Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Büyük anneden toruna (2)

Büyük anneden toruna (2)

Sevgili Ali hür;

Bu sabah işe giderken zihnimi allak bullak eden bir kavgaya tanık oldum. Saçlarına kar düşmüş iki adam birbirlerine ağza alınmayacak küfürler ediyor, tehditler savuruyordu. Diğerine göre daha iri olan kişi yumruğunu havaya kaldırmış, “Ben otuz yıldır otobüs kullanıyorum kimse benim sıramı geçemez, buna yeltenen kişiyi doğduğuna pişman ederim” diyor, diğeri ise bir adım daha ilerleyerek, “Sen kimi tehdit ediyorsun, benim kim olduğumu biliyor musun” diye çıkışıyordu. Biz toplum olarak nedense kavga seyretmeyi seviyoruz. İnsanlar bir anda -hazır kavga varken kaçırmayalım- dercesine bir araya toplandılar ve olayı izlemeye başladılar.

Sevgili Ali Hür, bugün elli yaşlarında iki adamın tutuştuğu kavgaya şahit oldum ve olayı bir erişkin gözüyle değerlendirmeye çalıştım. Tasavvurumda iki çocuk canlandı. Yaşları beş ya da altıydı. Oyun esnasında bir anlaşmazlık yaşamış ve kavgaya tutuşmuşlardı. Nasıl olsa çocuktular o yüzden ilişkilerinin sınırlarını belirleme noktasında yeterli beceriye sahip değillerdi. Dürtü kontrolünü sağlayabilmek için ebeveynlerinin desteğine ihtiyaç duymaktaydılar. Çocuklardan biri oyuncağını elinden aldığını düşünüp arkadaşına saldırıyor, o da elindeki oyuncakları vermemek için benzer bir hamle ile hareket ediyordu. Karşımda erişkin bedenine hapsolmuş beş yaşında iki çocuk vardı. O yüzden kavgaya tutuşan o iki adama kızmadım aksine acıdım.

İnsanların bir bedensel büyüme yaşı bir de ruhsal büyüme yaşları vardır. Bedenimiz çocukluk çağına veda ederken ruhumuz, benliğimiz, tutum ve davranışlarımız da bu süreçten kopar ve olgunlaşır. Çocukluk ülkesinden çıkan kişi erişkinlerin ortamına açılır ve burada erişkinler gibi davranmayı öğrenir. Fakat toplumumuzda birçok insan bedenen olgunlaşsa da ruhsal anlamda çocukluğun kulvarlarından bir türlü çıkamıyor. Küçük meseleleri dahi çözüme götüremiyor, davranışlarını kontrol edemiyor, iletişim kurmak yerine şiddeti ve çatışmayı tercih ediyor. Bu kişilerle karşılaştığında lütfen onları eleştirme, bunun yerine iç dünyalarındaki çocuğa seslen ve o çocuğu erişkinlerin dünyasına davet et.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi