Çarpık fikirler çarpmasın bizi

Çarpık fikirler çarpmasın bizi

Denizde boğulmak üzere olanlara yardım için gelen helikopter önce ip uzatıyor ve ipe tutunanları çekip kurtarıyor.

Sele kapılan birine ip atıyorlar ve kurtarmaya çalışıyorlar.

Mehmet Akif merhum Safahat'ında:

"Eğer çiğnenmemek isterseler seylâb-ı eyyâma;

Rücû' etsinler artık Müslümanlar Sadr-ı İslâm'a." diyerek çağımız Müslümanlarının kurtuluşunun İslâm'a sımsıkı sarılmaktan geçtiğini ifade ederken Kur'an-ı Kerim'in şu ayetlerinin tercümanı olmuştur.

"Ey iman edenler, Allah'tan sakınılması gerektiği gibi sakının ve ancak Müslüman olarak can verin. (Âl-i İmran 102)

"Hepiniz topluca Allah'ın ipine (Kur'ân'a) sımsıkı sarılın, parçalanmayın. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz de, O kalplerinizi birleştirdi ve O'nun nimetiyle siz kardeş oldunuz. Ve siz ateş çukurunun kenarında idiniz de, O sizi kurtardı. Allah doğru yola gelesiniz diye ayetlerini işte böyle açıklar. (Âl-i İmran 103)

Aile içerisinde kardeşler, yokluğa, soğuğa, parasızlığa, açlığa dayanabilirler ama kardeşler arasındaki adaletsizliğe dayanamazlar.

Bazıları kardeşler arasındaki dargınlıklarını anlatırken "Hocam, fakir dönemlerde aramızdan su sızmazdı ama durumumuz düzelince mal yüzünden aramız açıldı" diye çare arayanlar var.

Aslında mal yüzünden açılmıyor. Adaletsizlik söz konusu.

Baba, anne veya kardeşlerden biri adaletsiz davranıyor ve küsmeler meydana geliyor.

Ailede bu böyle olduğu gibi devlet hayatında da durum aynıdır. Devlet baba vatandaşları arasında ayırım yaparsa, birini açlıktan öldürürken öbürünü tokluktan öldürürse üçü de birbirine iyi gözle bakmazlar.

Parayla gönül satın alınamaz. Parayla adamları kendine hizmet ettirebilirsin ama aynı adam bayan Gandi'nin korumaları gibi veya yeraltı dünyasının babalarının korumaları tarafından vurulduğu gibi vurulurlar.

Biz, insanlar arasında bir gönül bağı kurmakla görevliyiz. Bizi birbirimize bağlayacak ip, gönüllerimizi yaratan Allah tarafından gönderilen iptir. O da Kur'an-ı Kerim'dir.

Kur'an, bizim gibi bir insanın kitabı olmadığı, Allah tarafından gönderildiği için ona bağlanmak hiç kimsenin şahsiyetini rencide etmez.

Sınırlı akla ve duyu organlarına sahip insanın yazdığı bir kitap olmadığı için her çağın insanının ihtiyacını karşılayacak şekildedir.

Her günkünden daha fazla birlik ve beraberliğe muhtaç olduğumuz bu günlerde hep beraber Kur'an'ın bütün emir ve yasaklarına sımsıkı sarılırsak Akif'in ifade ettiği gibi bir milletin kalbi, o kalbi yaratan Allah'ın kitabına göre hareket ederse o milleti sindirmek, parçalamak, yok etmek isteyenlerin eli boş kalır.

"Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;

Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez."

Ama hepimiz ayrı ayrı çarpık görüşlere sarılırsak, kimimizi yel alır kimimizi sel alır gider.

Haydi, bugünden itibaren Kur'an okumasını bilmeyenler öğrensinler, bilenler de en az bir tane insana öğretsinler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi