Halil Mert

Halil Mert

Şehidler Ölmez… İhanet Ölmeli! ve Tuzaklar..

Şehidler Ölmez… İhanet Ölmeli! ve Tuzaklar..

         Ülkem… Münevver Milletim, Devleti ile Silahlı Kuvvetleri ile Türk, Kürt, Arap, Gürcü, Boşnak, Pomak, Arnavut, Sünni, Alevi, Şii vd. demeden bir araya geldi. Tekvucud oldu, tek nefes oldu.

         15 Temmuz Musibeti, “Bir Musibet, bin nasihatten iyidir.” misali toplumun gözünü açtı ve birbirine yakınlaştırdı. Emperyalistler ve onların çetelerinin oyunları ifşa oldukça halkımız bilinçleniyor. Terörle kıyasıya mücadele eden devletimiz tüm kurumları ile terör ve Kürt Vatandaşlarımızı ayrı tutmayı başardı. Devletin merhameti ve geçmişin ayrıştırıcı, aşağılayıcı, halkını köle ve sinek gibi gören duruşu yerine, halkı ve değerleri ile kucaklaşan yeni Türkiye, esasında aslına döndü. Geçmişin değerlerine bağlı güzel günlerine.

         PKK/PYD’nin Suriye’de neler yaptığını da gördü halkımız. Zulüm, talan, hırsızlık.. Halka karşı Marksist, Maoist ve Allah’sız.. Dış güçlere karşı emperyal köle…

 

         Halkımız Batı’nın dost olmadığını gördü. AB hedefinin bıraksak yüzyıllar sürecek bir oyalama ve tuzak olduğunu da gördü. İnsanlık karşısında Batı’nın neler yaptığını da.

         Artık Çağdaşlıktan, Batılılık, Batıcılık anlaşılmıyor. Bilim, teknoloji ve Milli Üretim Gücü ve Ekonomik Büyüme geliyor akla.

         Dindar deyince, hoca vb. deyince FETÖ gibi hainler asla itibar görmüyor artık. İşte FETÖ, Kuytul vs.

         Alevi, Bektaşi vatandaşlarımız kaba siyasete malzeme yapılamıyor artık. Dedelerimiz de askerlerimiz için duaya duruyor.

         Kürt gardaşlarımız, bölücü siyasete dolgu yapılamıyor artık. Kobani kışkırtmasından bu güne halkımız uyandı. Sokak davetine kimse icabet etmiyor. İşte Afrin Harekâtı. Tüm halkımız Mehmedcik’in yanında..

 

         “Gerçekten onlar (İslam'a karşı) tuzaklar kurdular. Oysa onların tuzakları dağları yerlerinden oynatacak nitelikte de olsa, Allah'ın denetimi altındadır (O'nun iznine tabidir). İBRAHİM-46”

         “(Yahudiler, Hz. İsa'yı öldürmek için) tuzak kurdular. Allah da onların tuzaklarını bozdu. Allah, tuzak kuranların karşılığını en iyi verendir. ALİ İMRAN-54”

         “Hani bir zaman da inkârda direnenler senin önünü kesmek, öldürmek ya da sürgün etmek için sana tuzaklar kuruyorlardı. Nitekim onlar hep tuzak kurmuşlar, Allah da onların tuzağını sürekli boşa çıkarmıştır; zira Allah tuzakları boşa çıkaranların en hayırlısıdır. ENFAL-30”

         Allah (CC) vaadini tutmaz mı? Elbette tutar. Sorun bizdeydi? Biz samimiyet ve ihlâsla birlik oldukça Rabbimiz de işimizi kolaylaştırıyor. Şehidlerimiz var. Helikopterimiz düştü. Ey Aziz Milletim, 100 yıldır gecikmiş bir savaşın içindeyiz. Bu bizim savaşımız. Bunun için Turan’dan, Sudan’a, Katar’dan Bosna’ya, Afrika’dan, Pakistan’a tüm İslam Ahali Milletimize, Devletimize ve Şanlı Ordumuza dua ediyor. Elbette kayıplarımız olacak. Solcular yıllarca okurdu N. Hikmet’in şiirini.. Hani Cumhurbaşkanımız da okudu ya..

“Ölenler dövüşerek öldüler;

Güneşe gömüldüler

Vaktimiz yok onların matemini tutmaya!

Akın var, güneşe akın..

Güneşi zaptedeceğiz.

Güneşin zaptı yakın!”

         Biz Onların şehid olduğunu ve ölmediklerini biliyoruz. “Ve Allah yolunda öldürülen (şehit)lere “Ölüler” demeyiniz. Bilakis, onlar yaşıyor, ama siz farkında değilsiniz. BAKARA-154” Gerçekten de şehidlerimize bir bakın. Hepsi de adeta şehid gibi yaşamışlar. Sosyal medya paylaşımları, bıraktıkları vasiyet ve mektuplar adeta bunu bize haber veriyor.

         En cahil adamın dahi görebildiği bu muhteşem şahadet referansları ortada iken….

 

         CHP’li yazmış ya.. ““Şehidler ölmez, Vatan bölünmez.” sözünden tiksiniyorum.” diye.. O yalnızca bu sözden değil, Milletimizden, İmanımızdan, Dinimizden, Geleneklerimizden, Töremizden tiksinmekte. Halkımız bunları tanıyor artık. Ancak, ben bu hainleri ayıplamıyorum. Ben CHP içindeki Millilik vasfı olan insanları, gerçek Atatürkçüleri ayıplıyorum. Emekli Subayları ayıplıyorum. Neden konuşmuyorsunuz? CHP’nin diplomat kökenlisi “Muhasebeci Kenan kod!” ÖSO’ya iftira etti, tüm Batı Medyasının adeta düğmesine bastı. Bunca satılmışlığa neden susuyorsunuz? İhanet ve hainler kadar yüreğiniz yoksa bundan sonra Vatan Sevgisinden Atatürkçülükten, Tam Bağımsız Türkiye’den sakın söz etmeyiniz.

        

“Ayrılık Hissi Nasıl Girdi Sizin Beyninize?

Müslümanlık sizi gayet sıkı, gayet sağlam,

Bağlamak lazım iken, anlamadım, anlıyamam,

Ayrılık hissi nasıl girdi sizin beyninize?

Fikr-i kavmiyyeti şeytan mı sokan zihninize?

Birbirinden muteferrik bu kadar akvamı,

Aynı milliyetin altında tutan islam'ı,

Temelinden yıkacak zelzele, kavmiyettir.

Bunu bir lahza unutmak ebedi haybettir...

Arnavutlukla, Araplıkla bu millet yürümez..

Son siyasetse bu! Hiç böyle siyaset yürümez!

Sizi bir aile efradı yaratmış Yaradan;

Kaldırın ayrılık esbabını artık aradan.

Siz bu davada iken yoksa iyazen-billah,

Ecnebiler olacak sahibi mülkün nagah.

Diye dursun atalar: 'Kal'a içinden alınır.'

Yok ki hiç bir kişiden... Millet-i merhume sağır!

Bir değil mahvedilen devlet-i islamiyye...

Girdiler aynı siyasetle bütün makbereye.

Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;

Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.

Bırakın eski hükümetleri meydandakiler

Yetişir, şöyle bakıp ibret alan varsa eğer.

İşte Fas, işte Tunus, işte Cezayir, gitti!

İşte Irak'ı da taksim ediyorlar şimdi.

27 Kanunuevvel 1913, Mehmet Akif Ersoy”

 

         Dikkat buyurun bu şiir tarihine, tam 100 yıl önce yazılmış. Değişen ne? İlk kez bir şeyler değişiyor. Geçmişin Kutlu Zamanlarına zihniyet, çalışkanlık, fedakârlık, samimiyet, ahlak ve İman olarak ulaşırsak bilin ki, kutlu mekânlarına da büyük ve mübarek yurtlarımıza da ulaşacağız. İttihad-ı İslam’ı sağlayacağız.

 

         Şehid Astsubay Ömer Bilal Akpınar vasiyetinde ne diyor?

         “Kardeşim bu savaş haç ile hilalin, imanla inkârın, hak ile batılın, küfür ve tevhidin savaşıdır. O yüzden anneme, babama, kardeşime, Nur’a söyleyin üzülmesinler kesinlikle, hayatlarının geri kalanını rahat geçirsinler.”

         Bu vasiyet sadece aileye mi acaba? Hepimize.. Hamdolsun ki, Milletimiz ayağa kalkıyor, Ümmet-i Muhammed etrafında birleşiyor.

 

         Peki, bu şuurun, birlik ve beraberliğin karşısında olup, İngiltere, ABD, Almanya, Fransa, Rusya, hatta İran ağzıyla konuşan, adı muhalefetle, ihanet arasında gidip gelen kesimlere karşı ne yapılmalı?.. Kesinlikle ezilmeliler. TTB’nden “TÜRK” kelimesini kaldırmak çözüm değil. Çözüm ihanetin sesini kesebilmek ve “DUR!” demektir. İhanet kadroları sadece içeride değil, malum yurt dışında da yuvalanıyorlar. Buyurun FETÖ ihaneti. Allah aşkına bu adamlardan bir kaçı öldürülsün artık. Bu adamların Türkiye’deki ailelerini birileri sıkı bir şekilde uyarsın artık. “Dölünüze, haininize sahip çıkın.” diyelim artık. Yoksa cezaevlerinde ve sokaktaki taraftarlarına gaz vermeye devam ediyorlar.

         İhaneti öldürmeliyiz. Sol, bölücü, Batıcı ve seküler kesimlerden gelmiyor sadece ihanet, klasik sağ ya da İslamcı görünümlü çevrelerden de geliyor. Buyurun El-Kaide, IŞİD, FETÖ, Kesnizani vd. Uyanık olmak zorundayız.

         Tarihte bir devletimizi diğeri yıkmış, kardeş kavgaları en çok bizde maalesef.. Bunlar bitmeli. Bu gün tüm Türk Devletleri başta olmak üzere, İslam Devletleri birlikte harekete, siyasette birlikte durmaya, Ortak Ordu, Ani Müdahale Gücü, Ortak Pazar, Gümrük Birliği vb. yapılanmalara gitmelidir. İslam Halklar buna hazırdır. Çoğunlukla engel, satılmış yönetici, bürokrat ve devlet ricalidir. Buyurun, Mısır, BAE, S. Arabistan vb. örnek olarak karşımızdadır. Bunlar da ilgili ülkenin halkının bilinçlenmesi ile yenilirler.

         Türkiye’miz ekonomik anlamda daha da güçlenmelidir. İstihbarat Örgütlenmesinden çok gerek ülke içinde gerek dışında P/H Psikolojik Harp, Harekât yapılanmasına ihtiyaç vardır. Daha bilinçli STK, daha etkin medya, daha dikkatli Dışişleri, Güçlü bir Diyanet, Milli Eğitim ve TSK yapısına ihtiyacımız var. ABD general kılıklı üç beş adamla Ortadoğu’yu karıştırıyor, yeniden yapılandırıyor. Devlet kurmakla görevli Tugayı var. Düşünün artık. Biz de P/H faaliyetlerini yapılandırmalıyız.

        

         Ey Aziz Milletim. Dev uyandı, engelleri aşıyoruz. Aynı kararlılık ve birlik içinde geleceğe yürümeliyiz. Geçmişten ders almalıyız. İlim, bilgi ve teknolojide yeniden tekâmül etmeliyiz. Bize nükleer enerjiyi bile çok gören Batı ve Ülke içindeki köpeklerine sadece Fransa’da kaç tane nükleer santral var. Baksınlar demekle yetineceğim.

         Üniversiteler açmalıyız. İslam Ülkelerinden İngiltere’de üç milyon civarında öğrenci var. Neden bu öğrenciler ülkemize gelmesinler?

         Şehidlerimizin anısına yazımı yine şiirle bitireceğim.

        

ASKER DUASI

Elimde tüfenk, gönlümde iman,

Dileğim iki: Din ile vatan...

Ocağım ordu, Büyüğüm Sultan,

Sultan'a imdâd eyle Yârabbi!

Ömrünü müzdâd eyle Yârabbi!

 

Yolumuz gaza, sonu şehâdet,

Dinimiz ister sıdk ile hizmet,

Anamız vatan, babamız millet,

Vatanı ma'mur eyle Yârabbi!

Milleti mesrur eyle Yârabbi!

 

Sancağım tevhid, bayrağım hilâl,

Birisi yeşil, ötekisi al,

İslâm'a acı, düşmandan öc al,

İslâm'ı âbâd eyle Yârabbi!

Düşmanı berbâd eyle Yârabbi!

 

Kumandan, zabit, babalarımız.

Çavuş, onbaşı, ağalarımız.

Sıra ve saygı, yasalarımız.

Orduyu düzgün eyle Yârabbi!

Sancağı üstün eyle Yârabbi!

 

Cenk meydanında nice koç yiğid,

Din ve yurd için oldular şehid,

Ocağı tütsün, sönmesin ümid,

Şehidi mahzun etme Yârabbi!

Soyunu zebun etme Yârabbi!

Ziya Gökalp”

         “Büyüğüm Sultan!” dediği Sultan kim? Osmanlı Padişahı.. Şiirde herhangi bir figür değil..

“26 Ağustos 1922

Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi.

Senin uğrunda ölen ordu, budur yâ Rabbi.

Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın,

Galip et, çünkü bu son ordusudur İslâm'ın!

Yahya Kemal Beyatlı”

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Mert Arşivi