Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Duyguları bastırmak hasta ediyor

Duyguları bastırmak hasta ediyor

Brezilyalı bir doktor duyguları gizlemenin gastrit, ülser ve bel fıtığı gibi sorunlara yol açabileceğini hatta ileri devrede bu durumun daha ciddi sorunlara sebebiyet verebileceğini açıklar ve şu tavsiyelerde bulunur:

“Sırlarınızı güvendiğiniz bir kişiyle paylaşın.

Paylaşım ve konuşmak çok güçlü bir ilaç, iyi bir terapisttir.

Kararsız olmayın, kararsızlık sorunları ve endişeyi artırır.

Kararsız insanlar mide rahatsızlığına, cilt sorunlarına maruz kalırlar.

Doğallığa önem verin. Zira rol yaparak yaşayan kişiler sırtlarında tonlarca ağırlığı biriktirmek zorunda kalırlar.

Kendinizle barışık olun, sorunlarınıza kendinizce çözümler bulun. Güvendiğiniz kişilerle iletişim kurun, güvenmeyen kişi insanlarla derin ve sağlam ilişkiler kuramaz.” (Dr. DrauzioVarella)

Çevrenizde çocukluk döneminden itibaren ağır baskı ve dayatmalara maruz kalmış, duygu ve düşüncelerini ifade etme fırsatı bulamamış kişiler mutlaka vardır. Karşınızdaki kişi patlamaya hazır bir bombaya dönüşmüş, stres, mutsuzluk ve kaygıları ile başa çıkmaya çalışmaktadır. Söylemek isteyip de söyleyemediği ne varsa hepsini sırtlamış ve ağır bir yükün altında ezilmektedir. Sizinle havadan sudan konuşsa da asıl ifade etmek istediği şeyi gizli tutmakta ve sırtındaki yükü sürekli artırmaktadır. Bu kişiye yükünü taşıyabilmesi için el uzatsanız da sizi geri çevirip, ördüğü kozanın içine geçecek ve burada kalmayı tercih edecektir.

Peki neden? Çünkü toplumumuzda kendini ifade etmekten aciz kalan, konuşma fırsatı bulsa dahi susan ve düşüncelerini gizli tutan çocuk, ebeveynleri tarafından özel bir değer görmekte ve övülmektedir. Çocuk artık ne yüreğine atılan taşa müdahil olmakta ne de maruz kaldığı acıyı paylaşabilmektedir. Çünkü ebeveyni ona duygularını baskılamanın daha önemli olduğunu vurgulamış ve söz hakkı tanımamıştır. Otoriter ebeveynlere göre çocuğun duygularını ifade etmesi ayıptır, büyük bir hatadır. O nedenle çocuk büyüse erişkinler dünyasına katılsa da duygularını ifade etmekten kaçınmakta ve duygularını baskılayarak sırtındaki yükü her gün biraz artırmaktadır.

Bastırılmış duygular, sadece ruhsal sorunlara değil, mide, bağırsak sorunu ve baş ağrısı gibi problemlere de yol açıyor. O nedenle ruh hekimleri uyarıyor ve fertlerin duygularını makul şekilde ifade etmelerini tavsiye ediyorlar. Peki, nasıl olacak? Duygularını annesiyle paylaşan çocuk tepki ve tehditle karşılaşıyor, eşinin rahatsızlık uyandıran davranışlarını ifade eden kadın şiddete maruz kalıyor, hatta ölüm tehditleri alıyor. Hislerini en yakın arkadaşıyla paylaşan kişi, eleştiri ve nasihat yağmuruna tutuluyor. Şimdi siz bütün bunları göze alıp karşı tarafla duygularınızı paylaşabilir misiniz? Sanmıyorum… O halde ilk evvela kalıplaşmış katı düşüncelerimizi değiştirmeli ve karşı tarafa kendini ifade etme fırsatı vermeliyiz. Aile içi ilişkilerde aldığımız karara çocuklarımızı da dâhil etmeli ve onların duygu ve düşüncelerine değer vermeliyiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi