Mehmet Ocaktan

Mehmet Ocaktan

Partilerin vekil tercihleri ve değişim arzusu

Partilerin vekil tercihleri ve değişim arzusu

Hızlandırılmış erken seçim için son hazırlıklar da tamamlandı ve siyasi partiler adaylarını Yüksek Seçim Kurulu’na teslim ettiler. Bundan sonrası artık milletin tekdirine bağlı, 24 Haziran’da tecelli edecek olan sandık iradesi Türkiye’nin yeni dönemde nasıl bir istikamete yöneleceğini de tayin etmiş olacak.

Her seçim döneminde aday listeleri kitlelerde belli bir heyecan oluşturur, bu da son derece doğal. Ancak bu kez normalin üzerinde bir heyecan ve beklenti olduğu görülüyor. Özellikle son 16 yıllık AK Parti iktidarı döneminde başka bir siyasi iktidar alternatifi hiçbir şekilde ortaya çıkmadığı için, doğal olarak kitlelerin zihninde de farklı beklentiler oluşmamıştı.

Kuşkusuz bu yeni durum, illa da farklı bir iktidar beklentisi anlamına gelmiyor. Malum bu seçimlerin iki ayağı var; birincisi cumhurbaşkanının seçimi, ikincisi ise parlamento seçimi. Açıkça ifade etmek gerekirse, bugünkü tabloda en azından şimdilik Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın karşısında yarışta onu aşabilecek baskın bir fotoğraf henüz ortaya çıkmış değil. Sandık yaklaştıkça toplumda farklı bir dip dalgası oluşabilir mi, doğrusu onu şimdiden kestirmek mümkün değil.

***

Bu seçimi öncekilerden ayıran en bariz özellik; yeni sistemin ete kemiğe bürünmesinde sandık sonuçlarının çok daha önemli hale gelmesidir. Evet yeni sistemde, yürütme gücü tümüyle cumhurbaşkanında toplanmış durumda ve parlamentonun en azından kağıt üstünde çok önemi yok gibi gözüküyor.

Ancak MHP’yi kurtarmak üzere icat edilen ‘ittifak sistemi’ yeni anayasayla gelen bu görüntüyü tersine çevirdi. Farzedelim Tayyip Erdoğan ilk ya da ikinci turda cumhurbaşkanı seçildi, ama parlamentodaki vekil dağılımında sayısal üstünlük muhalefet ittifakının lehine sonuçlandı.

Dolayısıyla istesek de istemesek de böyle bir tabloda, yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ruhu da, DNA’sı da köklü bir değişime uğrayacaktır. İşin başında ‘kuvvetler ayrılığı’ndan kurtulmak üzere kurgulanan sistem, bir anda güçler arası dengeye dönüşün sinyallerini vermeye başlayacaktır.

Denebilir ki “Bunlar boş beklentiler, nasıl olsa bütün güç cumhurbaşkanında ve dolayısıyla Meclis’e ihtiyaç yok.” Evet şekil olarak doğru, ama unutmayalım ki çoğunluğun muhalefetin elinde olduğu bir parlamento ülkedeki bütün ‘güç’algılarını kökünden değiştirebilir.

Eğer şu ana kadar ortaya çıkan fotoğraf yanıltıcı değilse, değişime endeksli bir dip dalganın geldiğini söyleyebiliriz. Zaten son günlerde toplumun farklı kesimlerinde, “Cumhurbaşkanlığında başka, vekil seçiminde farklı oy kullanma” eğiliminde de bu değişim arzusunun etkili olduğu anlaşılıyor. Kuşkusuz bu eğilimin en güçlü tetikleyicisi, baraj sıfırlandığı için seçmen hangi partiyi tercih ederse etsin, oyunun boşa gitmeyecek olmasıdır.

H H H

Aslında bu beklentiyi çok da yadırgamamak lazım, belki de hiç beklenmedik bir şekilde bu değişim arzusu demokrasi için can suyu olacaktır. Maalesef anayasa değişikliği ile evrensel ölçekte bir başkanlık sistemi inşa etmeyi başaramadık. Şu anda başkanlık mı, parlamenter sistem mi olduğu belli olmayan ve kuvvetler ayrılığı ilkesinin uzağında garip bir sistem var elimizde. Bu sistemi tamir etmenin yolu da sandık iradesinden geçiyor.

Toplumdaki değişim beklentisinin ne kadar sahici olup olmadığını şimdiden kestirmek elbette mümkün değil ama, gidişat insanların vekil seçiminde farklı tercihler kullanarak bir denge oluşturacağını gösteriyor.

Açıkçası bu yeni eğilimin Türk demokrasisinin geleceği açısından çok önemli olduğu kanaatindeyim. Zira elimizdeki bu melez sistemi tamir etmek için parlamentoda güçlü bir ‘uyum’ iradesinin olması gerekiyor. Muhalefet bloğunun oluşturduğu “Millet İttifakı”nın ‘hukukun üstünlüğü’ ve ‘kuvvetler ayrılığı’ gibi temel ilkeler üzerine bina edildiği dikkate alındığında, belki de bu seçimler Türk demokrasisi için önemli bir başlangıç noktası olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Ocaktan Arşivi