Orhan Karataş

Orhan Karataş

Terör ve Anayasa değişikliği

Terör ve Anayasa değişikliği

Türkiye'de siyaset yapmak zannedildiği gibi kolay iş değildir. Milletvekili seçilenler dünyanın hiçbir yerinde olmayan meselelerle uğraşmak zorunda kalırlar. Meclis'teki ziyaretçi sayısının 15 bine çıktığı günler olmuştur. Eşiyle kavga edeninden çocuğuna iş arayana, tayin ve terfi isteyenden siyasi ikbal peşinde koşana varıncaya kadar, vatandaş her derdi için Milletvekilinin kapısına gelir. Bütün bunlara bir de FETÖ'cü olmadığını ispatlama telaşına düşenler eklenmiştir ve şu anda hem milletvekillerinin, hem siyasi partilerin en çok mesai harcamak zorunda kaldıkları mesele budur. Ülkenin yoğun ve ivedi meseleleri var. Milletvekiliyseniz her şeyi takip edecek, her konuda önce bilgi, sonra fikir sahibi olacaksınız. Çözüm ve alternatif üreteceksiniz. Üyesi olduğunuz komisyon çalışmalarında partinizi temsil ederken, aktif ve etkili bir siyaset geliştireceksiniz. Emin olun işini hakkıyla yapan milletvekilleri için 24 saat yetmeyebilir.

                                   

İKTİDAR VEKİLLİĞİ KOLAY

              İktidar milletvekillerinin işi muhalefete göre çok daha kolaydır. Nihayetinde arkalarında bir hükümet vardır ve vatandaşın işine yardımcı olmakta elleri daha güçlüdür. Diğer taraftan şu anki sisteme göre yasama faaliyetleri daha çok kanun tasarıları üzerinden yürütüldüğü için, parmak kaldırıp indirmek yeterli olabilir. Denetim faaliyetlerinde ise grup başkanvekillerinin işaretine bakılır ve ona göre tavır alınır. AKP ile birlikte devleti ve medyayı ele geçirip istediği gibi kullanma da, hatta hukuka bile müdahalede fazlaca bir sorun yaşanmadığı için, yapılan yanlışları fazla gören ve karıştıran olmaz ve iktidar milletvekillerine fazla bir iş düşmez. Bu yüzden çoğu zaman meclise gelmek ihtiyacı bile hissetmezler.

                         

MUHALEFET ÇÖZÜM ÜRETMELİ

          Dışarıdan bakıldığı zaman muhalefetin tek işinin eleştirmek ve karşı çıkmak olduğu zannedilir. Oysa ki, etkin ve haklı bir muhalefet zannedildiği gibi hiç de kolay değildir.Muhalefet, her şeyi eleştirmek, siyasi fayda elde edebilmek için akı kara, yalanı doğru göstermek, ülkenin önceliklerini ve çıkarlarını bir kenara itip durumdan vazife çıkararak ortalığı birbirine karıştırmak olarak anlaşılmalıdır. Muhalefet olarak, aynı zamanda iktidara alternatif olduğunuzu her halinizle, her sözünüzle millete hissettirebilmeniz gerekir.Bunun için de çözüm üretmek, yapıcı olmak, doğruyu onaylayıp, yanlışın nasıl düzeltileceğini, yetersizliğin nasıl ortadan kaldırılacağını da teklif etmek gerekir ki, bu hem mesai, hem beceri, hem bilgi, hem de zeka gerektirir. Bunları bir kenara bırakır, sadece eleştirmek, karşı çıkmak, zorlaştırmak ve kilitlemek üzerinden muhalefet yaparsanız, en kolay yolu seçmiş olursunuz. Nitekim, bugün Türkiye'de muhalefet yapmak için çok uygun bir ortam vardır. AKP baştan ayağa dökülmektedir ve söylenecek, eleştirilecek o kadar çok şey var ki, ne saatler yeter, ne günler. Ancak, bu muhalefet şekli ne yapanlara, ne ülkeye, ne de siyasete bir şey getirmiyor.İnatlaşmayı, çatışmayı, bölünmeyi daha da arttırıyor ve en çok da AKP'nin işini kolaylaştırıyor. Bu durumu kullanarak kendi seçmenini angaje tutmasını sağlıyor ki, yıllardır bunun böyle olduğunu tecrübe ile görüyoruz. Hangi veriyi, hangi ölçüyü kullanırsanız kullanın, AKP kadar başarısız bir siyasi parti Türkiye tarihinde yoktur, ama bu özelliği ile hem ayakta kalmayı, hem iktidarını sürdürmeyi becerebiliyor.

                                       

MHP FARKI

        Türkiye'de gerçek anlamda muhalefet yapan, çözüm üreten ve alternatif olduğunu gösteren tek muhalefet partisinin MHP olduğunu, akıl ve vicdan sahibi herkes kabul edecektir. Ülkemiz tarihin en zor ve sıkıntılı dönemini yaşamak zorunda bırakılmıştır ve böyle bir ortamda elini değil gövdesini taşın altına koyan tek parti MHP'dir. Doğrunun yanında durup, yanlışa karşı çıkmakla yetinmiyor, öneri getiriyor ve yapıcı, uzlaşmacı bir siyasetle ülkenin önünü açıyor. Siyaseti rahatlatıyor, ümit ve heyecan veriyor. Bunun sonucu olarak iktidar partisi AKP, 14 yıldır sürdürdüğü yanlışların birçoğunu terk edip, MHP'nin tekliflerine sarılmak, programlarını uygulamak durumunda kalmıştır. Olağanüstü Hal Uygulamasından terörle kapsamlı ve kararlı bir mücadeleye, güvenli bölge oluşturmadan dış politikada ülke çıkarlarının her şeyin önüne alınmasına kadar birçok konuda MHP'nin yıllardır söyledikleri, bugün AKP politikalarının temelini teşkil etmektedir. Bu durum elbette yanlışları söylemekten, yetersizlikleri gündeme getirmekten vazgeçmeyi gerektirmiyor. Nitekim, Sayın Devlet Bahçeli bütün konuşmalarında hem doğru yapılanlara desteğin süreceğini ortaya koymuş, hem önerilerini açık ve net şekilde kamuoyuna ve hükümete sunmuş, hem de gördüğü yetersizliklere dikkat çekmiştir.

 

                             

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ

            Beşiktaş'daki kalleşlik bir defa daha gösterdi ki, terör bu ülkenin en ivedi ve en ağır meselesidir.  Sadece güvenlik güçleriyle yapılan mücadeleyle sonuç almak mümkün değildir. Terörle mücadelenin etkili biçimde yapılması için, kaynağın kurutulması, istismar alanının yok edilmesi, siyasi, ekonomik, dış politik desteklerin kesilmesi gibi ivedi yapılması gerekenler var.Bütün bu konularda MHP,  net, anlaşılır ve uygulanabilir çözüm önerileri sunmuştur ve bunları daha dün bu köşeden değerlendirdik. Bunun yanında ülkenin hukuk zeminine dönmesinin, toplumsal çatışmanın azaltılmasının ve siyasi gerginliğin bitirilmesinin etkili bir mücadele için şart olduğunu aklı başında herkes biliyor ve söylüyor. Bizim birbirimize sarılmaktan başka bir seçeneğimiz yok. Dolayısı ile birlikteliğin, kardeşliğin, millet olmanın zeminini sağlam tutmak gerekiyor. MHP'nin Anayasa değişikliği teklifinin altında yatan temel sebep budur. Bunun sağlanmasından sonra terörle mücadelenin daha kolaylaşacağı, etrafı ateş çemberiyle sarılmış ülkemizin, bir nefes alma imkanı bulacağı unutmamak gerekiyor. Ön yargılarla saldırıp, anlamadan, dinlemeden meseleyi başka yerlere çekerek, çıkmaza sürükleyenler belki günü kurtaracak siyaset yapıyorlardır, ama bu ülkeye de, kendilerine de bir katkı sağlamıyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Orhan Karataş Arşivi