Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Ben neslinin çıkmazları

Ben neslinin çıkmazları

Büyüklerimiz, “Okumuş, mürekkep yalamış insandan zarar gelmez” derlerdi. Onların bu söylemleri zihnimizde öyle bir yer edindi ki, okullu insanlara kayıtsız şartsız güvenir hale geldik. Fakat ülkemizin en saygın üniversitelerinde eğitim almış kişiler, cinayet, şiddet, adam kayırma, görevi kötüye kullanma ve gayr-i ahlaki sorunlarla karşımıza çıkınca büyük bir hayal kırıklığına uğradık ve zihnimizde onlarca soru birden canlandı. Neden? Nasıl? Şimdiden sonra ne olacak? Bizler bu soruları sormaya devam etsek de, günümüzde eğitim sistemi ahlaki değerlere sahip, erdemli, biz duygusu ile hareket eden güvenilir nesiller yetiştirmiyor, yetiştiremiyor. En saygın üniversitelerde okuyan “ben nesli” tek kişilik adalarda yaşamaya devam ediyorlar.

Eskiden annelerimizin çoğu okuma-yazma bilmezlerdi ama fıtratlarına aykırı davrandıklarında vicdanen rahatsızlık duyar ve hallerini düzeltirlerdi. Onların gölgesinde büyüyen çocuklara “saygı” empoze edilirdi. Saygı ne kadar önemli ve ne kadar elzem bir değer! Z kuşağının küçümsediği, kayda değer görmediği, dikkate almadığı bu değer insani hasletlerin neredeyse yekûnunu içinde barındırıyor.

Peki, nedir saygı? Saygı sadece otobüste yaşlılara yer vermek değildir, bunun yanında insanların haklarına riayet etmek, büyüklere, zayıf ve yaşlılara özel ihtimam göstermektir, insanlarla ilişkilerde nezaketi dikkate almaktır, anne-babanın hakkını korumak, büyüklerin sözünü kesmemek, hata edildiğinde özür dileyebilmek, sorunları makul ifadelerle tartışarak çözüme götürebilmektir. İnsanlarla ilişkilerde karşı tarafın hoşuna gitmeyecek davranışlardan kaçınmak, onların duygularını anlayabilmektir. Saygı insanların duygu ve düşüncelerini olduğu gibi kabul edip, makul ifadelerle hakkın tebliğini yapabilmektir. Saygı inancı, düşüncesi, ideolojisi ne olursa olsun insana insan olarak hak ettiği değeri verebilmektir ya da. Ahlaki değerler birer elmas parçası gibidir saygı ise bu değeri koruyan kaptır. Büyülerimiz saygı kavramına özel bir değer atfettiklerinden, bu gün yaşanan sorunlarla pek tanışmamış, gerektiğinde birbirlerinden yardım alabilmişlerdir.

Hafızanızı biraz zorlarsanız hatırlarsınız eskiden okullarda ahlak dersi vardı, karnede “Arkadaşlarla Geçimi” şeklinde bir ibare yer alırdı. Çocuk arkadaşlarıyla iyi ilişkiler kurmaya ve onların haklarına saygı göstermeye teşvik edilirdi. Ailede ilişkilerini biz odaklı geliştiren çocuklarda şiddet ve nefret gibi sorunlara eğilim daha az görülürdü. “Ben nesli”ne göre ise bu değerler masallar ülkesinin kahramanlarına aitti ve eskilerde kaldı. Bu çocuklar hayatlarını  “ben” üzerine kuruyor ve yaşamlarında ötekine bir yer vermiyorlar. Ne yazık ki ne okullarda ne de aile ortamında çocukların beslenebileceği bir terbiye metodu yer almıyor. Çocuğun kaç puan yapıp hangi üniversiteye hak kazanabileceği ya da hangi iş alanında kendine bir yer edinebileceği eğitimcilerin ve anne-babanın asli meselesi haline gelirken, nasıl davranacağı, nasıl hareket edeceği kimsenin umurunda değil… Çocuklarımız yarışı başarı ile tamamlıyor ve hukuk dalında, tıp dalında, mühendislik dalında eğitim alıyorlar büyüklerin beklentilerini boşa çıkarmıyorlar. Fakat şikâyetlerimiz hiç bitmiyor, doktor hastasını azarlıyor, öğretmen öğrencisine şiddet uyguluyor, mühendis eşini darp ediyor…

Geçtiğimiz günlerde kaygılarımızı haklı çıkaracak bir olay yaşandı. Bir hukuk öğrencisi eğitim görevlisi genç bir bayanı odasında katletti. Hocasını katleden bu cani her şey yolunda gitmiş olsaydı belki de kapısını çaldığımız bir avukat olacaktı.

Fast fodla beslenen, vaktin çoğunu bilgisayar başında geçiren, apolitik, sosyal ortamlara uyum sağlayamayan “ben nesli” artık şiddeti bir ifade şekli olarak görüyor. İletişime geçmek yerine hemen darp ediyor, sesini yükseltiyor, tehdit ediyor. Çünkü o kendisinin her şeyden daha değerli olduğuna inanıyor ve bu düşüncesini aile ve okulun etkisi ile içselleştiriyor, özümsüyor. Aile ve eğitim kurumları ise onun insan yanına hiçbir yatırım yapmıyor, yapamıyor, aksine egolarını şişirip onu narsizmin kuyusuna itiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi