsılır...02 Temmuz 2018 Pazartesi 09:21
- Türkiye artık yavaşlatılamaz, çünkü kendisi bir “eksen”dir..27 Haziran 2018 Çarşamba 08:26
- YAŞAM
- SİYASET
- DÜNYA
- EKONOMİ
Emre Kınay Belediye Başkan adayı oldu
Pes dedirten olay!
47 yıllık eşine 'nakil sürprizi' yaptı
"Yaşlanmayı durdurma" tedavisi mi oluyor?
Üvey oğlu mirastan pay istedi
Bakanlık Ali İhsan Varol'un beraat kararına itiraz etti
Arda Turan battı!
Kuyruğu satırla kesilen eşeğe tecavüz
Değirmenin çarkını 64 yıldır döndürüyor
''Bu değirmen aç bırakmaz"
"Şerefim ve namusum zedelendi"
Polat Alemdar boşanıyor
ÜYE İŞLEMLERİ