Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Dağılan parçalar

Dağılan parçalar

Selma 7 yaşında kaybetmişti annesini. Karlı bir kış günü insanlar kendisine sarılıp ağladıklarında ölümün ne olduğunu pek anlayamamıştı. Etrafa meraklı gözlerle bakmış ve kendini annenin bir gün geri dönebileceğine inandırmıştı. Ama olmadı. Aradan saatler, günler, aylar, yıllar geçti anne hiç geri dönmedi. Bir gün halasına “annemi bir daha hiç göremeyecek miyim” diye sordu. Halası yüzüne şaşkın bir vaziyette baktı sonra başını önüne eğdi ve hiç cevap vermedi. Selma o gün, bu sessizliğin arkasını okumuş ve anneyi bir daha göremeyeceğini anlamıştı.

Okula başladığında çocuklarının ellerinden tutup okula getiren annelerle karşılaştı. Arkadaşları ile hiç konuşmadı, onları kıskandı, teneffüse dahi çıkmadı. Sonra halasının koyduğu yiyeceklerden atıştırarak annenin yokluğunu unutmaya çalıştı. Eve geldiğinde ise derin bir boşluğa kapılıyor sonra dolabı açıp bir şeyler atıştırıyordu. Zaten ilgisiz olan babaannenin vefatından sonra onu halasına bırakmış ve hiç uğramaz olmuştu. Hala ise gündelik meşgalelerin peşinde koşmaktan Selma’ya vakit ayıramıyordu. Oysa onun istediği çok da büyük şeyler değildi. Selma sevildiğini bütün hücrelerinde hissetmek istiyordu. Ama yakınları onun sadece maddi ihtiyaçlarını dikkate alıyor onu anlamaktan uzak kalıyorlardı.

Selma vaktinin çoğunu yiyerek geçiriyordu. Okulda canı sıkıldıkça kantine koşuyor ve verilen bütün harçlığı harcıyordu. Gittikçe kilo almaya başlamıştı. Bu durum ailenin ve öğretmenin dikkatini çekmişti. Fakat Selma’ya engel olamıyorlardı. İhtiyacı olan sevgi, ilgi ve şefkat gibi değerlerin yerini artık yiyecekler almıştı. Selma ne zaman boşluğa düşse, ne zaman bir şeye üzülse ne zaman anneyi hatırlasa çantasına uzanıyor ve yiyecek bir şeyler alıp atıştırıyordu.

İlkokul son sınıfta kiloları iyice artmıştı. Arkadaşları artık onunla dalga geçmeye başlamışlardı. Fakat Selma’nın hiçbir şey umurunda değildi. Ne zaman kendini kötü hissetse, keyif veren yiyecekler tüketiyor ve negatif duyguları bir süreliğine de olsa zihniden uzaklaştırıyordu. İnsanlar ona “çok yemek yiyorsun, kiloların başına dert olacak” diyor fakat kendisini bu duruma iten ihtiyaçları hiç dikkate almıyorlardı.

Selma 25 yaşına geldiğinde 150 kiloya ulaşmıştı. Neredeyse tüm vaktini yiyerek geçiriyordu. Hareket edemiyor, yakınları ile sağlıklı iletişim kuramıyor, ihtiyaçlarını yardımsız göremiyordu. Yakınları ise onun iç dünyasında yaşadığı sevgi, özlem ve yalnızlık hissini bir türlü anlamıyor sadece eleştirmekle yetiniyorlardı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi