Yargı reformu
Devlet hayatında kuvvetler ayrılığı elbette. Fakat bu ayrılığın iktidarları milletin iradesine vekâlet edemez duruma düşürmesi yanlışların en büyüdür.
Önceki gün Adalet Bakanlığından bir hey’etle enine boyuna bu meseleleri müzakere ettik. Ortak dert, Türkiye’nin sancılardan, kavgalardan kurtulup huzur iklimlerine, eşitler hukukuna varabilmesi.
Meclisin başına Anayasa Mahkemesi.
İcranın başına Danıştay.
İktidarın başına Yargıtay.
Darbeciler, kurumları niyetlerinin nöbetçisi gibi düşündüler. Anayasaları ona göre sipariş ettiler. Anayasa Mahkemesi hariç diğerleri Şûrâyı Devlet ve Mahkemeyi Temyiz adıyla Tanzimat hukuk sisteminde de var.
İktidarın diktatoryal bir güç haline dönüşmesi nasıl yanlışsa. Askeriyenin başına buyrukluğu nasıl mümkün değilse. Yargının da yargıçlar iktidarına dönüşmesi de öylesine talihsizliktir. Devlet adı verilen teşkilat, mekanizmalar bütünüdür. Kurumları ahenk içinde çalışan devlette başlar ağrımaz. Türkiye’de ise 1960’tan bu yana kurumlar çatışması yaşanıyor. Bundan kurtulmak Anayasanın değişmesiyle mümkün. İdeolojilerin geriliği ayağımızda prangadır. Hukuk mevzuatının, Yargıtay’ın, Danıştay‘ın, Askerî yargının, HSYK’nın, Baroların yeniden yapılanması lazım. Dünyayla yarışmak tek başına ekonomik gelişmeyle mümkün olamaz. Reformların çağın gereği, hukukun temizliği, en nihayetinde insana hizmet için yapılması gerekir HSYK yön tayin edicidir. Dokuya uyum sağlaması şarttır. Ordunun profesyonelliğe geçmesi şart olduğu gibi, yargının da tabanla bütünleşmesi şart. Elitler yönetimi değil, milletin tercih ve tasvibi esastır.
Koskoca bir adalet teşkilatı ve 5 kişilik bir kurul. Varlıkları kerhen kabul edilen Adalet Bakanıyla müsteşar hariç tutulursa HSYK, 3’ü Yargıtay ve 2’si Danıştay’dan olmak üzere 5 kişiden meydana geliyor. Aralarında kürsü hakimi yok. Yargıtay, Danıştay üyeleri olmalı fakat alt derece mahkemelerindeki savcı ve hakimler, medya temsilcileri, baro temsilcileri, üniversite temsilcileri, hukuk fakülteleri öğrenci temsilcileri de bulunmalı.
Türkiye, yeri gelince başkanlık sistemini tartışıyor.
Yargıya ise dokunmak mümkün değil.
Yüksek yargıyı neden halk seçemesin?
Neden, iktidarlar başarısız olduğunda sandığa gömülsün de başarısız yargı sorumsuz olsun, yıllarca bekledikten sonra zaman aşımına uğrayan dosyanın hesabı verilmesin?
Yargı reformu şarttır.
Zümreler iktidarı değil.
Oy veren insanın iktidarı.
Vergi veren insanın, adalet bekleyen insanın iktidarı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.