Ekrem Kızıltaş

Ekrem Kızıltaş

72 milyon yanlış kendileri doğru

72 milyon yanlış kendileri doğru

Adını siz koyun!..

Demokratik Açılım Projesi'nin önemli ayaklarından birisi Güneydoğu/Kürt/terör açılımı. Ağır aksak yürüyen ve başarılı olmasını umduğumuz bu açılımla beraber, yıllardır değişik şekilde sıkıntılarla karşı karşıya bulunduklarını düşünen bir kesim olan Alevilerle ilgili açılım da gündemde.

Gelişmelere bakılınca aslında belki de bunlardan ve planlanan başka bazı açılımlardan önce bir başka açılımın daha gündeme alınmasının gerekliliği ayan-beyan ortada.

Bu açılıma isim bulmak zor.

'Danıştay açılımı' ya da 'Anayasa Mahkemesi açılımı' gibi isimler daraltıcı olur. 'Hukuk Açılımı' denilse iyi gider ama bu da fazlasıyla geniş kapsamlı gibi.

Tabir uygun kaçar mı bilmem ama bahsini etmeye çalıştığımız açılımın hedefi, özellikle yargının zirve noktalarında yaşanan hukuk-dışılıklara bir çözüm getirmek olduğuna göre, 'Yüksek Yargı Açılımı' isim olarak fena olmaz aslında...

Yargının yüksek zirvelerinde yaşanan hukuk-dışı olaylar, sıradan mahkemelerde yaşananlarla kabili kıyas değil çünkü.

Başvurulabilecek son mercide aksaklık yaşanırsa, buna 'tuzun kokması hali' deniliyor, malum.

Anayasa Mahkemesi'nin; adli mekanizmanın zirve noktası ve kararları nihai olup herkesi bağlayan bu kurumun, yakın tarihte almış olduğu bazı kararların hukuk açısından izahı henüz yapılabilmiş değil mesela.

Daha önce de çeşitli kararlarıyla tartışılan Danıştay'ın, katsayı meselesi ile ilgili son kararının da, hukuk açısından savunulabilecek bir tarafı yok.

Bu kurumun, kısa bir süre önce 'YÖK'ün işidir, ben karışamam' dediği bir konunun artık kendi işi olduğuna karar vermesinden daha vahim bir durumla; 'eşitliğin aslında eşitsizlikte olduğunu' iddia eden bir kararıyla karşı karşıyayız şimdi.

Katsayıyı sıfırlamayı eşitsizlik olarak yorumlayanların, zamanın YÖK yönetiminin 1998 yılında keşfettiği bu usül öncesi nerelerde olduklarını, nasıl olup da o zamanki eşit-siz-liğe tahammül edebildiklerini, sormaya bile gerek yok.

Karar sanki sadece bu okulların önünü kesmeye matufmuş gibi, ilgili yorumlarda yine İmam-Hatip Okulları ön planda.

Defalarca yazıldı, çizildi ve söylendi: Katsayı, sadece İmam-Hatipleri değil, gelişmekte olan ülkemizin çok ihtiyacı olan meslek eğitimini de ciddi şekilde gerileten bir mekanizma oluşturmuş ve meslek okullarına olan talebin ciddi şekilde azalmasına, bu okullarda seviyenin düşmesine sebep olmuştu...

İdeolojik baskıların yıldıramadığı bazı sanayiciler, meslek eğitime vurulan darbenin ülkemize ciddi şekilde kan kaybettirdiğini haykırıp duruyor, yıllardır.

Meslek okullarının önünü kesmek için uğraşanlar, düz lise talebelerini de rehavete sevkedip, daha fazla çalışmalarını engelliyorlar aynı zamanda.

Ne diyorduk? Bir başka açılım konusunda fikir jimnastiği yapıp, ona isim arıyorduk...

Belki esas problem zihniyette ve meselelere bakışta olduğu için, daha değişik, mesela 'Elit Açılımı' gibi bir şey de düşünülebilir.

Meselemiz, elit yani 'seçkin' olduğunu düşünenlerin, memleketin kahir ekseriyetine bakışları ve onlara karşı davranışlarıyla ilgili çünkü.

72 milyonun yanlış, kendilerinin doğru olduğunu varsayan bu kesim, akla ve mantığa uygun bütün kuralları ve bu arada hukukun evrensel ilkelerini, Anayasamızı, kanunları... hiçe sayıp; bulunduğu pozisyonun imkanlarını da sonuna kadar zorlayarak, çağdışılığı artık tescilli olan kendi ideolojik tavrını egemen kılmaya çalışıyorlar hala...

Adı her ne olacaksa, acilen yeni bir açılım başlatılmalı ve birilerinin bu memleketin evlatlarına, memlekete ve dahi kendilerine verdikleri zararın önüne geçilmelidir...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekrem Kızıltaş Arşivi