Sorosçuların kurnazlığı ve İslamcılar

Sorosçuların kurnazlığı ve İslamcılar

Sorosçular kurnazlık ediyor

(Not: Bu yazı Filistin faciasından bir gün önce yazılmıştı, önemli bir yazı olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden, biraz gecikmişte olsa yayınlanmasını istedim.)

Kaç gündür ortalık TESEV'in yaptırdığı bir anketle çalkalanıyor. Bu sefer de Türk halkının lâik farzedilen kesiminin mağdur olup olmadığı "öteki" tanımının değişip değişmediği mahalle baskısı denilen şeyin şimdi de lâik kesimler üzerinde yoğunlaştığı gibi sonuçlar üzerinden, halkın öteki kısmını etkilemeye çalışıyorlar. Ben, başlığı "kurnazlık ediyorlar" diye yazdım ama bakmayın siz, kurnazlık etmiyor, onlar politikalarını uyguluyor, işlerini yapıyorlar.

Şimdiye kadar başörtüsü ile ilgili anketler yaparlardı. Çıkan mağduriyet sonuçlarından etkilenen İslâmcılar da onlarla beraber ve onların raporlarına dayanarak sosyolojik analizler yaparlar, bu analizlerden siyasî sonuçlara varırlardı. Başka kesimler konusunda söyleyecekleri varsa muhakkak buna "dini kesimler" eklenir, mesela ademi merkeziyet (desantralizasyon) konusunda bir öneride mi bulunacaklar, muhakkak Kürtlerin yanına islâmî kesimleri de eklerlerdi. Mesela kendilerini liberal olarak tanıtan CİPE'nin proje ortakları:

"Sivil toplum, özel mülkiyet ve piyasa ekonomisi güçlendikçe, Kürt ve İslâmcı hareketler taleplerini daha fazla seslendirdikçe resmî ideoloji ve destekçileri zayıflıyor. Totaliter düşünce yapısı çöküyor. Bu durumda doğallıkla liberal demokratların düşünsel etkinliği de artmaya başlıyor" diyorlardı.

O zamanlar bu liberalleri alkışlıyan iktidara yakın İslâmcı kesim, bu son anket veya rapor veya inceleme, işte ne derseniz deyin, son çalışmayla şaşırmış görünüyorlar. Şimdi Gürcistan'daki, Ukrayna'daki, Lübnan'daki renkli devrimleri hatırlıyorlar.

***

Şimdiye kadar İslâmcıları yanlarına alarak halkın bir kesiminin yandaşlığını elde etmiş olan Sorosçular, bu sefer de kendilerine hasım hale gelmiş lâikleri, Atatürkçüleri, sosyal demokratları yanlarına çekecek çalışmalara başlamış bulunuyorlar.

1998'de TESEV çalışma raporunu sunuş konuşmasında, vakfın başkanı Can Paker:

"Sivil toplum düzeyinde 'demokrasi için sivil toplum girişimine' destek verilerek Türkiye'de siyasî gündeme müdahale konusunda önemli bir adım atılmıştır" demişti.

İslâmcı siyasî iktidara yakın olan TESEV'in, (Başbakanımız, Can Paker'in evinde yemek yer), Atatürkçüler, lâikler, sosyal demokratlar üzerinde iyi intibalar bırakmasını amaçladıkları yeni çalışma, bakalım amacına ulaşacak mı! Bu kesimler, bu Amerikan ve AB kökenli teşkilâta yakınlık duyabilecekler mi!

***

CİPE: Uluslararası Özel Girişimciler Merkezi-NED'e bağlı çekirdek örgütlerden birisi.

NED:Ulusal Demokrasi Fonu. Para kaynağı ABD olan ve CIA'nın ülkelerin karıştırılması operasyonunda kullandığı teşkilât.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi

Leke

26 Ağustos 2009 Çarşamba 01:09