Kızıldere’yi kim hatırlar? 

1970’lerin ünlü teröristlerinden Mahir Çayan unutulmazsa, bu hadise de unutulmaz. Çünkü Niksar’ın Kızıldere köyünde Mahir ve 9 arkadaşı güvenlik güçlerine direndikleri için öldürülmüştür.  

Samanlıkta basılan 10. kişi, Ertuğrul Kürkçü ise sağ ele geçirilmiştir!

Ertuğrul’un sağ kurtulması her türlü şaibeye müsaittir. 

Yargılanır, idama mahkûm edilir! Affa maruz kalır. Meşhur “Rahşan Affı”, cezası 30 yıla iner. 14 yıl yatar çıkar... Teröriste entelektüel muamelesi çekilir ve solun namlı yayınevleri ona editörlük yaptırır! Sonra gelsin milletvekilliği!

Aslında o bir ölüdür! Konuşan ölü! Onun sağ kalması, Türkiye’de sol hareketin içinde güçlü uzantılar olduğu düşüncesini beslemiştir. Öyle midir? 

Avrupa Parlamentosu’ndaki konuşması tereddütleri alevlendirmiş olmalı!

Eğer Türkiye, Başbakanı’na söylemesi gereken sözü söyleme fırsatı vermek için bir kumpas kursa idi... Yani durup dururken değil de vesile icat edilerek bazı görüşler ifade edilmek istense idi...

Ertuğrul Kürkçü’nün konuşmasından daha mükemmeli yaptırılamazdı! 

Yoksa yaptırıldı mı? 

Büyüksün Türkiye! 

Türkiye hem de büyüklüğünü Türkçe’nin Avrupa Parlamentosu’nun resmi dili olduğu ilk gün gösterdi! 

Ahmet Davudoğlu’nun daha önce bu Meclis’te İngilizce konuşmaları olmuş mudur, bilmiyorum. Olmuşsa, Türkçe konuşması halinde tercüme probleminden ötürüdür. Oysa dün Davutoğlu şakır şakır Türkçe konuştu. Çünkü konuşması ve bundan sonra yapılacak Türkçe konuşmalar, diğer Avrupa dillerine anında çevrilecek!

Eğer Avrupa Meclisi’nde Türkçe’nin çalışma dili olması bir zaferse, bu gerçek bir zaferdir. Bu zaferi taçlandıran ise, HDP’nin “onursal başkanı” Kürkçü’nün sorusudur. “Bu adamın ‘onur’la ne alâkası var” mı dediniz? HDP’nin demokrasi ile alâkası ne kadarsa, ancak o kadar! 

Bunlar aklı ve mantığı iptal etmişler. İnsicamsız sözleri, tutarlılık, akıl ve mantık aramadan peşpeşe diziyorlar.

Aklı olanlar, mantık sahipleri, muhakeme kabiliyetinden mahrum bulunmayanlar bunların söylediklerinin saçmalığını anlıyor elbette. Fakat kendi aralarında bir mantıksızlık furyası estiği için akıllar devre dışı kalıyor. 

Burası Avrupa! Avrupa’nın seçilmişleri orada. Orada Türkiye’den sözde seçilmiş bir parlamenter var. Güya Türkiye’yi temsil ediyor. Esasında terör örgütünün uzantısı partinin sözcüsü olarak orada bulunuyor. 

Bildiğimiz sakızı çiğneyerek Başbakan’a soru tevcih ediyor!

İyi ki ediyor!

Başbakan da taşı gediğine koyuyor!

Ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın

Gündüz geceye muhtaç bana da sen lâzımsın!

Çok yaşa Ertuğrul! Jandarma seni Kızıldere’de yaşatmakla iyi etmiş. Ülkene bu hizmetin unutulmayacak!