D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Ankara’nın göbeğinde mahzun bir cami

Ankara’nın göbeğinde mahzun bir cami

“Ankara’nın göbeği” neresi? Ankara’nın merkezi neresi ise orası!
Türkiye’nin idare edildiği Kızılay, Bakanlıklar Ankara’nın gerçek merkezidir. Ankara’nın merkezi demek bu anlamda Türkiye’nin merkezi, kalbgâhı demektir. Kızılay’daki alışveriş bölgesini geçtikten sonra Bakanlıklar başlar. Başbakanlık bu külliye içindedir. Başbakanlığın bir tarafında Yargıtay, diğer tarafında Genelkurmay bulunur. Bakanlıklar, Türkiye Büyük Millet Meclisi ile tamamlanır.
Ankara’yı bilenler, burada şehir silüetini etkileyen bir tek minare bile olmadığını da bilirler. Bir zamanlar “mabedsiz şehir” denilen bölge burası olabilir mi?
Muhtemelen, başlangıçta “yenişehir” denilen, Ankara’nın Hergele Meydanı ve Namazgâh sonrası batı ve güney şehirleşmesi bu çerçevede sayılmalıdır. Bu bölge bir zamanlar gerçekten “mabedsiz şehir”di. Devletlüler o zamanlar “mabedsiz şehir” kurmakla övünürlerdi. 1950’den sonra Adnan Menderes’in de desteği ile Maltepe’de bölgenin kıyısına Maltepe Camii yapılıncaya kadar “mabedsiz şehir” bu vasfını tam mânasıyla korudu. Daha sonra bu bölgenin başka bir kıyısına, diğer bir tepeye tamamen halk inisiyatifi ile Kocatepe Camii inşa edildi. Nice kavga gürültüden sonra cami inşaatı 1990’lara doğru bitirilebildi. Kocatepe Camii yeni Ankara’nın silüetini gerçek anlamda değiştirdi.
Asıl mabedsiz şehir ise zamanla minaresiz fakat camili bir şehir parçasına dönüştü.
“Minaresiz fakat camili” ifadesi tuhaf gelebilir. Ankara’nın mabedsiz şehir kısmında hâlâ bir tek bile minareli cami yoktur, 1970’lerden itibaren yeraltı camileri ortaya çıkmaya başlamıştır. Bunların ilki Ülkealan Camii’dir. Kızılay’ın hemen arkasındaki İzmir Caddesi’nde yerin birkaç kat altındadır. Üstündeki pasajda şimdi spor malzemeleri satılmaktadır. Geçmişte Kızılay’ın tek camiisi iken cumaları cemaat kalabalığı katları geçerek pasajı doldurur ve İzmir Caddesi’ne taşardı. Laiklik şampiyonu büyük gazeteler de sırayla bu cemaat taşkınlığının resmini çekerek, “Bu ne rezalet! Laiklik elden gidiyor!” diye haber yaparlardı!
Şimdi şehrin bu bölgesinde çok sayıda “yeraltı camii” var. Neredeyse bütün büyük çarşıların cami veya mescidi mevcut. Zamanla devlet kurumları da bu yeraltı mescidlerine ve camilerine kapı açtı. Bugün neredeyse bütün bakanlıkların altında cuma da kılınan camiler bulunuyor. Millî Savunma Bakanlığı, Genelkurmay veya Yargıtay’da da var mı, bilemiyorum...
İşte Ankara’nın göbeğinde, Kızılay Meydanı’na elli-altmış metre mesafede, SSK İşhanı olarak bilinen devasa yapının zemin katında bir camii vardır. Belki de Kızılay’ın ilk ve tek yer altında olmayan camii budur.
Bu camiin garipliğini, mahzunluğunu; cemaatinin çektiğı sıkıntıyı, ızdırabı, hatta işkenceyi nasıl anlatmalı bilmiyorum ki?
Anlatsam kulak veren olur mu acaba?
Hani bir kanun varmış! Mabedlerin, okulların bilmem kaç metre yakınında eğlence yeri, içkili işyeri açılamayacağına dair. Gerçekten böyle bir kanun var mıdır?
Lâfını çok duydum. Bu camiin şu kadar metre, santimetre, milimetre uzağında değil, tam üstünde meyhaneler, gazinolar, barlar bulunmaktadır... Akşama doğru burası anason kokularının, sarhoş nidalarının hafif hafif duyulmaya başladığı bir yerdir. Akşamdan sonra ise, koku yayılmaya, ses yükselmeye, ayyuka çıkmaya başlar... Böyle yerler vukuatsız olmaz. Döğüşler, kavgalar, yaralamalar, hatta ölümle biten vak’alar..
İşte bu atmosfer içinde, Yüksel Camii’nin vakit ezanı okunur, duyan duyar, cemaat namazını eda eder...
Bu kepazelik, rezalet kimi ilgilendirir?
Çankaya Belediyesini mi? Eskiden bu binanın bir kısmı Belediye’nin merkezi idi. Belki hâlâ bazı birimleri buradadır. Bilen bilir, Çankaya Belediyesinden böyle bir hassasiyet beklenmeyeceğini. Ellerinden gelse camiyi binadan çıkarıp, meyhanelerin alt kata taşınmasına ön ayak olur.
Bu rezalet sanmayın ki sırf dindarları, namaz kılanları ilgilendirir! Ey özgürlük şampiyonları, laikliğin din hürriyeti, ibadet özgürlüğü sağladığını bangır bangır bağıranlar; bu rezalet önce sizi ilgilendirmeli! Bakalım Çankaya Belediye başkanının partisinin başkanını ilgilendirecek mi? Geçen seçimlerde Kur’an kursu, çarşaf açılımı yapan Deniz Baykal böyle bir konuyu gündemine alır, gerçek anlamda puan toplamak ister mi acaba?
Adı hiçbir yerde yazılmamış bu camii, Bakanlıklara, konuya ilgili Devlet Bakanlığı’na ve Başbakanlığa yüz elli-iki yüz, İçişleri Bakanlığına bir elli metre daha uzaktadır. Meclis’in karşısında İçişleri Bakanlığının bulunduğunu hatırlarsak, Türkiye’nin seçilmiş vekillerine de yürüme mesafesindedir.
Hani diyorum ki, Türkiye’yi yönetenler, kanunların nasıl hiçe sayıldığını, ibadet hürriyetiyle nasıl dalga geçildiğini görmek için Ankara’nın merkezini şöyle arşınlasalar, bu adsız camii’e gelseler. Namaz kılanlar namazlarını bir defalık burada eda etseler...
Devlete ait bir mülkün içler acısı manzarasını görseler...
Okuyucularımın mübarek Kadir Gecesini bir defa tebrik ediyorum; konunun ilgililerini defalarca!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi