İlkbahar ve Rum Suresi

İlkbahar ve Rum Suresi

Güneş koç burcuna girince, Cemre, toprağın bağrına düşünce, Toprak coşar, kanı su olup kaynar,

Her yer fıskiye olur.

Toprak yatağında yatan,

Yapraktan yorganlara sarılan çekirdekler,

Kış uykusundan uyanırlar.

Gülümseyen gözlerle etrafa bakmaya başlarlar.

Güz mevsiminde depolanan soğan ve patatesler bile

Kilerde iken bilirler baharın geldiğini

Ve sızan ışığa doğru süyerler.

Ağaçlar, dallarını bahar yağmurlarıyla yıkarlar.

Saçlarını meltemlerle tararken güneşle kuruturlar.

Kar beyazlığında susan kuşlar,

Çiçek beyazlığında dillenirler.

Denizlerde dalga, dağlarda duman olur.

Ovalar yemyeşil, kayalar serin olur.

Gök gürler, bulutlar güler.

Sevinç gözyaşlarına laleler bardak olur

Kırlarda kuzular şen ve şakrak zıplarken

Bülbüller, leylekler, kumrular orkestra olur.

Bir ırmağın kenarında

Mavi zambaklar arasında

Salkım söğütlerin ince telinde

Bülbülün dilleri mızraba döner.

Tarla kuşları kulaklara fısıldar

Kar altından çıkan çiçeklerin esrarını.

Zerdali çiçekleri gözlere sıhhat sürmeler.

Menekşe kokuları göğüslerden kederi kovar.

Geceler dengelenir.

Yanmak yok, donmak yok.

Serin günlerde selamet,

Mehtaplı gecelerde sohbet vardır.

Yandıran sıcaklarla donduran soğuk arasına

Yemyeşil zümrütten perdeler çekilir.

Emekleyen çocukla dermansız dedenin arasında

Köprü olan gençliğin baharı gibi.

Çocukluğumuzdur bahar,

Gençliğimizdir yaz.

İkinci baharımızdır güz,

İhtiyarlığımızdır kış.

Her mevsimin kendine özel güzelliği vardır.

Her mevsim kendi meyvesini,

Hediye olarak sunar bize.

"Allah var, keder yok" deyin ve

Rabbimizi dinleyin:

"Allah'ın rahmetinin izlerine bir bak, ölümünden sonra yeryüzünü nasıl diriltiyor? Şüphesiz ölüleri işte böylece diriltir. O her şeye gücü yetendir." (Kur'an-ı Kerim, Rum Suresi, ayet 50)

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi