Ekrem Kızıltaş

Ekrem Kızıltaş

Mini çalıştay!..

Mini çalıştay!..

'Alevi Çalıştayları Nihai Raporu'nun, Devlet Bakanı Faruk Çelik tarafından açıklandığı basın toplantısı da, başlıbaşına bir çalıştay gibi geçti.

Kamuoyunda Alevi Açılımı olarak değerlendirilen Çalıştaylarda dile getirilen ve tartışılan hususların birçoğu, bu toplantı vesilesiyle daha az yoğun olarak tekrar gündeme geldi ve kısa süreli de olsa tartışıldı.

Bakan Çelik'in kısa açıklaması sonrası başlayan konuşmalar, nihai raporun çalıştaylarda dile getirilen hususlarda acil çözüm getirmek yerine, daha çok mevzuat engellerine atıf yapan ve bunların çözümünü zamana yayan üslubu ile alakalıydı.

Ancak Bakan'ın da ısrarla belirttiği gibi, aynı kesime mensup temsilciler tarafından aynı konuda dile getirilen; mesela, 'din dersleri kaldırılsın /Alevilik de din derslerine dahil edilsin' şeklinde, birbiri ile çakışmayan talepler söz konusuydu ve bu durumda şimdilik yapılabilecek olan şey, yani Alevilik konusunun da din dersleri müfredatına dahil edilmesi yapılmıştı.

Cemevlerinin statüsü meselesi, çalıştayların da en hararetli konularından birisiydi ve tabii olarak nihai raporun açıklandığı mini çalıştayda da gündeme geldi.

Medya mensuplarının bir kısmına göre, mesele aslında çok basitti: Cemevlerinin de, tıpkı camiler gibi birer ibadethane olduğu kabul edilir, olur biterdi. Ancak bunun basit bir mesele olmadığı ve kolaycılıkla üstesinden gelinemeyeceği; İslam Dini'nin ibadethanesinin camiler olduğu ve bir dine ait ikinci bir ibadethane kabul edilmesinin teolojik olarak mümkün olmadığı, acelesi olanlara anlatılmaya çalışıldı.

Bu arada medya mensuplarının 'din öğretimi' ve 'din eğitimi' kavramları konusunda kafalarının karışık olduğu da ortaya çıktı. Hıristiyan çocuklara namaz kıldırma gibi 'eğitim'le alakalı hususlara itiraz etmeyle, tamamen bilgi amaçlı olarak bazı dini bilgiler verilmesine itiraz etmenin aynı olmadığını anlatabilmek pek kolay olmadı.

3-4 Haziran 2009'da ilki ve 28-30 Ocak 2010'da 7.'si toplanan Alevi Çalıştayları, Alevisi ve Sünnisi ile toplumun hemen her kesiminden katılımcılarla, Aleviliğin ele alındığı toplantılardı. Toplantılarda, Türkiye'nin oran olarak azımsanmayacak bir kesiminin problemleri, bunların çözüm yolları; bu kesime mensup insanların ve sivil toplum kuruluşlarının talepleri, bu taleplerin anlamı ve karşılanabilirliği gibi hususlar konuşulup, tartışılmıştı.

İlk çalıştaydan başlayarak, bazen Sünni kesimden katılacağı açıklanan bazı isimler sebebiyle, bazen de Alevi kesim arasından katılacak isimlerin Aleviliği temsil edip edemeyeceği hususundaki tartışmalarla medyanın gündemindeki yerini almıştı toplantılar.

Çalıştaylara katılan Alevi kesim mensuplarının problemler, çözüm yolları, devletten ve toplumdan beklentiler gibi hususlarda, birbirinden oldukça farklı isteklerde bulunmaları bir yana; toplantılarda ortaya çıkan en çarpıcı hususlardan birisi; Aleviliğin, sadece Sünni kesimin değil, aslında Alevilerin de nerdeyse tam olarak bilmediği bir konu olduğunun anlaşılmasıydı herhalde.

Alevi Çalıştayları Nihai Raporu'nun yanında, çalıştaylarda konuşulan ve tartışılan mevzular da 7 kitap halinde yayınlanmış durumda. Toplantıların moderatörlüğünü başarılı bir şekilde yürüten Doç Dr. Necdet Subaşı'dan öğrendiğimize göre, yakında internet üzerinden de ulaşılabilir hale gelecek bu metinler, sanal ortamda da katkıya ve tartışmaya açık olacak.

Ülkemizin önemli fay hatlarından birisi olan konunun, geniş katılımlı toplantılarda ele alınmış ve bilinmeyenlerinin önemli bir kısmının açığa çıkmış olması, istismarların önlenebilmesi açısından oldukça önemli bir adım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekrem Kızıltaş Arşivi