Resul Tosun

Resul Tosun

Darbe üst düzeyin işidir

Darbe üst düzeyin işidir

Hakkında soruşturma açılan insanları yalnızca düzeyleri, saygınlıkları veya ideolojik kimlikleriyle değil aynı zamanda itham edildikleri suç ve haklarındaki iddia ile değerlendirmek lazımdır.

Şunu söylemek istiyorum, hakkında herhangi bir suçtan dolayı soruşturma açılan kimseyi kanaat önderi bir dindardır diyerek savunmak ne kadar yanlışsa, benzer suçlardan hakkında soruşturma açılan kimseyi de laiktir saygındır üst düzey görevde bulunmuştur diye savunmak o kadar yanlıştır.

Doğru olan soruşturma konusuyla değerlendirmektir. Yani hukuk gözlüğüyle değerlendirmektir.

Bu noktada sanık sandalyesinde oturan kimsenin geçmişte önemli görevlerde bulunması ya da tanınan biri olması ona bir imtiyaz hakkı vermemelidir.

Hukuk önünde herkes eşit olmalıdır.

İnsan hangi konumda olursa olsun insandır ve zaafları vardır. Hata edebilir, suç işleyebilir. Suç işleyenin muhatabı da elbette ki hukuk olmalıdır.

Ortada binlerce mühimmat ile sepet sepet bomba ve silah, faili meçhul yüzlerce cinayet ve bunlarla bağlantılı olduğu iddia edilen bir silahlı örgüt ve bu örgüte bir şekilde destek verdiğinden kuşkulanılan şahıslar varsa bırakalım yargı mekanizması işlesin.

Sırf kendi düşüncesindeki insanlar göz altına alınıyor diye feveran edip konuyu rejim meselesi haline getirmek sağduyulu bir yaklaşım olmasa gerektir.

Adalet mekanizmasının hükümetten bağımsız olarak yürüttüğü bir soruşturmayı hükümete mal etmek aynı zamanda adalete gölge düşürmez mi?

Soğuk savaş dönemi bittikten sonra gladio tipi örgütlenmeler bütün dünyada tasfiye edildiği halde memleketimizde tasfiye edilmeyip devlet gücünü kullanarak suç örgütüne dönüşmesine göz mü yumulmalıydı?

Göz altına alınanların çoğunun baskıcı ve dayatmacı fikirlerini kamuoyu biliyor. Hatta açıkça orduyu göreve davet ederek darbe çağrısında bulundukları ortadayken ve 2003-2004 yıllarında Sarıkız/Ayışığı darbe girişimlerinin inkar edilmediği bir ortamda müesses nizamı silah zoruyla yıkmak isteyenlere bilinçli ve planlı olarak zemin hazırladıkları iddia edilenler yargılanmasınlar mı?

Ya görevli polisin telefonuna geliyorum diye cevap verip sonra sırra kadem basan ve evlerinde cephanelik çıkanlara takdir belgesi mi verilmeli?

Bence o insanlar haklarındaki iddialar karşısında kendilerinin gönüllü olarak yargılanma talebinde bulunmaları gerekir. Saygınlığın gereği inkar değil aklanmaktır! Saygınlığın gereği adalete yardımcı olmaktır imtiyazlı sınıf olmadığını göstermektir.

Hem sonra Türkiye'deki saygın insanlar sadece göz altına alınanlardan mı ibarettir? Neden binlerce saygın ilim adamı ve emekli asker varken sadece malum şahıslar göz altına alınıyorlar?

Hakkında mahkeme kararı olmadıkça kimseye suçlu deme kimseyi suçlu görme hakkımız yok.

Göz altına alınanlar belki de aklanacaklar, inşallah aklanırlar ve iddia edilen suça iştirak etmemişlerdir ben bunu temenni ederim. Ama bırakalım buna hukuk karar versin.

Hukukçular yanlış yaparsa o yanlışa karşı da tavır koymamız gerekir. Hukukçu da nihayetinde insandır o da hata yapabilir. Lakin gizli yürütülen ve darbe girişimine bir şekilde katkıda bulunduğundan kuşkulanılanları sırf aynı düşünceye mensup olduğumuz için savunmayalım. Varsa ortada hukuki bir hata eksiklik onu dile getirelim. Ama benim adamım suç işlemez, işlese de yargılanmamalıdır mantığını terk etmemiz gerekir. Hele bunu rejim meselesi gibi göstermek ve avukatlığına soyunmak, asla demokratik bir yaklaşım olamaz.

İşte o zaman adama bu panik neden diye sorarlar?

Ayrıca iddia adi suç irtikabı hakkında değil. Darbe girişimi hakkında. Darbeyi de üst düzeydeki insanlar planlar. Üst düzeydeki insanlar düzeylerine münasib bir iddia ile karşı karşıyalar. Dolayısıyla eğer sanıklar masumsa zaten beraat edeceklerdir. Yok eğer gerçekten darbe girişimine bir şekilde katkıda bulunmuşlarsa bırakalım son sözü hukuk söylesin.

Netice olarak şunu söylemek isterim. Ergenekon davası Türkiye'de aksak topal işleyen demokrasinin tekamülüne katkıda bulunacak bir yolda gözüküyor, temennim bu yolda yol kazalarının olmaması. Yargıyı ne hükümetin ne medyanın ne de etkin çevrelerin etkilememesidir!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Resul Tosun Arşivi