D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Tütünün saltanatı sona erdi mi?

Tütünün saltanatı sona erdi mi?

Sabah oldu sabah oldu sigaram yanmaz oldu,
Sigaramın dumanından gözlerim görmez oldu...
Tütün, “Yeni Dünya”nın bütün dünyaya sunduğu mahsullerden. Tıpkı domates ve patates gibi... Bu demektir ki, Amerika kıt’ası keşfedilinceye kadar, tütün eski dünya ahalisinin malûmu olmayan nesnelerdendi. Kısa sürede bütün dünyada yaygın olarak kullanılan mükeyyifatlar arasına girdi. Sigara içmek, çok yaygın kültürü olan bir alışkanlık halini aldı.
Siyah beyaz filmlerde, filmin jönü fiyakayla sigarasını yakar, kibriti bir iki defa sallayıp söndürerek bir tarafa atar veya sigarasını eline alan kadın kahramanın sigarasını yakmak üzere çakmağını ateşler...
16. asrın başında Amerika’ya giden İspanyollar Kızılderililerin tütün yetiştirdiklerini ve mısır yapraklarına sararak içtiklerini görmüşler. Yarım asır içinde, tütün eski dünyada da yetiştirilmeye ve kullanılmaya başlanmış.
Osmanlı tütünü 17. yüzyılda tanıdı. Sultan 1. Ahmet ve 4. Murat tütün içmeyi yasakladılar. Bilhassa 4. Murat’ın yasağı dillere destan olmuştur. Elbette, günümüze kadar tütünle birlikte anılan kahveyi de yasaklamıştı. 5. Mehmed bu yasağı kaldırdı. Tütüne mübah fatvasını veren şeyhülislam, meşhur tarihçi Hoca Saadetdin Efendi’nin torunu Bahayî Efendi’dir. Halep’te kadı iken tütün tiryakisi olan Bahayî Efendi, Şeyhülislâm olunca fetva vermekte güçlük çekmemiş olmalıdır!
Üç buçuk asırdır Türkiye’de tütün ekimi ve ticareti yapılıyor. Türkiye tütünde dünyanın sayılı ülkeleri arasına girmişti. Son yıllara kadar, bir milyondan fazla ahali, tütün tarımı ve ticareti ile geçim sağlıyordu.
Tarih Kurumu Başkanı, aziz dostumuz Prof. Dr. Ali Birinci’nin deyimiyle, “Tütün içme hürriyeti halkımızın kanı bahasına kazandığı bir hürriyettir!” Tütün tacirleri, tütün kaçakçılığının önüne geçmek için silahlı teşkilatlar oluşturmuşlardır. Silahlı kolcular, tütün kaçıran ahaliyi öldürmekte tereddüt etmemiştir! Buna rağmen, tütün kaçakçılığı ve içimi bilhassa 19. yüzyılda büyük yayılma göstermiştir. Son yıllarda meşhur olan “kolbastı” oyunu, işte bunu ifade eden bir raks imiş!
Tütünle yazarlığın, şairliğin, sanatçılığın kaçınılmaz bir içiçeliği olduğu görüşü 20. yüzyılda yaygınlaşmıştır. 1950’lerin genç şairi Yavuz Bülent Bâkiler İstanbul’un Fethi’nin 500. Yılı dolayısıyla bir şiir yazar. Genç Fatih kahve içer, telvesinde İstanbul’u görür; sigara tellendirir dumanında İstanbul silüeti oluşur... Şiiri üstad saydığı Ârif Nihat Asya’ya büyük bir heyecanla okur. Ârif Nihat Asya şiiri çok beğendiğini yalnız bazı kusurları olduğunu söyler. Fatih ne kahve ne de sigara içmemiştir! Yavuz Bülent şaşkınlık içindedir. Kahvenin Fatih’ten yüz yıl, sigaranın ise yüz elli yıl sonra yaygınlaştığı hatırına gelmemiştir!
Son devir şuarasından Sezai Karakoç, M. Âkif İnan ve Erdem Bayazıt sigara tiryakiliği konusunda hatırı sayılır isimlerdendir. 1970’lerde Ankara’da ne zaman Mülkiyeliler Birliği’ne uğrasak, orada Sezai Bey’i yakın arkadaşı Turgut Akman’la sigara içerken görürdük. Filitresiz sigaranın biri bitmeden diğeri dudağa yerleştirilirdi. Sezai Bey’in sonradan sigarayı kesin olarak bıraktığını duydum.
Mehmet Âkif İnan ve Erdem Bayazıt sigaranın yol açtığı akciğer kanserinden vefat ettiler. Âkif Bey’i son ziyaretlerimizden birinde, sohbet esnasında Ahmet Fidan “Ağabey en yakın arkadaşınla aran nasıl?” sorusunu yöneltince merhum bir süre durakladı. Sonra yüz hatları derin bir hüzün ve acı karışımı aldı ve hiç vazgeçmeyeceğini her zaman ilan ettiği sigarayı artık içemediğini böylece ifade etti. Allah rahmet etsin!
Şimdi, yüzyıllarca bütün dünyada güçlü bir saltanat kuran sigaranın tahtından indirilmek üzere olduğunu görüyoruz. Bu konuda tepkiler Türkiye’de veya dünyanın diğer toplumlarında başlasa idi, gericilik, modernlik düşmanlığı olarak addedilebilirdi. Recep Yazıcıoğlu’nun Vali iken vilayette sigarayı yasaklaması bir hayli tenkide yol açmıştı. Şimdi bütün valiler sigarayı yasakladılar. Sigaranın vatanı Amerika’da başlayan sigara yasağı dalga dalga yayıldı, Türkiye bu konuda son adımları atıyor. Bakalım kanımız bahasına elde ettiğimiz sigara içme hürriyetini savunmaya devam edebilecek miyiz? Malûm,
Sigaranın dumanı
Yoktur yarin imanı!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi