Halil Mert

Halil Mert

Afrin olmazsa olmaz, ahlaki Çözülme ve yön verenler

Afrin olmazsa olmaz, ahlaki Çözülme ve yön verenler

Afrin…

         Hatay ile Antep arasına sıkışmış.

         El-Bab harekâtımız ile ABD/PYD güçlerinin Afrin bölgesi ile irtibatı kalmadı. Afrin bölgesi ile Suriye rejim güçleri sınır. Oradan da maalesef Rus özel Kuvvetleri bölgeye girip Rus bayraklarını salladılar. İlginçtir, bu Rus Askerlerinin çoğu da Kıpçak.. Yani esmer, çekik gözlü Rusya Türkleri.. Kader-i İlahi.. Daha 30 yıl önce Azerbaycan’da da Ermenileri destek için Rus ordusu gitmiş yine Türk Kökenli askerleri kullanmıştı. Maalesef İran da Şii Moğol Militanlar getirdi Suriye’ye. Muharip kanımız nerelerde heba oluyor, hem de karşımızda. Konumuz bu değil.

         Suriye ve Irak’ta İngiltere, ABD, Rusya ve İran için unutmayınız ki gerçek düşman biziz. Biri demiş ki 3. Dünya Savaşı başlıyor. Allah aşkına daha sizin didik didik edildiğiniz 1. Dünya Savaşı bitmedi ki! Siz ne zaman bu topraklarda yok olursunuz savaş o zaman bitecek.

         Afrin Harekâtı, ABD Rakka ve Halep’le meşgul olurken ivedilikle yapılmalıdır. Rusya’nın bu bölgeye asker sokması Türkiye’ye karşı hamledir. Şunu görelim artık. Herkes masada elini güçlü tutmaya çalışıyor. Diplomasi askeri harekât ve fiziki işgallerle güçlü hale geliyor. Laf ebeliği ile değil. Bu geçmişte de böyleydi.

         Son haberler, Afrin harekâtımıza Rusya’nın hava desteği vereceği yönünde… Evet karşımızda iki düşman var. Biri ada devletleri olan İngiltere+ABD.. Uçak gemileri, paraları ve coğrafyamızdaki vesayet savaşçısı teröristleri hainler ve işbirlikçi köpekleri aracılığı ile 300 yıldır bizi vuruyorlar. Abartıyorsun diyenler Vehhabiliğin geçmişine baksınlar.. Topraklarımızda köle ticaretinin geçmişine baksınlar.. Diğeri komşumuz ya da komşularımız. Ne demiş Atalar; “Komşu, komşunun külüne muhtaçtır.” Şu anda ülkemiz 150 yıldır dere geçmeye çalışıyor. Orta ve uzun vade üretime dayalı ekonomik ve askeri yığınaklanma yapmadan kendi başına stratejik harekât yapması zor. Afrin taktik seviye. Doğru. Ancak kuvvet girdi ve bileşenlerine bakınca durum değişiyor.

         Şu konuda yanılıyoruz. ABD, Rusya, İran yada diğerleri ile.. Her yerde dost, her yerde düşman olmalıyız. Atın bunu kafanızdan. Artık KÖY DELİKANLISI tarzı politikalar bitti. Bakın Almanya, Suriye ve Ortadoğu Politikalarında İngiltere ile paralel. Avrupa’da karşı. Tıpkı 100 yıl öncesi gibi. Görelim artık. İran.. Suriye’de ABD ile karşı politika üretiyor. Afganistan ve Irak’ta birlikte. Yemen’de karşı.. Ya biz? Biz hala ABD, Batı ve İngiltere’ye “Bizim gibi bir müttefike bu yapılır mı?” pozisyonundayız. Yahu sizin ülkenizin içinde birileri “Cumhurbaşkanımız ABD’nde tutuklansın.” diye kamuoyu çalışması yapmadı mı? Ya 15 Temmuz?

         Afrin Harekâtı, Cumhurbaşkanımızın ifadesi ile bir gece ansızın gerçekleşmelidir. Rusya’ya da iki saat önceden haber verilerek.. ABD’ne haber vermeye gerek yok. Çünkü o bölgede resmi ve fiziki olarak hiçbir unsurunun olmaması gerekiyor.

 

         Ahlaki durumumuz mu? Afrin’den sonra..

         Şehrin tüm parklarında, göbeklerdeki çimenler dâhil mangal yakılıyor. Adama soruyorum. Nerelisiniz? Anadolu’nun bir yerinden.. “Orada başkalarının gördüğü yerlerde mangal yapar mısınız?” “Hayır! Herkesin alıp yeme imkânı yok. Oralarda uluorta bir şey yemeyiz. Ayıp!” Herşey böyle.

         Adam memleketinde dikkatli. Ama büyük şehre gelince, sokağa çöp atmaktan tut da, hovardalığın her türü serbest. Maalesef sosyal medya ile hanımların da durumu kötü. Ya çocuklar? Onlar zaten masumlukları ve gençlikleri ile özenmeleri ve kolay elde etme hırsları ile zaten istismarın her türünün hedefi.

         Yine üzülerek ifade ediyorum İstanbul özelinde dış göçler ki son dönemde buna Suriye Muhacirleri damga vurdu. Şehir hayatının her yerinde yozlaşmayı tetikleyen sosyal unsur haline geliyorlar. Kamu belediyeler dâhil bu konuda bir çalışma yapmalıdır. Sokakta dolaşan aşırı makyajlı elinde sigara başörtülü çıplaktan, parkları fütursuzca çöplüğe çeviren insanımıza varana kadar, Anadolu’daki sosyal baskı ve kontrolün yerini alacak başka tedbirler koymazsanız toplumun uçuruma gidişini sadece seyredeceksiniz.

 

         Geçmişi de analım.

         Baktığım her kitap, haber, gazete.. Bize yakın dönemin değersizleştirilen insanlarını hatırlatıyor. Maalesef.

         Bir zamanlar, “Her gittiği yerde aynı vakti tekrar kılıyor, bir abdestle beş vakit kılıyor. Ağır sanayi hamlesi deyip her yere temel atıyor.” İftiraları ile en verimli yılları tüketilen Merhum Necmettin Erbakan Hocam ile, gençliği komünist, ateist cereyanlardan koruyup onlara, İslam, Millet, Devlet bilinci vermeye ömrünü adamış Merhum Başbuğ Alparslan Türkeş…

         Siyasette bir yanda onlar vardı diğer yanda Demirel ve Ecevit.. Aslında aynıydılar. Her iki tarafta. İlkler iman ve Milli cepheyi temsil ediyordu. İkinciler yani Demirel ve CHP (Ecevit) diğerlerini.. Ama birileri Mason Demirel’i nurlandırmış, bu taraftaki ehl-i kıble insanlara en galiz iftiraları atarak aynı zihniyetin birini iktidar, diğerini muhalefet yapıyorlardı. Aynı tezgâh 28 Şubatta da devam etmiş. Meğer Fadime ve Müslim’i yatakta basanlar, basına haber verenler FETÖ’nün Emniyet Müdürleri.. Yerli sağı ile solu ile biz bu kadar salak nasıl oluruz? Sebebi çok açık.. Saflığımızdan, teslim olmamızdan.. Önyargılarımızı ve duygusallığımızı birilerinin kolay kullanmasından..

 

         Merhum Erbakan Hocam’ın bize emanet ettiği incilerden bir kısmını anmak, unutmamak vesilesi ile naklediyorum.

         “Haksız bir davada zirve olmaktansa, hak davada zerre olmayı tercih ederiz.”

         “Siyaseti önemsemeyen Müslümanları, Müslümanları önemsemeyen siyasetçiler yönetir.” Bu söz siyasetin şerrinden kaçıyoruz diye siyaseti yönlendirenlere cevaptır aslında…

         “İman varsa imkânda vardır, milli görüşçü asla vazgeçmez.”

         “İçeride irtica, dışarıda fundamantalist gelişmeler denilerek işte bu insanlığı kurtarıcı saadet nizamından insanımız uzaklaştırılmak istenmiştir.” Bu da şimdilerde “Erbakan Milli imiş.” diyen Ulusalcılara ve Solculara kapak olsun.

 

         “İslam beş temel üzerine bina edilmiş bir hakikat sarayıdır ve hayat programıdır. Beş şeyden ibaret zannedilmesi hatadır. Zira sadece bir kısmına inanmak ve yaşamak İslam değildir.”

         “Hakk’ın tesisi için çalışmamakla Batıl’ın hâkimiyeti için çalışmak arasında fark yoktur.”

         “Kanunlar ve nizamlar ne kadar mükemmel olursa olsun, onu tatbik edecek insanın içerisine hak ve adalet sevgisi girmemişse, netice tersine tecelli edecek, adalet yerine adaletsizlik, sosyal adalet yerine sosyal istismar hâkim olacaktır.” İşte devleti yöneteceklerde aranacak temel kriterlerden biri.

         “Kırk çürük yumurta bir tane sağlam yumurta etmez.”

         “Bizim davamızda kimse kendi için yaşamaz, Herkes kardeşi için yaşar. Menfaati öldürmenin en kolay yolu budur..”

         “Fırtınalara yön veren kelebeklerin kanat çırpışıdır.”

         “Namaz dinin direği cihad ise zirvesidir. Biz siyaset değil cihad yapıyoruz.”

         “Müslüman hakkin hakimiyeti için motor, şerrin yok olması için fren olma görevlisidir.”

         “Milli Görüş; Bu milletin inancıdır, tarihidir, kimliğidir, ruh köküdür.”

         “Bir çiçekle bahar olmaz ama her bahar bir çiçekle başlar.”

 

         Şimdi de, Erbakan Hocam ile ülke ve Milletimizin selameti ve büyük geleceği için omuzdaşlık yapmış Merhum Başbuğ Türkeş’in bize emaneti birkaç incisini aktarmak istiyorum.

         “İslâmiyeti ele alıp Türklüğü inkâr etmek ihanettir. Bunun tersi de aynı derecede gaflet ve ihanettir.”

         “Onlara şunu hatırlatırım ki, sandıktan bir tek oy dahi çıkmasa, biz İslamiyet’ten asla vazgeçmeyiz.” Şimdi MHP’ni farklı konumlandırmaya çalışan sözde hem Kemalist, hem seküler, hem de ulusalcı geçinip Ülkücü’yüz diyenlere verilen cevaptır bu.

         “Cesaret, yüreklilik, atılganlık olmayan hiçbir dâva başarıya ulaşamaz.”

         “Ahlâkçılık anlayışımız, Türk Ahlâkı ve Müslümanlık inancından meydana gelmiştir.”

         “TÜRKLÜK bedenimiz, İslamiyet ruhumuzdur. Ruhsuz beden ceset olur.”

         “Türklük ve İslamiyeti birbirine karşı imiş gibi göstermek isteyenler Türk Milleti’ni yıkmak isteyen satılmışlardır.”

         “Türk aydınları için Batı'nın sığınması olmak bir ideal olarak benimsenmiştir. Milletimiz için bundan korkunç felaket düşünülemez."

         “Gençliğimizi büyük bir savaş beklemektedir. Bozgunculuğa, tembelliğe, ahlaksızlığa, cehalete, yalancılığa karşı büyük bir savaş.”

         “Ülkücüler, insanlık âlemi içinde ne uşak olmayı, ne de başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen şerefli bir bayrağın taşıyıcısıdır.”

         “Fikir, iman, ülkü aşkı .. İnsanları güçlü yapan bunlardır.”

         “MiIIî kaIkınmamızı gerçekIeştirmek, her Türk ferdini hür yapabiImek için Türk MiIIeti’ni yeniden kurmak zorundayız. VatandaşIarımız arasında parti, mezhep, ırk ve böIge farkı gözetmeksizin karşıIıkIı sevgi ve saygıya dayanan bağIar dokuyacağız.”

 

         Allah rahmet eylesin. Merhum Erbakan ve Türkeş iyi ki gençliğe sahip çıktılar. İyi ki siyaset ve devlet kurumlarını birilerinin eline bırakmadılar. Bırakanlar utansın. İyi ki; Vatan dediler, Millet dediler, Dinimiz İslam dediler. Devlet dediler. Bize siyasetten uzak durmayı öğütleyenler meğer 12 Eylül Öncesi de aktifmiş, 28 Şubat Sürecinde de.. Malum 15 Temmuz İhanetinde de.

         Hürmetle.. İyi haftalar dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Halil Mert Arşivi