D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Asırlık lânet: Sykes-Pico

Asırlık lânet: Sykes-Pico

Bunu yapan iki kişi, biri İngiliz, diğeri Fransız! Yüzüncü yılını “kutladığımız!” Sykes-Picot anlaşmasından söz ediyoruz. 

Mister Mark Sykes (İngiliz) ve Mösyö Georges Picot (Fransız). Osmanlı topraklarını paylaşma konusunda devletleri adına gizli bir anlaşma hazırlıyorlar.

Daha sonra Rusya ve İtalya da bu anlaşmaya dahil ediliyor.  6 mayısta başlayan görüşmeler 16 mayısta sonuçlanıyor. Yüzyıl geçti aradan. Dünyaya nizamat veren iki devlet, İngiltere ve Fransa şimdi ne âlemde?

Deniliyor ki, İngilizler artık her ne kadar dünya hükümranı görünmeseler de, hükümlerini geri planda yürütüyorlar. ABD’yi öne çıkardılar, arka planda durarak dünyayı yönetmeye devam ediyorlar. Ya Fransa? Artık böyle bir dünya gücü yok. Denilebilir ki “Avrupa Birliği var”. AB’nin yüzyıl önceki Fransa kadar bile dünya siyasetinde belirleyiciliği olduğu tartışılabilir.  Türkiye’nin Suriyeli mültecilerden elini çekmesi, Avrupa’nın sonu olur. Türkiye Suryelilere kucak açarak Avrupa’yı büyük bir beladan kurtardı. Avrupa bunu biliyor ve âdeta rüşvetle işi idare etmeye çalışıyor.  Türkiye Avrupa’ya rest çekebilir mi? 

O günler yakın olabilir. Suriye meselesi böyle kördüğüm olmakta devam ederse, Türkiye’nin sabrı tükenebilir ve AB ile imkânsız beraberliğinin sonunu ilan edebilir. 

İngiltere, yüzyıl önce aslan payını aldı. Bölgeyi parçaladı, Fransa’ya ve Rusya’ya gereken hisseleri verdi. Bu hesapta, Osmanlı Devleti’nin yıkılması, hilafetin yok edilmesi esastı. Osmanlı Devleti yıkıldı, fakat Rusya ayakta tutulamadı!

Rusya’da Çarlık yıkıldı, bolşevik devrimine giden bir süreç başladı. Böylece Anlaşma’nın ayaklarından biri çöktü. Ve gizli paylaşma anlaşması böylece deşifre oldu. Osmanlı sonrası ana toprakların geleceği konusunda böylece İngiliz siyasetini dönüştüren bir sonuç ortaya çıktı.

Bolşeviklerin dünya siyasetindeki görünürlüğü, yeni Türkiye’nin önünü açtı. Yine de İngilizler, Yakınşark’da güçlü bir Türkiye istemediler.  Siyasî sınırlarını belirledikleri Türkiye’nin muhtemel tesir alanını ortadan kaldırmak için manevi yapısını değiştirecek hamleler yaptılar.

Bunların içerideki tercümesi “devrimler”di.  Türkiye hâlâ millet varlığını tahrib eden devrimleri tartışamıyor. Hâlâ anayasasında bir yük olarak taşıyor ve mesela, alevilerin-bektaşilerin temsil meselesini devrim kanunları yüzünden çözemiyor. Bugün bölgemiz Osmanlı Devleti’nin yıkılmasının, ortadan kaldırılmasının lânetini yaşıyor. Gerçek bir devlet yerine bir sürü sentetik derebeylikler, bayraklarına kadar çizilerek İngilizler tarafından kuruldu/kurduruldu.

Bir sürü problem etniklik üzerinden, mezhep üzerinden tahrik edildi. Esas olarak sentetik bir devlet, İsrail, İngilizlerin eliyle çıban başı olarak bölgemize ithal edildi.  Bu lânet üzerinden güneş batmayan Britanya imparatorluğu’nun sonu oldu. 30 yıl sonra, artık İngiltere daha önce oluşturduğu dünyanın gerçek hâkimi değildi.  Şimdi aynı oyunu ABD oynuyor. Bölge haritasını İsrail’in güvenliği ekseninde yeniden şekillendirmek istiyor. Bunun için Rusya’yı hatta İran’ı dahi devreye sokmaktan çekinmiyor.

Türkiye’nin bir asır önce gasp edilmiş, en azından ihlal edilmiş hakları bir yana atılırken, yeni sahte meşruiyetler üretilmeye çalışılıyor. Bölgede oylama yapılsa, sonuç ne olur? Türkiye lehine güçlü bir temayül oluşur mu? Bu sorunun cevabını vermektense, asırlık lânetin ABD’nin de sonunu getireceğini söylemekle yetiniyoruz. 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi