Halil Mert

Halil Mert

Stratejik Denge ve Taarruz Zamanı

Stratejik Denge ve Taarruz Zamanı

Milletimiz, Anayurdumuza ilk Büyük Selçuklu ile girdi. Ege bölgesinde, Akdeniz’de Osmanlı’dan 200 yıl öncesine dayanan Müslüman Türk Boyları’nın köyleri, camileri, tersaneleri vardır. Şunu tartışmayacağım. M.Ö. 5000’li yıllara kadar Anadolu, Balkanlar, Kafkasya ve Mezopotamya’da Eski Türk Medeniyetle’rinin izlerini..

         Hani Türk Milleti’ne “Siz Anadolu’ya sonradan geldiniz. Misafirsiniz.” diyen kendini bilmezler var ya. Bunu söyleyen gayrimüslim Ermeni ve Rumları kısmen anlarım, ama bir Müslüman’ı asla anlamam. Coğrafyayı İslam Âlemine Vatan yapanların ortak adıdır Türk Milleti. İslam Ordularının ortak adıdır Türk Ordusu. Çanakkale’de, Kut-ül Amare’de İngilizlerle savaştık diyorsan eğer, karşısında durana da Türk Ordusu diyeceksin. Diyarbakır’da, Erzurum’da, Urfa’da, dikkat buyurun Mersin demiyorum Müslüman hangi ahali vardı Selçuklu ve uzanımları bu toprakları kalıcı olarak feth edene kadar? Türk, Kürt, Arap ne ise…

 

         Çok sevdiğim bir büyüğüm, bu gün “EN İYİ SAVUNMA TAARRUZDUR.” dediler. Hamdolsun. Demek ki taarruz zamanı şimdi…

         Taarruz Zamanı için önce stratejik dengenin sağlanması gerekir. Peki, Türkiye Stratejik Dengeyi sağladı mı?

 

         Türkiye Stratejik Dengeyi 2007 gibi genel olarak sağladı. Cumhurbaşkanımız bu tarihlerde IMF başta olmak üzere net tavır koymaya ve yerli politikalar oluşturmaya başladı. Bunu İngiltere ve ABD başta olmak üzere küresel güçler gördüler ve FETÖ başta olmak üzere Türkiye’deki tüm unsurlarının düğmesine bastılar.

         Gezi Olaylarını hatırlayın. Ülkede muhafazakâr camia, FETÖ’nün hükümetin yanında tavır aldığını, BAE prenslerinin hükümetin yanında yer aldığını zannediyordu değil mi? Oysa FETÖ’cü polisler infial peşindeydi, FETÖ’cü Türk Solu gurubu en öndeydi. CHP, PKK, ADD, DHKPC, TİKKO vb. kökünün nerede olduğu şimdilerde daha net ortaya çıkmaya başlayan unsurlar kan bekliyorlardı. BAE’nden gelen prensler malum otelden nakit para dağıtıyorlardı çantalarla… Maalesef resimdeki rezaleti Hükümet çevreleri çok sonra gördüler. Düşünün bir çoğu 15 Temmuz’dan sonra “Allah belamı verseydi de….” Neviİnden şeyler söylemediler mi?

 

         Türkiye Stratejik Dengeyi 2007’de fedakâr ve yiğit bir evladı ile sağlamıştır. Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile. Ancak bir sorunu var. Her gün kıbleye dönen sosyal çevremizin hem kendilerine, hem 15 Temmuz’da merminin, tankın önünde duran Kürt’üyle, Çerkez’iyle, Alevi’siyle, Sünni’siyle, Arab’ıyla, Arnavut’uyla yiğit Türk Milleti’ne gerekli itimatları yok. Bunun çok sebebi var. Ancak en büyük sebebi eğitimimize yapılan gerek resmi yani MEB’nın eğitim sistemi, gerek STK, cemaat tarikat vd. girdiler… Bu girdiler maalesef zaafa sebep olabiliyor. Milletimiz Muharip ve Mücahiddir. Kahraman ve fedakârdır. Bunun en iyi gözlemcisi de Osmanlı Vatandaşı olup şimdi sınırlarımızın dışında bıraktığımız diğer ülke vatandaşlarıdır. Yani, Mısırlı Muhammed, Faslı Zeyneb, Ürdünlü Hasan, Filistinli Ahmed, Libyalı Muhsin, Riyadlı Nidal…

         Bizim aydınlarımız hala basit, sığ hesaplar peşindeler. Onlara önerim en çaresiz olduğumuz dönemde Osmanlı Topraklarında nasihat heyeti olarak gezen Bediuzzaman, Şeyh Sunusi gibi adamları tanısınlar. Mesela Hütbe-i Şamiye’yi okusunlar. Bu eseri bile okuyan biri hala Anadolu’daki daha küçük etnisitenin de varlığı diye başlayan gereksiz hassasiyetleri gündeme taşıyabilir mi? Hayır! Ateş bacayı sarmış, çevren kuşatılmış, ordun, polisin, adliyen işgal edilmiş, muhalefetin işbirlikçilerle kol kola düşmanlarına evrak kaçırıyor. Adama sorarlar “Sen kör müsün, yoksa hasım mı?” diye…

 

         Bize Allah (CC)’nün apaçık fermanı var. O’nu tebliğ eden ve sünneti ile yaşayan Rehberimiz (SAV) var. Şunu da görün artık birde tarihimizin helal ve meşru dayatmaları var. 1400 yıldır bu topraklarda yaşadıklarımızdan ders almaz isek, fıkhi, sosyal vs. hassasiyetler tuzakları ile esaslardan ve emredilen vasattan koparsak IŞİD’den FETÖ’ye yelpazenin her yerinden kurulacak tuzaklara hazır olun. Bunlara fırsat vermeyeceğiz. Oyunları, çıkacak fitneleri engellemezsek, ahmakça “Fitneye sebep olmayalım.” diye susup seyredersek FETÖ, IŞİD, El-kaide vs. Kalkancı, Sisi vb. her türlü pisliği bekleyin.

 

         Oyun şimdi başlıyor.

         Stratejik Dengeye ulaşmış Türkiye, yerli üretime başlayan, bölgesinde NATO’nun içinde kalarak farklı ilişkiler kurabilen bir Türkiye sahadadır. Ortadoğu’da S. Arabistan ve BAE veliaht prensleri ile bize karşı oyun kurulmaktadır. Mısır’da Sisi ile bize oyun kurulmaktadır. Ülkede Milli Birlik çok önem kazanmıştır. Siyasi Birlik adına AKPARTİ ve MHP’nin şeksiz birliği çok değerlidir. Burada kıble hassasiyeti olan, yerli ve Milli Hassasiyetleri olan herkesi görmek isteriz. Aynı şekilde İslami hassasiyet ortaya koyup ülkemin Milli Birlik ve Beraberliğinden taraf net tavır ortaya koyamayan tüm kesimler MİT ve Emniyet tarafından yakın takibe alınıp anında adli mercilere her hata ve zaafları taşınmalıdır. Örnek Yeni Asya Gurubu. Sinsice bekleyen başkaları da var. Yazmayacağım. Yazınca kötü biz oluyoruz. Ama biz 15 Temmuz’da “Bu Tayyip’in tezgâhı, bırakın sokağa çıkmayı pencereden bile bakmayacaksınız.” deyip hain gece ve sonrası tutulan nöbetlerde mensuplarının dışarıya bakmasına bile engel olanları biliyoruz. Allah haine fırsat vermesin. Ahmak insanlara da akıl ve feraset versin.

         Türkiye yerli harp Sanayini kurmuştur. Ancak yolun başındadır. ASELSAN cinayetleri hala sır. Çözülmelidir.

         Kazak steplerinden Anadolu bozkırlarına kadar, Balkan Ovalarından, Yemen Dağlarına kadar, Kafkasya kıyılarından, Fas’ın Okyanus sahillerine kadar söylenen türkülerimizin ritminde dörtnala giden atın nal sesi vardı. Türkülerimizin ritmi, tank ve jetlerimizin horultusuna dönüşmek zorundadır. Çocukluğumuzun oyunlarında tahta kılıçlar, ucuna çivi takılmış mısır sapı oklar vardı. Çocuklarımızın oyuncakları bilgisayarlar, ileri teknoloji ürünleri olmalıdır. Büyük davamız İ’lay-ı Kelimetullah için AKIL-İMAN-İLİM kadar AKIL-BİLİM-TEKNOLOJİ-ÜRETİM’de şarttır.

 

         Evet, taarruzun zamanı 10 yıl gecikmiştir. Bu on yılda tedbirler dikkatli alınsaydı FETÖ’ye biz darbe yapardık, Suriye’de politikalar eminim böyle oluşturulmazdı. Rus uçağı vurulmaz. Gerek Suriyeli göçmenlerden kaynaklanan, gerek Uçak krizinin ekonomik kayıpları yaşanmazdı.

         Zararın neresinden dönülse kârdır.

 

         Şimdi dimdik devletimizin yanında durma zamanı.

         Şimdi hata ve eksik aramadan geçmişin kusurlarını kapatarak geleceğimiz için çok çalışıp kenetlenme zamanı…

         Şimdi çok çalışma, İ’lay-ı Kelimetullah için AKIL-İMAN-İLİM ile AKIL-BİLİM-TEKNOLOJİ-ÜRETİM yapma zamanı.

  

         Şimdi geciken Bedir Günü’ne hazır olma zamanı…

         Bedir Günü çetindir ve unutmayın ki; YUFKA YÜREKLİLERLE ÇETİN YOLLAR AŞILMAZ.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Halil Mert Arşivi