Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

İfrat Ve Tefrit Yaşam Dengemizi Bozuyor

İfrat Ve Tefrit Yaşam Dengemizi Bozuyor

Sahabeden bir kişi Resulullaha gelip, ömrüm boyunca oruç tutacağım, iftar etmeyeceğim, hiçbir zaman evlenmeyeceğim dediğinde Efendimiz, “Dikkat ediniz Allah’a yemin ederim ki Allah’tan en ziyade korkanınız ve O’na karşı gelmekten en fazla sakınanınızım. Böyle iken bazen oruç tutuyorum bazen de tutmuyorum. Namaz kılıyorum, uyuyorum ve evleniyorum. Eğer bir kimse benim sünnetimden yüz çevirirse o kimse benden değildir” buyurdu. Resulullah bu ifadeleri ile ifrata dikkat çekiyor ve ihtiyaçlarımız konusunda orta yolu tercih etmemiz gerektiğini ima ediyor. Zira ibadetin gayesi kişinin kendine zulmetmesi değildir,  ibadetin gayesi kişiyi istikamet üzere tutmak ve burada kalıcı kılmaktır. Her konuda olduğu gibi bu konuda da tutarlı bir denge söz konusudur. İfrat ve tefrit ise kişinin kimyasını bozan ve ruhen ve bedenen zayıf bırakan bir durumdur. Resulullah yaşamını itidal ekseninde sürdürmüş ve ümmetine bu noktada model olmuştur. Bizler asli ve kişisel sorumluluklarımızı yerine getirirken intisap ettiğimiz sahte uluların izinden değil, Resulullahın ve onun takipçilerinin izinden yürümeliyiz.

İfrat ve tefrit kişinin yaşam dengesini alt üst eden ve onu haramlara karşı zayıflatan bir durumdur. O nedenle sadece asli sorumluluklarımız noktasında değil, konuşma, gülme, ağlama, sevme, yiyip içme, para harcama gibi ihtiyaçlarımız konusunda da tutarlı bir denge üzere olmak zorundayız. Nitekim Resulullah sosyal yaşamdan uzaklaşıp bütün gün ibadetle meşgul olacağını ifade eden sahabesine, Allah’a, kendisine, ailesine ve insanlara karşı sorumluluklarının olduğunu ve bu sorumlulukları yerine getirirken orta yol üzere kalmanın esas alınması gerektiğini vurgulamıştır.

Aşırılıklarımız ruh ve beden dengemizi bozarak bizi içinden çıkamayacağımız sorunlara maruz bırakabilir. Mesela aşırı beslenir ve bu konuda israfa kaçarsak sağlık sorunları kaçınılmaz olur. Vücudumuzun ihtiyacı olan besinleri tüketmekten kaçınır ve aç kalırsak aynı şekilde sağlık sorunları yaşamaya başlarız. Aşırı uyuduğumuz takdirde bedenimiz hareketsiz kalır ve çeşitli sorunlar ortaya çıkar. Bedenimizin ihtiyacı miktarınca uyumazsak benzer sorunlar yaşarız. Aşırı konuşmak hata riskini artırır, aşırı çalışmak, aşırı gülmek aşırı hüzünlenmek, aşırı ağlamak yaşam dengemizi olumsuz yönde etkiler. Ruh ve beden sağlığımızı dengede tutmak ve çevremizdeki insanlarla uyum içinde yaşamak istiyorsak ifrat ve tefritten kaçınmak ve itidal ekseninde yaşamak zorundayız.

Aristoteles, erdemli bir yaşamın her türlü aşırılıktan kaçınmak ve orta yolu tercih etmekle mümkün olabileceğini ifade eder. Buna göre israf ziyandır, cimrilik kişiyi tefrite götürür. Cömertlik ise orta yoldur kişiyi erdemli kılar. Orta yol üzere kalmak kişiyi güçlendirir ve iç huzuruna ulaştırır.

Günümüz insanı için tefrit güç ve gösterişin bir göstergesi. Yeme-içme, giyim-kuşam ve eğlence için fahiş paralar harcayan zengin kesim, diğerleri üzerinde bir tahakküm kurar ve yoksul çocuklar üzerinde özendirici bir etki bırakırlar. Dünya, israfı bir üstünlük göstergesi olarak gören bu insanların gözlerini o kadar boyamıştır ki, manen yoksullaştıklarının farkına dahi varamıyorlar. Allah’ın mülkünde hükümranlık sürmeye ve hiç ölmeyecekmiş gibi davranmaya devam ediyorlar.

İfrat ve tefrit üzere yaşayan toplumlarda huzur, sükûnet, mutluluk, sevgi, paylaşım, adalet, merhamet gibi değerler zayıflamıştır. Neden mutlu olamıyoruz, neden ruhsal bunaltı yaşıyoruz, neden çözüme ulaşamayan sorunların içine sürükleniyoruz diyen kimseler potansiyel olarak taşıdıkları özü göremez çözümü hep ötelerde ararlar. Oysa üzerlerine çöken karanlığı aydınlatacak ışık fıtratlarında taşıdıkları özde ve kendilerine gönderilen vahyi esaslarda gizlidir. Üzerlerine çöken o karanlık, vahyi yaşamlarına taşıdıkları gün dağılacaktır. Bu da denge üzere yaşamayı gerekli kılıyor.

EN GÜZEL SÖZ

“Elini boynuna bağlama, büsbütün de açıp israf etme ki sonra kınanmış olursun ve eli boş açıkta kalırsın” (İsra, 29).

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi