İbrahim Karagül

İbrahim Karagül

Karadeniz'e ABD üssü…

Karadeniz'e ABD üssü…

Bir senaryo nasıl bu kadar kısa zamanda gerçek olur? 15 Aralık 2007'de ABD ve NATO'nun Pakistan merkezli bir senaryosundan söz etmiştim. Bugün 18 Aralık 2008… Bir yıl önce NATO karargahlarında tartışılan senaryo bugün gerçekleşiyor. O senaryo, bir öngörü müydü yoksa hazırlık mı? Ve Türkiye'yi ne kadar ilgilendiriyor? İnsanı hayretler içinde bırakan bu sürece birlikte bakalım:

2 Kasım 2007'de ABD'li bir istihbarat şirketi, “Pakistan'ın nükleer silahların İslamcıların ya da ordu içindeki şahin grubun eline geçmeyeceğini” açıkladı. Dönemin Pakistan Devlet Başkanı olan Pervez Müşerref, bir gün sonra olağanüstü hal ilan etti. 12 Kasım'da The Washington Post gazetesi, AFP kaynaklı bir haber yayınlandı. “ABD'nin, Pakistan nükleer silahlarını korumak için gizli bir planı olduğu”na ilişkin bir rapordan söz ediliyordu. Washington'ın silahların kontrolünü ele almayı planladığı, iyimser senaryoya göre Pakistan ordusunun ABD'ye destek vereceği belirtildi.

Kötümser senaryo ise; “Müşerref'in kontrolü kaybedeceği, siyasi krizin derinleşeceği, ABD karşıtı güçlerin nükleer silahların kontrolünü ele geçireceği ve bunun bir ya da iki yıl içinde olabileceği..” şeklindeydi. Bu hesaba göre Pakistan ikinci İran olacak, nükleer güç İsrail'i tehdit edecekti. Tehlikeyi önlemek için önümüzdeki yıldan itibaren Pakistan'a ABD askeri gönderilecek, ülke içinde operasyonlar yapılacak ve yedi yıl orada bulunulacaktı. ABD özel birlikleri İslamabad'ın 20 kilometre dışındaki Tarbella bölgesine yerleşti. Bölgede arazi satın alınıyor, üs kurmaya çalışılıyor, onlarca TIR dolu mühimmat bölgeye taşınıyordu. Onlar bugün orada ve operasyonlar yapıyor.

NATO'nun Bükreş Zirvesi'nde aynı tehlike tartışıldı. Gizli gündem “nükleer silahlar ve nükleer saldırı” konusuydu. “Afganistan için en kötü senaryo” olarak tanımlanan NATO çalışmalarında, Pakistan'ın kontrolden çıkması halinde neler yapılacağına ilişkin senaryolar üzerinde çalışılıyordu. “Afganistan'da durum kötüleşir, çekilmek zorunda kalırsak ve aynı anda Pakistan da kontrolden çıkarsa ABD ve NATO güçleri, Sovyet güçleri gibi, Afganistan'da kapana kısılır mı” sorusu sorgulanıyordu.

Bu aşamadan sonra neler oldu?

Birkaç aydır ABD ve NATO'nun en büyük destek yolunu kapatmak için yoğun bir mücadele var. Afganistan'a giden mühimmat ve malzemenin yüzde sekseni Pakistan'ın Karaçi limanından geliyor. Karaçi-Afganistan arasındaki hattı kullanan NATO ve ABD araçları saldırılara maruz kalıyor. Peşaver bölgesi, Hayber Geçidi artık hiç güvenli değil. Geçtiğimiz hafta NATO konvoylarına iki büyük saldırı yapıldı. Birinde yüz, diğerinde elli araç yakıldı. Dün yine bir NATO tankeri yakıldı. Pakistan'ın en büyük siyasi hareketlerinden Cemaat-i İslami lideri Gazi Hüseyin Ahmed, Karaçi'den Afganistan'a gidecek NATO destek hattını bloke edeceklerini açıkladı. Artık bu bölgede ABD ve NATO araçları sürekli saldırıya uğrayacak.

ABD ikinci hattın arayışını hemen başlattı. Afganistan'a malzeme desteği için Karadeniz-Kafkaslar-Orta Asya hattını açmak için girişimlere başladı. Geçtiğimiz hafta yazdığım “Taliban'la mücadele Karadeniz'de başlar” başlıklı yazıda istediğimi anlatamadım ve konu Türkiye'nin dikkatini çekmedi. Oysa bu hattın açılışı, Türkiye ile Rusya arasında yeni bir gerginliğin çıkması, Kafkasların karışması, Orta Asya'da taşların bir kez daha yerinden oynaması demekti. Bu yüzden ABD, Karadeniz'de bir NATO üssü istiyor. Bu konuda daha da ısrarcı olacak artık.

Nitekim Rusya Genelkurmay Başkanı Nikolai Makarov, ABD'nin Kazakistan ve Özbekistan'da askeri üsler kurmaya hazırlandığını açıkladı ve bunu bir tehdit olarak gördüklerini söyledi. Özbekistan, daha önce ABD üssünü kapatmış, ABD ile gerginlikler yaşamıştı. Son haftalarda Özbekistan'dan İstanbul'a gelip giden özel uçaklar, iki ülke arasında yeniden yakınlaşmaya ilişkin pazarlıkların göstergesi olabilir mi? Ayrıca, Kırgızistan'daki ABD üslerinin kapatılması için şu ana kadar 150 bin imza toplandı.

Bunlar olurken Pakistan'da gerilim iyice tırmanıyor, Bombay saldırıları gerçekleşiyor, Pakistan'ın Lahor kenti üzerinde Hint savaş uçakları uçuyordu. Pakistan'daki kaos belki şu an ABD ve NATO'nun Afganistan'dan çekilmesi için bir tehdit değil. Ama Afganistan'a ulaşmak için kullandıkları güzergah tamamen kapatılıyor. Nefes alamaz hale geliyorlar.

Olayın bizi ilgilendiren tarafı şu: Taliban, Pakistan-Hindistan krizi Türkiye için uzak meseleler gibi algılanabilir. Ama bakın, Karaçi yolunun kapatılması Karadeniz'i nasıl bir anda tartışmanın merkezine çekiyor. Karadeniz'de ABD/NATO üssü kurulması Türkiye-Rusya ilişkilerini tehdit edebiliyor. Gürcistan savaşının ve Rusya'nın şaşırtıcı tepkisinin sebebini anlayabildik mi? ABD-Özbekistan'ın yeniden yakınlaşma çabasını anlayabiliyor muyuz? Dolayısıyla Taliban'la savaş şimdi Karadeniz'den başlatılıyor.

Bütün bunları bir araya getirelim. Karadeniz'den Afganistan'a kadar her yer Türkiye'nin özel meselesi haline dönüşmüyor mu? Bir senaryo sadece bir yıl içinde nasıl olup da bu kadar gerçeğe yaklaşabiliyor?

Bu senaryonun gerçekleşmesinin bir sonucu daha var: Yeni bir Kırım Savaşı'na hazırlık…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Karagül Arşivi