Yavuz Dağ

Yavuz Dağ

Fitneyle kafayı bozdular!

Fitneyle kafayı bozdular!

Muhafazakar kesimin son dönemde dilinden düşürmediği iki kelime var.

1-İstişare

2-Fitne

Belki de İslam tarihinde en çok istismar edilen kavramlardan birisidir; istişare ve fitne…

Evet birbirinin zıddı olan istişare ile fitne muhafazakar gelenekte iki temel kavram ve hayati önem taşıyor.

Meşveretsiz, istişaresiz İslam düşünülemez. Fitne kıtalden daha beter olarak addedilmiş inancımıza ve geleneğimize göre.

Lakin gel görelim ki geldiğimiz durum hiç te iç açıcı değil.

Bugün ne hallerdeyiz?

Aslında son siyasi gelişmeler de bu konuda turnusol vazifesi gördü.

Açalım biraz…

Hatırlanacağı üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu arasındaki görüş ayrılıklarını dile getiren hemen herkes fitnecilik suçlamasından nasibini aldı.

Birisi normal bir konuda sıradan bir gözlemini dile getirmeye görsün. Hemen kraldan çok kralcı geçinen malum çevrelerin saldırısına uğradı. “Sus fitnecilik yapma” itham ve suçlamalarıyla karşılaştı.

Şimdi aynı çevreler diyor ki; “Ahmet Davutoğlu kongre öncesi yapılan temayüllerde 3. Sırada çıkmıştı. İlk sırada Abdullah Gül, ikinci sırada ise Binali Yıldırım yer almıştı. Ancak inisiyatif kullanılıp Davutoğlu’nun Genel Başkan olması sağlanmıştı.”

O zaman sormazlar mı, “Hani o tarihte Davutoğlu’nun temayüllerde birinci çıktığını söylüyordunuz. Hani delegeler, teşkilatlar ve  milletvekilleriyle yapılan istişareden Davutoğlu birinci çıkmıştı? Ne değişti de ve hangi istişare sonucu şimdi Davutoğlu ile yollar ayrıldı? ”

O kadar büyük çelişkiler var ki…

Açık söyleyelim.

Mütedeyyin kesim en önemli sınavını bugün veriyor.

Bu sınav öyle çetin ki; ne 28 Şubat sürecine ne de 27 Mayıs’a benziyor.

An itibariyle Müslümanlar bir birleriyle, kendi kendileriyle imtihan oluyorlar.

27 Mayıs ve 28 Şubat’tda bütün kusur, günah ve suçları “birilerine” yıkmak o kadar kolaydı ki…

Muhafazakarlar hiç mi, ama hiç muhasebe yapmadılar.

Ve bugünlere geldik!

Sadece cebini düşünen, servetine servet katan küçük bir azınlığı müstesna tutarsak; vaziyetten gerçek manada mutlu olan, huzurlu tek bir muhafazakar var mıdır acaba?

Dün her daim camianın vicdanlı sesi olmayı başarabilmiş muhterem Ahmet Taşgetiren muhafazakar kesimde yaşanan burukluğu, kırgınlığı dile getirdi.

Muhterem Taşgetiren’in o yazısını dönüp dönüp, tekrar tekrar okumakta fayda var.

Ahmet Taşgetiren de mi fitneci?

Dün havaalanında yağmur altında, Davutoğlu’nu bekleyen; dünyalık hiçbir hesabı olmayan, yaşı 90’a dayanmış ve “Milletin gönlü Hoca’yı istiyor” diye göz yaşı döken Konyalı yaşlı amca da mı fitneci?

Olmuyor beyler olmuyor!

Siz kazanacaksınız, kasanızı, kesenizi dolduracaksınız diye; vicdanlı insanları, İslam’ın iki kutsal kavramını istismar ederek susturmak olmuyor!

Hiç şüpheniz olmasın.

Varsa bu ülkede fitneci, o da kendi şahsi menfaatleri ve emelleri uğruna vicdanlı sesleri “fitneci”  diye susturma gayreti içinde olanlardan başkası değildir!

Benden söylemesi…

Asıl şimdi samimi istişarelerin ve gerçek muhasebelerin zamanıdır.

Aksi takdirde yazık oluyor güzelim memlekete!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Dağ Arşivi