Kerbela’dan Filistin’e

Kerbela’dan Filistin’e

Kimsenin iyi niyetinden şüphe etmiyoruz ama iyi niyetin yeterli olmadığını biliyoruz.

Selef-i salihinin büyüklerinden Süfyan-i Sevri, "Söz kabul edilmez amele/eyleme dönüşmedikçe" diyor. Yani ekmek üzerine üç gün konuşsanız da ekmek yemeseniz, o konuşma sizin karnınızın doymasına hiç faydası olmadığı gibi, sizin helak olmanıza da sebep olur.

Süfyan-i Servi devam ediyor, "Amel/eylem kabul edilmez, İhlas/samimiyet olmayınca" diyor. Yani "Desinler" için iş yapanların da başarılı olamayacağını, ibadetini siyaset için yapanlar, siyasetini kendi çıkarları için yapanlar ne kadar çalışırlarsa çalışsınlar "Ben" merkezli hareket ettiklerinden hareket alanını daraltırlar. "Ben bu makamı Başbakanlığa atlama taşı olarak kullanayım" derse bütün akli melekelerini, bilgisini, becerisini ona teksif eder ve bu uğurda Sezar'ını bile arkadan hançerler. Brütüs, aslında Roma'ya çok güzel hizmet etmiş ama ihanetin adı iki bin yıldır, Brütüs olarak kalmış.

Süfyan-i Servi devam ediyor, "İhlas/samimiyette kabul edilmez, Kur'an ve Sünnete uygun olmayınca" diyor. Yani yapılan iş hukuka uygun olacak. "Harama bakmasın" diye çocuğunun gözlerini oyan meczup babadan daha samimi adam bulmak imkansız ama yaptığı iş şeriata aykırı.

Kişinin asaleti de onun mutlaka iyi olacağına işaret etmez.

Kafirlerle beraber hareket eden, Nuh aleyhisselama baş kaldıranların arasında Nuh aleyhisselamın oğlu da vardı.

Hz, Yusuf'u kuyuya atanlar, köle olarak satılmasını sağlayanlar, Yakup aleyhisselamın eğitiminden geçmiş peygamber çocukları idi.

Aslan yavrusu, Fatıma'nın ciğerparesi, Sevgili peygamberimizin sevgilisi, Cennet delikanlılarının efendisi, Mazlumların öncüsü Hz. Hüseyin (R.A.) i şehit edenlerin başında ordu komutanı olan Ömer ibn-i Sa'd ibn-i Ebi Vakkas, Hz. Ali'nin en yakın arkadaşlarından olan, cennetle müjdelenen Sa'd ibn-i Ebi Vakkas'ın oğludur.

Kufe valisi Ubeydullah ibni Ziyad, onu Rey şehrine vali olarak atar ama önce Hüseyin'i öldürmesini ister.

Sabahlara kadar gözyaşı döken, en yakınları tarafından "Öl ama Hüseyin'i öldürme" diye nasihat edilmesine rağmen "Hüseyin'i öldürmede ateş var, valilikte tat var" diyerek hem ağlamış, hem öldürmek üzere ordusunu Hz. Hüseyin (R.A.)'in üzerine aç kurtlar gibi salmış.

Yezid'e biat ederek zelil bir şekilde yaşamaktansa kılıç altında ölmeyi tercih eden Hz. Hüseyin (R.A.), komutan Ömer bin Sad'dan çekip gitmesi için izin ister ama Komutan, "Ben de seni seviyorum, gitmeni isterim fakat vali senin ya biat etmeni veya öldürmemi emretti" diyerek valiliğin tadına varmak için izin vermez.

Muharremin onuncu günü o gözyaşları içinde Hz. Hüseyin (R.A.)'i öldürmeye gelen komutan zulmünden önce öğle namazını da ihmal etmez.

Gönülleri Müslümanlarla olan, kılıçları kafirlerle olan insanlarımız, makamların, mevkilerin, unvanların tadına varmak için kafire göz yaşları arasında hizmet ederken döktükleri gözyaşı cehennemdeki ateşine benzin görevi yapar.

Bu dünyada Müslüman'ı biraz daha fazla öldürsün diye kafire katkıda bulunanlar kendi ateşlerinin yakıtını taşırlar.

Efendimiz bizi uyarır; "Sakın kişinin namazı ve orucu sizi aldatmasın. Dileyen namaz kılsın, dileyen oruç tutsun. Emaneti olmayanın dini olmaz" (Musannef, Abdurrezzak bab ül emanet 11/157 hadis 20192)

Yürekleri yandığı halde Müslümanların öldürülmesi için kafirlere yardım edenler aleme ibret olsun için bu dünyada da cezalarını çekebilirler.

Kerbela'da Hz. Hüseyin (R.A.)'i Yezid adına ilk karşılayıp susuz bir yere yerleşmeye zorlayan Hur ibn-i Yezid, valinin göndereceği katiller ordusu gelinceye kadar Hz. Hüseyin (R.A.)'i orada tutan geri gitmesine izin vermeyen, katiller ordusu gelince Hz. Hüseyin (R.A.)'i onlara teslim eden Hur ibn-i Yezid, Hz. Hüseyin (R.A.)'in öldürüleceğini anlayınca katiller ordusunun başı Ömer ibn-i Sa'd'a gider ve öldürmemesini ister.

Ömer, göz yaşları arasında öldürme emrini verir. Bunun üzerine Hur ibn-i Yezid, yer değiştirir ve Hz. Hüseyin (R.A.)'in yanına geçer ama biraz sonra katiller ordusu tarafından öldürülür.

Vaktinde gelmeyen yardım, yardım değildir. Açlıktan öldürdüğünüz adamın kabrini altından yapsanız ve üzerine yağ ile bal dökseniz faydası yoktur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi