Ekrem Kızıltaş

Ekrem Kızıltaş

Kimsiniz kardeşim siz?

Kimsiniz kardeşim siz?

Ben bir Müslümanım. Dinimin emrettiği şeyleri yapmaya, yasakladıklarından da kaçınmaya çalışırım. Dinimden olmayanların ne yaptığı ya da yapmadığı, beni çok da ilgilendirmez.

Onların yanlış yaptığını düşündüğüm şeyler beni üzüyor olsa da, bunları takmamaya çalışır, belki içimden ‘Cenab-ı Hakk hidayet nasip etsin’ derim, bu kadar.

Dinimden olmayanların da, dinim ve tabii ki benimle ilgili olarak haddi aşmamaları, yani ‘dinime dahl etmemeleri’ gerektiğini düşünür ve bunun önemli olduğuna inanırım.

Onun dini ona, benim dinim banadır, yani.

Dinimden olup da, emrettiklerini yapma, yasakladıklarından kaçınma hususunda, kendine göre tercihleri olanlar da, öyle aşırı derecede ilgi sahama girmez.

Mevzuu açılırsa şayet, doğru olduğuna inandıklarımı, elimden geldiğince ikna edici bir şekilde muhataplarıma aktarır ve bundan sonrasına da, –yine belki, iyiliklerine olduğunu düşündüğüm için gıyaplarında dua etmek dışında,- karışmam. Hayat onlarındır ve kararlarını istedikleri gibi vermek hususunda, elbette hürdürler.

Tabii ki, dinimden olup, emir ve yasakları hususunda duyarsız bir tavır takınanların, benim yaşamaya çalıştıklarımla ilgili hassasiyet göstermelerini de, ümit eder ve beklerim.

Ve haddi aşıp da, ‘bu çağda böylesi de olur mu, kardeşim?..’ gibisinden nutuklarla karşılaşırsam, ‘kimsin sen kardeşim?’ diye sorarım

Eşim ve çocuklarımın, sorumluluğum altında olduklarına inandığım için, müşterek hayatımızı, -mümkün olduğunca- tabi olduğumuz kurallara göre idame ettirmek için elimden geleni yaparım.

Eşimin ve –varsa- kızlarımın, dinimizin emri gereği, tesettüre uygun giyiniyor olmalarını ister ve bunu onlardan beklerim.

Bir başkasının eşi ya da kızlarının nasıl giyindiklerinin, beni ilgilendirmediğini de bilir ve onların tercihlerine saygı duyarım.

Kimsenin de, eşim ve kızlarımın nasıl giyindiği ile ilgilenmesini ve hele bu konuda kendisini söz sahibi görmek cüretini göstermesini, istemem. çünkü o benim özelimdir, mahremiyetimdir.

Bu hususta cüretkar olma hevesinde olana da, uygun bir lisanla ‘kimsin sen kardeşim?’ diye sorarım...

çocuklarımın, eğitimlerini sürdürmeleri yanında, dinlerini de, en iyi şekilde öğrenmelerini ve tabii ki tatbik etmelerini arzu ederim.

Başkalarının da çocuklarını aynı şekilde yetiştirme gayretinde olması, beni memnun eder. Ama çocuklarını değişik şekillerde yetiştirme derdinde olana da, ‘bi dakika arkadaş, çocuğunu şöyle şöyle yetiştirmelisin!’ dememem gerektiğini, bilirim.

Ve tabii, birileri çıkıp da bana, ‘arkadaş, çocuklarını şöyle şöyle yetiştirmelisin’ gibisinden saçmalamaya başlarsa, onlara da, lisanı müsasiple tabii, ‘kimsiniz kardeşim siz?’ diye sorarım.

........................

Kimseye karışmıyor, kimsenin nasıl yaşaması gerektiği hususunda ahkam kesmiyoruz.

Başkalarının eşleri ve kızlarının kılık kıyafeti, ilgi sahamıza girmiyor, karışmıyoruz.

çocukların nasıl eğitileceği hususunun öncelikle ebeveynlerinin meselesi olduğunu bildiğimiz için, kimsenin çocuklarının eğitimi hususunda kendimizi söz sahibi addetmiyoruz...

Ama birileri her nasılsa, eşlerimiz ve kızlarımızın kılık kıyafeti ve çocuklarımızı nasıl eğiteceğimiz hususunda, kendilerini söz sahibi zannederek, ahkam kesiyorlar...

Ve tabii, biz de onlara soruyoruz:

Kimsiniz kardeşim siz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekrem Kızıltaş Arşivi