Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Yılın bir gününde yalnız değilsiniz

Yılın bir gününde yalnız değilsiniz

Güne hemen her gün moda bir söylemle başlıyoruz. Bu söylemler kulaklarımıza hoş gelse de iyi niyetle ortaya çıkmış söylemler değildir. Bir günü, bir yılı, bir ayı kutlama adı altında düzenlenen programlar birey ve toplumları tüketim ağına çekebilmek için kurgulanan oyunun sadece görünen yüzüdür. Yani şirin ifadelerle lanse edilen bu kutlamalar aslında küresel kapitalizmin masum halklara bulaştırdığı tüketim virüsleridir ki, kimliğini oluşturamamış kitleler bu virüse kolayca yakalanabiliyorlar.
 
Geçtiğimiz günlerde gazetelerde “Dünya Yalnızlar Günü” diye bir ifade vardı. Söylenenlere göre Twitter üzerinden günün anlam ve önemini belirten bir tag açılmış. Bu tag kendilerini yalnız hisseden insanları bir hayli heyecanlandırmış. Teknolojinin kuşatması altında yaşayan ve kendilerine uzanacak bir ele, kulaklarına hoş gelecek bir sese hasret kalan insanlar soluğu tvitterin başında almışlar. Sanırım bu saatten sonra, olaya isnaden belirlenen tarih, yalnızlar günü ilan edilecek ve o gün kendilerini yalnız hisseden onlarca insan alış verişe çıkıp fahiş paralar harcayacaklar. Bundan emin olabilirsiniz.
 
Evrende üst bir konuma sahip olan, akıl ve iradesi ile nice keşiflere imza atan insanın adından söz ettirebilmek için koca bir yılı beklemesi ne garip!..
 
Allah’ın halifesi, mümin, kul ve mücahit sıfatları ile anılan insanın, kendi icat ettiği araçların esiri olması ne kadar da acı! 
 
Teknoloji hayatın her alanında işimizi kolaylaştırıyor fakat doğru kullanılmadığında duygularımızın körelmesine, insani ilişkilerimizin zayıflamasına neden oluyor ve bizi edilgen bir varlığa dönüştürüyor. Modern kültürün savunduğu bireyselleşme ise bizleri birbirimize yakınlaştıran bağları zayıflatarak yalnızlığa sürüklüyor. Kendimizi dünyanın merkezinde görüyor ve öteki ile bütün bağlarını koparıp patolojik bir yalnızlığa düşüyoruz. Bu durum bir kralın bütün mülkünü ve imkanlarını kaybedip yoksullaşmasına benziyor.
 
Küresel kapitalizm insanın varlığına anlam katan değerleri zayıflattı. 
 
Bir dostun diğerine olan muhabbetini öldürdü
 
Bir insanın diğeri için hissettiği duyguları köreltti
 
Bir insanın diğerine uzattığı eli alaşağı etti
 
Bir insanın diğeri için sızlayan vicdanını öldürdü
 
Bir insanın diğerine olan muhabbetini ortadan kaldırdı
 
Yalnızlığımızın en büyük ilacı olan inanç, sevgi ve paylaşımı zayıflatarak insanları karanlık dehlizlere sürükledi. Oysa insan dünya üzerinde ne kadar çok şeye sahip olursa olsun, varlığını anlamlı kılacak değerlere sahip olmadığı sürece yalnızlığın kıskacından kurtulamaz. Yılın bir günü değil bir ayı da olsa ve onlarca kişi açtıkları pankartlarla birbirlerinin yalnızlıklarını paylaşsalar, büyük alış verişler yapıp naralar atsalar dahi insan fıtratında mevcut olan özle buluşmadığı sürece yalnızlıktan kurtulamaz. Bu bir gerçek!
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi