Halil Mert

Halil Mert

100 M. $ İpotekle, 2 M Kazanmak.. Kim Bizden, Kim Hain?

100 M. $ İpotekle, 2 M Kazanmak.. Kim Bizden, Kim Hain?

Malum, ekonomik bir kriz yaşıyoruz.
Erbakan Hocam’ın vaktiyle uyardığı gibi; “Önce terör vb. faaliyetlerle sıkıştırırlar. Beceremezlerse ekonominize saldırırlar.” Dolayısı ile teknoloji ve katma değeri yüksek ekonomiye yönelip, ekonomik baskılara hazır olmak lazım.
Dolar Krizi dedik..
Krizi kim büyüttü?
ABD, İngiltere, Küresel Sermaye…
Kabul!
Şimdi ben size duyduğum bir yasal hırsızlık ve aleni ihanet hikayesi anlatacağım..
Dilerim vicdan sahibi yöneticilerimiz bu ve benzeri örnekleri araştırır ve kamuoyu ile paylaşırlar.
 
Adamın bürokrat dostları var. Bunlar aracılığı ile ekonomimizle ilgili bilgiler alıyor. Kendisi de hükümete yakın yani bizden! Bir işadamı…
Krizden 4-5 ay önce tüm mülklerini ipotek ediyor. Üzerine cebindekileri de ekleyip bir bankaya gidiyor. 100 milyon dolar kredi alıyor. Bu parayı ikinci bankaya yatırıyor. Buradan 95 milyon dolar karşılığı kredi TL. alıyor. Bu parayı dolara çevirip üçüncü bankaya gidiyor. Buraya 95 milyon dolar yatırıp karşılığında 90 milyon dolar karşılığı TL. kredi çekiyor. Bunu dolara çevirip dördüncü bankaya 90 milyon dolar yatırıyor. Yine buradan da 85 milyon dolar karşılığı TL. kredi çekiyor. Bunu yine dolara çevirip beşinci bankaya yatırıp, yine… Rakamlar bire bir değil tabii. 
Özetle, bu vatansever arkadaş, bizden kişi, 20 bankada işlemi tekrarlıyor. Dolar 7 Tl’nin üzerine çıktıktan sonra tüm dolarlarını bozduruyor. TL. borçlarını ödüyor. Kalan kar ne? Tahmin edin!
100 Milyon dolar ipotekle 5 ayda yaklaşık 2 Milyar TL. cepte… 
 
Hani 15 Temmuz’da Darbeci İhanetin karşısına çıkan gariban halkım var ya!.. O insanların 50, 100 demeden devletimiz için bozdurdukları dolarlar var ya!.. İşte onları birisi böyle bir soygunla kâr hanesine yazıyor.. Nasıl? 
İmanı olanın imanına, vicdanı olanın vicdanına soruyorum. Helâl mi? Hâk mı?
 
Denetçiler fahiş kar yapanları denetliyormuş… Pehh, pehhh, pehhhh! Siz gidin bankalarda operasyonları yapanları denetleyin. Yurt dışına Milletin paralarını kaçıranları arayın, bulun.. Putin gibi, dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar gereğini yapın. Hatırlayanlar bilir. Rus İstihbaratı Antalya’da bile bu tip İşadamı kılıklı hırsızları otel odalarında infaz etti.
 
28 Şubat’lı yıllarda hepimiz Ülker’e yönlendirildik. Eti, düşman, Ülker dosttu. Nerede şimdi Ülker? Bunca parayı nasıl çıkarttı İngiltere’ye mi, ABD’ne mi? 
 
Sahi, bu iftiralar yine siyonizmin, dış güçlerin işi mi?
 
Bir parça İslam Hukuku bilen şunu bilir. Devlet makamlarından gizlice bilgi alıp yatırım bile yapamazsın. Yani muhtemel imar planlarını özel birilerine uçuramazsın. Onların halktan özel yatırım yapmasına müsamaha gösteremezsin. Yatırımcı isen, böyle bir yatırım yapamazsın. Haram.. Kime haram? Bizden olmayanlara!.. Bize helal.. Bize yasal.. Türkiye bu anlayıştan kurtulmadan kalkınamaz. Çünkü kimse alınteri ile kazanmak istemiyor. herkes kolay rant peşinde..
 
Biz yukarıda arz ettiğim hırsızlığı yapan ya da yapanların en azından yasal ya bu iş, ifşa edilmesini bekliyoruz.
Ben duyunca şaşırmadım. 
Mevcut hükümetten ve iktidar partisinden ikbal bekleyen bazılarından dahi yabancı dostlarına dahi doların değeri yükselecek diye Türkiye’de yatırım yaptırmadıklarını, mal aldırmadıklarını biliyorum.
Sadece beddua ediyorum. Allah bu mazlum Milletten çaldıklarınızı fitil fitil burnunuzdan getirsin. Çoluk, çocuğunuza da yedirmesin. (AMİN)
 
Aziz Milletim..
Kim mi bizden?
Vatanımızı, Milletimizi, Dinimizi, Devletimizi gerçek manada seven, hürmet eden, devlet ve milletimizin bayındır ve güçlü olması için vargücü ile çalışan, kul hakkından kaçan, fedakâr insanlar, Amel-i Salih sahipleri bizden. Yoksa sadece bizimle aynı partiye oy veriyor, aynı düşüncede, bizimle aynı mezhepten, bizimle aynı tarikattan, bizimle aynı cemaatten diye birileri bizden değil. 
 
Geldik gidiyoruz? 
Nerede Muaviye? Nerede Timur? Onlar da bizden değil mi? 
İşin sonuna bakın. 
Birinin hırsı sonucu 1400 yıldır İslam Dünyası’nda Şii, Sünni vb. süren fitne, diğerinin yıkımı sonucu Osmanlı’nın tahribini, yaktığı İslam Beldelerini bir yana bırakın yıkılan Altınordu Devleti ve ortaya çıkan Rusya…
 
Biz gerçek bir toparlanma istiyor ve bekliyoruz. Hala tasarruf kampanyası başlatacak bir yetkili bekliyoruz. En yerelden en tepeye. Ama ne iktidar ne de muhalefette bu meyanda hiçbir somut gayret görünmüyor. Herhangi bir belediyenin ülke ekonomisine katkı için tasarruf tedbirleri aldığını duyan var mı?  
 
Kaynağını bilmiyorum. Mesaj olarak gönderdiler. Sizinle aşağıdaki ibret yazıyı paylaşmak istiyorum.
“Devlet nasıl biter ve çökertilir?
Kanuni Sultan Süleyman’ın kafasına takılan ve onu yoran bir soru vardı.
Bir devlet ne zaman çöker ve sonunda ne olur?
Bunun cevabını almak için dönemin ünlü Türk Âlimi Yahya Efendi’ye Sadrazamı gönderdi. 
Sadrazam gitti, sordu ve döndü.
Kanuni; “Ne dedi?” diye sorduğunda;
“Neme lazım dendiği zaman.”
Kanuni, “Başka bir şey söylemedi mi?”
“Hayır efendim. Bir tek cümle söyledi.”
Bunu uzun bir süre düşünen Kanuni, sonunda ünlü âlime mektup yazıyor, bunun açıklanmasını istiyor. “Çeşitli yorumlar yapıyorum, ama doğrusu nedir, onu ancak siz söylersiniz.” diyor.
Ve ünlü âlim Yahya Efendi de bir mektup yazıp Kanuni’ye gönderiyor. (Bu mektup şuanda Topkapı Sarayında sergilenmektedir.)
Mektup şu:
“Bir devlette zulüm yayılırsa, haksızlık sıradan bir hale gelirse, işitenler de “Neme lazım deyip uzaklaşırsa, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yerse… Bilenler bunu söylemeyip susarsa ve gizlerse… Fâkirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin feryâdı göklere çıkar, bunu da taşlardan başkası işitmezse… İşte o zaman devletin sonu görünür.
Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır. Halkın güven ve saygısı sarsılır. Asayişe itaat hisse kaybolur. Halkın umutları yok olur, böylece devletin yıkılması mukadder hâle, kaçınılmaz hâle gelinir.”
NOT: Bu mektup, 500 sene önce yazılmış; “Devlet nasıl biter ve çökertilir?”
 
Şair diyor ya tarih için; “İbret alınsa tekerrür eder mi?” diye…
Ölüm de var.
Hırs, kibir, enâniyet ve hevâ zamanı değil.
Sımsıkı kucaklaşıp, kusur aramadan ama ihanete zerrece müsamaha göstermeden canlabaşla çalışma zamanı. 
Bu coğrafyada değerlerimizle var olmanın başka çaresi yok.
 
Medyamız serap göstermeyi bıraksın. Kurtuluşumuz israfı durdurup, çok çalışmakla mümkün. Asrın bilim, teknoloji, üretim yöntemlerini bilip, üretip, ekonomik olarak Güçlü Devlet olmakla mümkün.
Tabii bazı İslam Ülkeleri gibi, “paran var, iraden yok.” O da olmaz. Malum işte S. Arabistan, BAE vb. ortada.. Böyle değil. Ekonomimizin kaynaklarını çeşitlendirmeliyiz. Bakın Çin’e!.. Buyrun, Çin’i, Japonya’yı, Hollanda’yı inceleyelim. Sosyal Medyada içinde olduğum bizden insanların yazdıklarına bakıyorum. Sadece birbiri ile uğraşıyorlar. Tam da düşmanlarımızın istediği gibi. Başka düşman aramaya gerek yok. 
 
Aziz Milletim..
Hep birlikte silkelenme zamanı. Enerjimizi geleceğimiz için harcayalım. İnsanımıza, Ümmetin içindeki perişan hale, mazlum insanlığa merhamet edelim…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Mert Arşivi