“Kabre vardığım gece...”

“Kabre vardığım gece...”

Annem dört sene kadar önce, gene bu hastalıktan hastanede yatıp iyileşerek çıktığı zaman bir ilahiyi çok söylerdi. Ben de onun hakkında bir yazı yazmış ve buna “İhtiyarlık Neşidesi” demiştim. Necdet Kutsal Bey de:

“Hocam bu Ramazan günü, bizi ağlattınız” diye tatlı tatlı sitem etmişti. Ne yapalım, bizim işimiz daha çok ağlamak ama bazen de ağlatmaktır.

Daldı gönül bahr-i gama

Gün be gün artar kederim

Başıma dar oldu cihan

Nefsim ile cenk ederim.


Küseyim mi şu feleğe

Sattı beni bir köleye

Koydu bir ince eleğe

Çalkanır alt üst gezerim.


Gözlerime çöktü duman

Yalvarırım şeyhim aman

İki cihan serverine

Hasretim, ağlar gezerim.


Elde teber başta külah

Nerde akşam orda sabah

İki cihan serverine

Hû deyup ağlar gezerim.

***

Annem ve arkadaşları, okuma günlerinde, Kur’ân ve tesbihattan sonra, ilâhi söylerler, bunların sonunda ilahiyi yazanların, ilahiler daha çok da Yunus Emre Hazretlerinden olduğu için, onun ruhuna fatiha okurlardı.

Bu sefer ve en son, yazdan beri, annem o harika ilahilerinden en az duyduğumuz bir tanesini söyler olmuştu. Gaflet işte, uyanamamışım. Bu da ölüm neşidesiydi.

“Ey yücelerden yüce

Ey hocalardan hoca

Kabre vardığım gece

Yalnız bırakma beni.


Ey Allah’ım hoş eyle

Kabrimi geniş eyle

Kabre vardığım gece

Melekleri yoldaş eyle

***

Dostlardan biri dedi ki, en yalnız gecemiz kabre vardığımız ilk geceymiş. Bu yüzden, biz kabristana gittiğimiz sırada annemin dostları ve benim dostlarım eve gidip okumaya başladılar.

Şunu söyleyeyim bir de. Annem ilahisinde dile getirdiği “kabrimi geniş eyle” talebi, fazlasıyla karşılanmış gibiydi. Allah bilir ya, iki kişilik bir kabirdi.

***

Eve gelerek, telefon ederek taziye bildiren bütün dostlarıma, cenazeye katılan Millî Gazete’den arkadaşlarıma, okurlarıma, tarihçi ve yazar arkadaşlarıma, semt sakinlerine, Saadet Parti’li dostlara saygı, sevgi ve selamlarımı sunarım.

Ayrıca Ankara’dan telefon ederek acımı paylaşan Erbakan Hocamıza, Recai Kutan, Ertan Yülek, Numan Kurtulmuş, İsmail Müftüoğlu Beylere, sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Bir süre izin istiyorum. Yazılarıma bir iki hafta ara vereceğim galiba. Gene görüşürüz inşaallah.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi

Leke

26 Ağustos 2009 Çarşamba 01:09