Bahar geliyor... Aslında geliyor demek anlamsız, gelmiş bile. Ağaçların çoğu yeşile bürünmeye, bazıları ise değişik renklerdeki çiçeklerini açmaya başlamışlar...

Fındık dalları da yeşermeye durmuş bu arada. Malum, fındık dalları hep yeşerir...

Ancak fındık dallarının yeşillenmesinde hafif bir sarılık da hissediliyor. Nisan Ayı'nın ilk haftalarındaki hava şartlarının bir neticesi bu anlaşıldığı kadarıyla ve galiba fındık rekoltesinin düşük olabileceğine delalet ediyor.

Yeşilin hemen her tonuyla, denizin mavisi arasındaki müthiş uyum, hayatlarını İstanbul'da sürdüren Orduluları büyülüyor adeta...

İçinden 'Nerden gittik İstanbul'a' diyen var belki. Ama bunu herhalde sessizce söylüyorlar.

Ordu'ya; Ordu şehri, Ordulular ve tabii ki Türkiye için ne yapabiliriz sorusunun cevaplarını aramak; bu arayışı sürdüren Ordulularla görüşüp, fikir alışverişinde bulunmak için gelmişler...

ORSİYAD (Ordulu Sanayici, İşadamları ve Yöneticiler Derneği) ile beraber Ordu yollarındayız.

İsminden de anlaşılacağı üzere, Ordulu sanayici, işadamı ve yöneticiler tarafından İstanbul'da kurulmuş olan derneğin, Turizm Haftası vesilesiyle düzenlediği 'Ordu'nun iktisadi hayatında turizm' isimli paneli izlemek ve bu arada bir dizi görüşme yapmak için geldiğimiz Ordu'da, son ekonomik krizin değişik yansımaları yanında, kriz olmasaydı bile zaten var olan gerçeklerle muhatap olduk.

ORSİYAD Başkanı Dr. Cezmi Bayram başkanlığında ve Ordu Haber Gazetesi sahibi Rüşat Aydoğan'ın koordinatörlüğündeki 24 kişilik ekibimizle, Ordu Valisi Ali Kaban ve Ordu Ticaret ve Sanayi Odası yetkilileriyle yaptığımız görüşmelerde, Ordu şehrinin gelişmesi ve kalkınması hususundaki önemli tesbitlerini paylaştık.

Uzunca bir süredir, 'Ah bir liman olsa' düşüncesinin yerine geçen, 'Artık Ordu ve Giresun'un ortaklaşa faydalanacağı bir havaalanı yapılmasının vakti gelmiş de geçiyor' kanaati, nerdeyse herkesin ortak görüşü.

Ordu'da insanlar, ağız birliği etmişcesine, ORGİ diyorlar. ORGİ yani Ordu ve Giresun.

Tabzon ve Samsun'un sahip olduğu imkanların bu iki şehri arada kıstırdığı ve dolasıyıyla, bu iki şehrin güçbirliği yapması gerektiği fikri, oldukça yaygın.

Ordu'yu ve dolayısıyla Karadeniz'i İç Anadolu'ya ve sonra da Akdeniz'e bağlayacak Dereyolu projesinin epey mesafe almış olması, ilgilileri ve halkı sevindiriyor olsa da, bir an evvel devreye alınabilecek şekilde yapılacak bir havaalanının, Ordu ve Giresun'un kalkınması ve gelişmesinde kilit öneme sahip olduğu düşünülüyor.

Havaalanının, uzun sürebileceği için devlet tarafından yaptırılmak yerine, mümkünse Yap-İşlet-Devret yoluyla yapılması gerektiği de, sıkça konuşulan bir konu.

Havaalanının şehrin biraz daha gelişmesinden sonra yapılabileceği şeklindeki kanaat ise onları kızdırıyor. Çünkü havaalanının gelişmeyi ciddi şekilde tetikleyeceğine inanmış durumdalar.

Karadeniz Sahil Yolu'nun sıkıntılı iki noktasından birisi Ordu'nun içinden geçen bölümü.

Samsun'dan Rize'ye kadar problemsiz akan yol, Ordu ve Ünye'de kentlerin içinden geçtiği için, buralarda zaman zaman tıkanmalar yaşanabiliyor.

Ordulular, şehrin arkasından dolanacak bir çevre yolunun gerektiğini düşünüyorlar.

Şehir içinden geçen bir yolun şehrin kalkınmasına yardımcı olacağı fikri, yerini, böyle bir yolun şehrin gerilemesine sebep olabileceği anlayışına bırakmış.

Turizm konusunda atılabilecek adımların Ordu'nun gelişmesi açısından öneminin tartışıldığı, İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Fisun İstanbulluoğlu Dinçer ve Prof. Dr. Mithat Dinçer'in katıldığı, ORSİYAD Başkanı Dr. Cezmi Bayram'ın yöneticiliğindeki panel, Ordu şehri ve burada turizm açısından yapılabilecekler açısından ufuk açıcı fikirlere sahne oldu.

Ordu'nun orta ve uzun vadeli ihtiyaç ve problemleri tartışıladururken, fındık konusu gündemin her daim en sıcak konusu olmayı sürdürüyor...